PİRHA-Partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘helallik’ sözlerine değinerek, “Helallik istiyor. Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz siz, bilerek yaptınız siz. 50 bin yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz. Donarak ölen vatandaştan neyin helalliğini isteyeceksin?” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Ücretsiz dağıtması gereken çadırları sattığı ortaya çıkan Kızılay’ın yönetimine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir! Deponuzda kaç çadır varsa getirin kardeşim, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz” dedi.
Kılıçdaroğlu ayrıca Adıyaman ziyareti sırasında yurttaşlardan helallik isteyen AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verirken, “Helallik istiyor. Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz siz, bilerek yaptınız siz. 50 bin yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz. Donarak ölen vatandaştan neyin helalliğini isteyeceksin?” ifadelerini kullandı.
“NASIL OLUR DA KIZILAY ÇADIR SATAR?”
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“AFAD’ın ve Kızılay’ın çalışanlarına, yöneticilerine değil, fedakarca çalışan bütün personeline teşekkür ederim. Yerel yönetimlere, hangi partiden olursa olsun teşekkür ederim. Bizim ruhumuzda, bizim kimliğimizde, bizim tarihimizde ayrımcılık yoktur. Tarihin bize yüklediği en güzel gelenek budur. Zamanında askeri indirmediler, yeteri kadar indirmediler ve bu felaketin sorumlusu oldular. Daha sonra gelen güvenlik güçlerimize teşekkür ederiz. En büyük teşekkürümüz deprem bölgesine koşan gönüllüler. Acaba bir kişiyi daha kurtarabilir miyiz, bunun mücadelesini verdiler.
Belediye başkanlarımız depremin olduğu her noktada olağanüstü başarılara imza attılar. CHP Grubu’ndan bütün belediye başkanlarıma teşekkür etmek görevimdir. Onlar 27 Şubat itibariyle deprem bölgesinde 8 bin 163 araç gönderdiler, 23 bin çalışan deprem bölgesindeydi. 6 bin 500 kamyonumuz gitti. 142 mutfak oluşturuldu, 16 fırın yapıldı. Çadır ihtiyacı hâlâ var. Nasıl olur da Cumhuriyetle yaşıt olan kurum Kızılay çadır satar? Kızılay yetkililerine sesleniyorum; deponuzda kaç çadır varsa getirin kardeşim, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir!
“DEVLETTE SADAKATİ ESAS ALDILAR”
Devlet tüm risklere karşı hazırlık yapmalı. Devleti tanımayan bir iktidarı ilk kez görüyorum. Devlet dediğiniz kurum bütün risklere karşı hazırlığını yapan kurumdur. Her şey söylenmiş, alınması gereken önlemlerin altı çizilmiş. Bilmeyenler kim, devleti yönetenler. Bu iktidar, devletin en temel kolonlarını kesti. Liyakat dediğimiz kavram demokrasilerde temel bir kavramdır. Devletin direği adalettir, adaleti çürüttüler. En yetkili insanları kapının önüne koydular. Devlette sadakati esas aldılar.
ERDOĞAN’IN PARA DAĞITMASINA TEPKİ
Devleti yönetenler nerede? Onlar için 5 bin, 10 bin kişi ölmüş hiç önemli değil. Para ile insanın iradesi satın alınır mı? İnsanlıktan çıkanlar ancak bunu yaparlar. Nasıl bir devlet yönetimi, nasıl bir çürümüşlüktür? Anlamakta zorlanıyorum.
Helallik istiyor. Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz siz, bilerek yaptınız siz. AFAD’ın raporları olmasaydı, üniversite hocalarının raporları, bilimsel makaleleri olmasaydı ‘bilmiyordum’ diyeceksiniz. TBMM’nin defalarca yayınladığı deprem araştırma raporları olmasaydı ‘bilmiyordum’ diyeceksiniz. Biliyordunuz! 50 bin yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz. Daha acı olanı, büyük bir kısmı donarak öldü! Güçlü silahlı kuvvetlerimiz var, bölgenin en önemli gücü. Düğmeye basıldığı anda en geç 6 saat içinde Türkiye coğrafyasında ulaşamayacakları hiçbir yer yoktu. Kutup çadırları soğuğa karşı, sahra hastaneleri, sahra mutfakları, her şeyi ilk 6 saat içinde tamamı yapılabilirdi. Yaptırmadılar? İnsanların ölümünü beklediler. Nasıl bir helallik anlayışı? Donarak ölen vatandaştan neyin helalliğini isteyeceksin?”
KILIÇDAROĞLU ACİL YAPILACAKLAR LİSTESİ PAYLAŞTI
Kılıçdaroğlu 11 maddeden oluşan acil yapılacaklar listesini de paylaştı:
“1- Kentte evi veya işyeri yıkılan ya da yıkılacak olan tüm sahipleri bankalardan veya Esnaf Kefalet Kooperatifleri’nden aldıkları kredilerin ana paralarını ve faizlerini silin. Yeni konut ya da işyeri yapımında depremzedelerden hiçbir bedel alınmasın. Yıkılan konutların veya iş yapım projelerinin onaylayanların yargılanması ve maliyetlerinin onlardan alınması lazım.
2- Kırsalda evi olanların, bankalardan ve Tarım Kooperatiflerinin ana parası ve faizleri silinecek. Üreticiye ivedilikle gübre, tohum, sulama, ilaç ve yem desteği naklen ödensin. Üreticilerin elektrik borçları kamu ödeyecek ya da elektrik şirketleri.
3- Deprem yönetmeliklerine uygun olarak güçlendirilmesi gereken tüm yapılara hak sahiplerine uygun koşullu ve uzun vadeli finansman sağlansın.
4- Oluşturulacak hasar tespit komisyonlarında çalışacak olanlara sorumluluk ve güvence verilsin.
5- Konutları veya işyerleri yıkılan ya da yıkılacak tüm ailelerin yeni yaşam alanlarındaki internet hizmeti en azından 3 yıl süreyle devlet tarafından karşılansın
6- Depremde kamyon, kamyonet, otobüs, otomobil, motosiklet, traktör gibi ulaşım ve hizme araçlarını kaybeden depremzedelere yeni araç alımlarında faizsiz, uzun vadeli kredi sağlansın.
7- Deprem bölgesinde işçi olarak çalışanların ücretleri 1 yıl süreyle vergi dışı bırakılsın.
8- Depremzede ailelerin üniversitelerde okuyan, vakıf üniversiteleri dahil çocuklarından öğrenci harcı ve yurt ücretleri alınmasın.
9- Deprem bölgelerindeki yerel yönetimlerin yıkılan veya kullanılmaz haline gelen altyapı inşaatlarını merkezi hükümet yapsın.
10- Özellikle kırsal bölgelerdeki kamu personelinin lojman ihtiyacı var. Bunun da süratle karşılanması lazım.
11- Deprem bölgesinin yeniden yapılanmasında kamudan ihale alan firmalara bölgede üreteceği işlerde kullanacağı personelin en az yüzde 25’ini o bölge halkından alma zorunluluğu getirilsin.”
Bu saydığım 11 madde acil yapılması gereken düzenlemeler. Devleti yönetenler bunların hiç farkında değil. Onlar çadır satmakla meşgul, Kızılay’ın kanını satmakla meşgul. Kızılay’ın içini boşaltmakla meşguller. Devletin kolonlarını kesmekle meşguller.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.