Alevi Haber Ajansi

Kılıçdaroğlu’na saldıran Koray Demirel: Öldürmek isteyen insan gider öldürür

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara’daki bir asker cenazesinde saldıranlar hakkında açılan davanın ilk duruşması görülüyor. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan sanık Osman Sarıgün, yaşananların üzerinden çok zaman geçtiğini ifade ederek “hatırlamıyorum” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyete 21 Nisan 2019’da Ankara’nın Çubuk ilçesinde yapılan linç girişimiyle ilgili açılan davanın ilk duruşması Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediliyor.

Dava nedeniyle polis, bir hayli geniş önlemler alırken, mahkeme salonuna girmek isteyenler 3 ayrı aramadan geçti. Duruşmaya CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ve çok sayıda milletvekili katıldı. Gazetecilerin duruşmayı izlemesine ise engel olundu. Hakim ile milletvekillerinin müzakeresi sonrasında basın mensupları da salonda yerlerini aldı.

“KIŞKIRTMAYA GELDİK”

Duruşmada ilk olarak sanık Vahit Delibaş dinlendi. Olay günü elindeki sopa ile Kılıçdaroğlu’nun sığındığı eve doğru hamle yaptığı iddia edilen Delibaş, “Benim köyüm ile olay yerindeki köy arası 3,5 km. Oraya gidip gelen herkes kendini korumak için eline değnek alır. Köpeklerden kendimi korumak için değnek elimdeydi” sözleriyle kendini savundu.

Avukat Celal Çelik, mahkemeye gösterdiği fotoğraflarla, Delibaş’ın Kılıçdaroğlu’nun sığındığı eve elindeki sopayla girmeye çalıştığını vurgulayarak, “Söylemiş olduğu sözlerle birlikte kastı belli. Birçok sanık tarafından ‘Yakın’ diye bağırıldığı ortamda, sanığın sopa ile eve girmeye yönelik hamle yaptığı değerlendirildiğinde sanığın suçunun adam öldürmeye teşebbüs ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik olduğu görülecektir” dedi.

Delibaş, Kılıçdaroğlu’nun avukatı Çelik’e karşı çıkarken, şu savunmayı yaptı:

“Bizim öyle bir şeyimiz olsaydı, orada zaten öldürülürdü. Kışkırtmaya geldik. O anki kalabalığın yapmış olduğu bir iş. Gelme denilmesine rağmen gelmiş. Bunu kahvehanede cenaze gömüldükten sonra söylendi, cenaze evine gelme denmiş. O da çıkmış gelmiş. Kılıçdaroğlu’nu öldürmek isteseydik, zaten çıkamazdı. O kadar kalabalık vardı.”

“OLAYIN ARDINDAN ÇOK ZAMAN GEÇTİ”

Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün ise hakkındaki iddiaları reddederek, emniyette verdiği ifadesinin geçerli olduğunu söyledi. Sarıgün, hakimin “Olay nasıl oldu, anlat” sözüne “Unuttum, çok zaman geçti” diye yanıt verdi. Hakim Sarıgün’ün emniyetteki ifadesini okudu. Sarıgün emniyet ifadesindeki “Olaydan dolayı pişmanım, Kemal Kılıçdaroğlu’dan özür diliyorum” beyanını tekrarladı.

Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik ise Sarıgün’ün suçtan kurtulmaya yönelik savunma yaptığını söyleyerek, Sarıgün’ün adam öldürmeye teşebbüsten yargılanması gerektiğini belirtti. Şehidin ölümünden sorumlu olarak Kılıçdaroğlu’nu göstermesine ise ‘iftira’ suçunu işlediğini de açıklayan Çelik, Sarıgün’ün olay günü attığı sloganların da suç işlemeye tahrik olduğunu vurguladı ve ek savunma alınmasını istedi.

“ŞUURUM KAYMIŞTI”

Sanık Ayhan Onbaşı ise “Ben olay yerinden kaçmadım” dedi. Avukat Celal Çelik de CHP’nin ‘linç girişimine’ ilişkin hazırladığı raporu da hatırlatarak, Onbaşı’nın çevresindekilere “Abla yuh deyin” diye çevresindekileri kışkırttığını söyledi ve halkı kin ve düşmanlığa tahrikten ek savunma alınmasını istedi. Çelik, Onbaşı’ya cenaze merasiminin bitimi sonrasında Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evin etrafında olup olmadığını sordu, Onbaşı “Yoktum, şuurum kaymıştı. Köyde 3’üncü şehit” dedi.

Sanıklardan Salih Ateşyürekli de, “Kandil’e git Kemal” diye bağırması ve Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engellemesiyle ilgili savunmasında şunları söyledi: “2000 yılında Van’da askerliğimi yaptım. Vatan, bayrak sevgisiyle operasyonlara görevli gitmek istedim. Karakolda askerliğimi yapmadığım için bana güldüler. Beni buraya getiren tek şey vatan, bayrak sevgisidir. Televizyonlara bakıyoruz. ‘Kandil’e git, Kandil’e’ dedim. O kalabalıkla arkalarından ben de evin önüne gittim. Pişmanım. Keşke o cenazeye gitmeseydim. Benim tek ağırıma giden bize ‘terörist’ denilmiş. Gururuma ve onuruma dokundu.”

‘KANIMA DOKUNDU’

Sanık Sami Şekerci ise yaptığı savunmasında, “Kılıçdaroğlu’nun geleceğinden haberimiz yoktu. Alana girince insanların tepkisi oldu. HDP ile birlikte de seçime girmesi benim bir milliyetçi olarak kanıma dokundu. Evin etrafında vardım ama sadece olayları seyrettim” dedi.

Kılıçdaroğlu’na tekme atmaya çalışan sanık Oğuz Şimşek da savunmasında şunları dile getirdi: “Kalabalıkta kendimi korumak için direğe çıktım. O sırada uzun boylu insanlar geçiyordu, ayağımı kimse vurmasın diye kaldırdım. Zarar vermek için gitmedim. İnsanlık olsun diye şehit cenazesine gittim. Bir sefer yuh çektim o.”

“ESAS TAHRİK EDEN KILIÇDAROĞLU’DUR”

Sanıklardan Koray Demirel’in ise 15 Temmuz gazi madalyası ile savunma yapması dikkat çekti. Demirel, “15 Temmuz sonrası Yenikapı’da üç parti ortak miting yapıldı. Biz onları böyle görmek istiyoruz. Kılıçdaroğlu, Karadeniz’de saldırıya uğradı, Sayın Cumhurbaşkanımız onu hemen aradı. Böyle bir tabloda kalsaydı, ona protesto olur muydu? Ben ona taş atmadım. Ben şehidin cenazesine sonradan katıldım, arkadan gelen konvoy beni öyle sıkıştırdı ki arabamın camına vurdular. Kılıçdaroğlu’nun korumasıymış. Esas tahrik eden Kılıçdaroğlu’dur. Yener Kırıkçı uzaktan akrabamızdır” diye savunma yaptı.

“ÖLDÜRMEK İSTEYEN İNSAN GİDER ÖLDÜRÜR VE PAŞA PAŞA YATAR”

Duruşmada olay anına dair görüntüler izletildiğinde de Demirel, taş atanın kendisinin olmadığını savunup, “Kılıçdaroğlu’nun korumalarının bana yönelik saldırısının görüntüsünü de izleyebilir miyiz?” dedi. Bunun üzerine Av. Celal Çelik, sanığa dair “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi. Genel Başkan onları nasıl kışkırtmış olabilir. ‘Korumalar bana vurdu’ gibi sözler söylüyor. Genel Başkanın hiçbir korumasının böyle bir müdahalesi olmamıştır. Orada İçişleri Bakanı, kuvvet komutanları, bunların korumaları var. Genel başkanın kaç tane koruması olabilir ki. 15 Temmuz ile ilgili Genel Başkanımızın değerlendirmeleri biliniyor. Genel Başkanımız bu değerlendirmeleri yaparken elbette eleştiri de yapacak. 15 Temmuz’un olacağı MİT’e bildiriliyor. MİT bir şey yapmıyorsa, Genel Başkanımız ne yapacaktır” ifadelerine yer verdi. Kılıçdaroğlu’na kasten saldırmadığını söyleyen Demirel ise, “Bir yere kadar öldürmek isteyen insan bir yerden sonra vazgeçemez ki. Öldürmek isteyen insan gider öldürür ve paşa paşa yatar” sözlerini sarf etti.

Sanık Ayşe Ortapınar, elindeki seccade ile Kılıçdaroğlu ve Yıldırım Kaya’ya vurmaya çalışmasıyla ilgili olarak, seccade ile kendini koruduğunu savundu. Sanık Ortapınar, Jandarma’da alınan ifadesini de kabul etmedi.

Bir diğer sanık Yusuf Bedava ise, yaptığı savunmasında “Şehit Kırıkçı teyzemin oğludur. Yerde bulunan toz halindeki toprağı attım, O da zaten havada savrulup gitti. Attığım toprak yaralayıcı değildi. Zaten attığım da öne ulaşmamıştır” dedi.

SOYLU HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Mahkeme heyeti sonrasında salonun dezenfekte edilmesi için duruşmaya kısa bir ara verilirken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Özkoç, duruşmayı izleyen CHP heyeti ile birlikte açıklama yaptı.

Sanıkların “adam öldürmeye tam teşebbüs”, “hürriyeti kısıtlamak”, “halkı kin ve nefret duygularına teşvik” suçlarından yargılanması gerektiğini söyleyen Özkoç, “Biz CHP olarak Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı hakkında şikâyette bulunduk. Olayın bizzat içerisinde olan devletin yetkilileri onu taltif etmişlerdir. İlgili Tümen Komutanı ile Ankara Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurularında bulunduk” dedi.

Mahkeme heyetinden dosyaya ilişkin görevsizlik talebinde bulunan Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, “Sivas’taki yakma eylemi sonucunda insanların diri diri yakıldığı hepinizin malumudur. Nitekim Madımak’ta de yakın sözünden sonra olay gerçekleşmiştir. Çubuk’taki olayda da aynı kapsamda eğitim seviyesi düşük ve kışkırtmaya müsait insanlarla genel başkana saldırıda bulunuldu. Dosya ağır ceza mahkemesine girmektedir. İlgili sanıkların adam öldürme mi yoksa yaralama kastı mı olduğunun değerlendirmesi asliye ceza mahkemesinin sorumluluğu olmayacaktır.”

Çelik, taleplerinin karşılanmaması durumunda olayın aydınlatılması için Jandarma Genel Müdürlüğü’nden cenazede olay çıkması ihtimaline yönelik hazırlanması gereken planların istenilmesini talep etti. İddia makamı mütalaasında görevsizlik talebinin reddini, adli kontrol hükümlerinin devam etmesini istedi.

Kararını veren mahkeme heyeti görevsizlik talebinin reddine karar vererek, sanıkların adli kontrollerinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşmayı 1 Mart 2021’e erteledi.

Hazırlanan iddianamede 6’sı kadın 36 sanık hakkında 1 yıl 8 ay 15 gün ile 28 yıl 10 ay arasında değişen hapis cezası isteniyor.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak