PİRHA-Muharrem ayı ile ilgili Urfa Kısaslı Alevi Babası Ahmet Aykut ve zakir Aşık Güvercin Muharrem orucunun önemini PİRHA’ya anlattılar.
Haberin videosu
Birçok bölgede olduğu gibi Urfa’da yaşayan Aleviler, Kerbela Katliamı’nın yası nedeniyle 3 gün Masum-u pak, 12 gün ise Muharrem orucu tutuyor. Matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmüyor, kurban kesilmiyor ve et yenmiyor. Her türlü eğlenceden uzak duruluyor.
Muharrem ayının önemine vurgu yapan Alevi Babası Ahmet Aykut ve zakir Haydar Polat (Aşık Güvercin) PİRHA’ya açıklamalarda bulundu.
“YÜZYILLARDIR SÜREĞİMİZ DEVAM EDİYOR”
Kısas Cemevinde yıllardır Babalık görevi yapan Ahmet Aykut, “Muharrem ayı içerisinde olduklarını bu yolun ve süreğin yüzyıllardır devam ettiğini, dedelerinden babalarından bugüne kadar geldiğini ifade ederek şöyle devam etti:
“Urfa’da bulunan Aleviler Hacı Bektaş’ı Veli Dergahına bağlıdır. Hacı Bektaş çelebilerinin dergahımızın uyguladığı şekilde dedelerimizden babalarımızdan günümüze kadar bu matem orucumuz ve ibadetlerimiz sürmekte. Bizler 15 gün Muharrem orucu tutarız, bunun üç günü masumu paklar orucudur. Masumu paklar Kerbela’da katledilen Ehlibeyt çocukları için tutulur. 12 gün de Kerbela şehitleri aşkına matem orucumuzu tutarız. Bu ayın içerisinde kurban kesilmez, et yenilmez, su içilmez, düğün yapılmaz yapılan davetlere katılınmaz. Bir aileyi bireyini kaybetmiş gibi yas tutulur. Bu yas günlerinde de cemlerimizi yapmaya devam ederiz. Matemin 12’nci gününde de Aşure yapılır. Aşure piştiği zaman oruç açılabilir ya da akşama açılır.”
“ÖNEMLİ OLAN KERBELA’NIN YASINI TUTMAKTIR”
Ahmet Aykut Baba, “Aşure Kerbala şehitleri aşkına yapılan bir lokmadır. Kerbala’da peygamber efendimizin torunlarından İmam Hüseyin’in oğlu İmam Zeynel Abidin’in küçük yaşta soyu sürdürüldüğünden ikinci Adem Baba diye hitap edilir. Ehlibeyt soyu kesilmediği ve devam ettiği için de şükür lokması yani Aşure yapılır” diyen Ahmet Baba, “Dedelerimizin döneminde Muharrem ayında cemlerde saz çalınmazdı. Erkekler sakallarını kesmez banyo yapmazdı. Aynaların üstü kapatılır kadınlar yemek yaparken bıçak kullanmazdı. Günümüzde bazı şeyler değişmek zorunda kaldı. Devlet dairesinde çalışan biri tıraş olup ütülü elbiseleri ile işe gitmek zorundadır. Önemli olan şey Kerbala’yı unutmamak ve orada şehit edilen canlarımızın yasını kalbimizde hissetmektir.”
“KALBİNDE KÖTÜLÜK VE KİN OLANLARIN YEZİT’TEN FARKI YOKTUR”
Kerbala Katliamı’nın başlangıcının 14 masumu pakın katledilmesi ile başladığını ifade eden Aşık Güvercin, “Peygamber efendimizin torunlarının dört yaşında, beş yaşında çocukları katledildi. Biz üç gün onlar için masumu pak orucu tutarız, Kerbela şehitleri için de 12 gün oruç tutarız. Kerbala Katliamı çok acı bir durum, zalim ile mazlumun arasında geçmiştir. Bu bir savaş değildir. Çünkü İmam Hüseyin oraya savaşmaya gitmemiştir. Kendi ailesi ile birlikte 72 kişi Küfe’ye gitmeye karar verdi. Zırhlı bir ordusu ve elinde bir silah yoktu. Karşısına 70 bin kişilik bir ordu çıktı ve ehlibeyt soyunu şehit etti. Bu gün kalbinde İmam Hüseyin’in sevgisini ve açısını hissetmeyen, kalbinde kötülük ve kin güdenlerin Yezit’ten farkı yoktur. Çünkü Yezit bir isimdir yaptıkları onu kötü bir isim yapmıştır.”
“BAĞLAMA BİZİM İÇİN TELLİ KUR-AN’DIR”
Muharrem ayında bir çok bölgede bağlama çalınmaz duvara asılır. Kısas’ta yas ayında da saz çalınıp cem yapılmasını zakir Aşık Güvercin, şöyle anlatıyor:
“Bağlama Alevilik yol ve erkanından hiçbir zaman bir eğlence aleti olarak görülmemiştir. Biz onu telli Kur-an olarak biliriz. İbadetlerimizde bağlama çalıp deyişler, nefesler ve mersiyeler okuruz. İbadetimiz bittikten sonra bağlamayla niyazlaşırız. Onun için Yassı Muharrem ayında da bağlama çalar nefesler ve Kerbela şehitleri için mersiyeler okuruz” dedi.
Mustafa YÜKSEL/URFA
Yoruma kapalı.