PİRHA- Diyanet İşleri Başkanı Eli Erbaş’ın Mersin Cemevi ziyaretini ABF İnanç Kurulu ve Mersin Cemevi Başkanı Hasan Kılavuz’a sorduk. Kılavuz, ziyaretin normal olduğunu belirterek, “Bu Alevilerin bir kazanımı” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve beraberinde Mersin Valisi Ali İhsan Su ve Mersin İl Müftüsü Şaban Kondi Mersin Cemevini ziyaret etti.
Alevi Bektaşi Federasyonu İnanç Kurulu Başkanı ve Mersin Cemevi Başkanı Hasan Kılavuz’un Diyanet İşleri Başkanı ile görüşmesine Alevilerden yoğun tepki ve eleştiriler geldi.
PİRHA olarak Hasan Kılavuz’a Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ziyaretinin detaylarını ve kendine yönelik eleştirileri nasıl değerlendirdiğini sorduk.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANININ CEMEVİNE GİTME ISRARI
Diyanet İşleri Başkanı’nın Mersin Cemevine gelmesi Alevi kamuoyunda çeşitli tepki ve eleştirilere neden oldu. Bu görüşme nasıl gerçekleşti, daha önceden planlanmış bir görüşme miydi? Diyanet İşleri Başkanı neden geldi Mersin Cemevine?
Mersin’de yetişen hafızlara diploma vermek için gelmiş. Çeşitli kurumları ziyaret ediyormuş. Bizim de geçen pazar günü aşuremiz vardı. Sabah 09.00’da Mersin Müftüsü aradı ‘Diyanet işleri başkanımız ve sayın valimizle birlikte çay içmeye geleceğiz, cemevinde misiniz?’ diye sordu. Ben de ‘Dışarıdayım cemevinde değilim, neden daha önce haber vermediniz?’ dedim. Müftü de ‘Ani oldu, Diyanet işleri Başkanı cemevini de ziyaret etmeden gitmeyelim diyor, ısrar ediyor’ dedi. Ben de ‘Saat 12.00’ye kadar bekleyin, ben yönetici arkadaşlara da haber vereyim’ dedim.
Diyanet İşleri Başkanlığı cemevlerini tanımıyor. Hiç tanımadığı Türkiye’nin büyük cemevlerinden birini ziyaret etmesini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunu Alevilerin onlarca yıllık örgütlü mücadelesinin bir başarısı olarak görüyorum. Yurt içi yurt dışı tüm Alevi kurumlarının başarısıdır bu. İstemlerimiz ve taleplerimiz seslidir, demek ki sesimizi duydular, taleplerimizi biliyorlar. Laik demokratik bir ülkede Diyanet’in olmadığını, eğer olursa da tüm inanç kurumlarına aynı mesafede olması konusundaki taleplerimizi demek ki hep duydular.
“DİYANET İŞLERİ BAŞKANI CEMEVİNİ ZİYARET EDİYORSA BU BİR BAŞARIDIR”
Diyanet İşleri Başkanı bu ziyaretiyle cemevlerini tanıdığı anlamına mı geliyor?
Diyanet İşleri Başkanına, daha önceki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in ‘Cemevleri bizim kırmızı çizgimizdir’ açıklamalarını hatırlatarak dedim ki ‘Sizden önceki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez bizim bedduamıza uğramıştı. O yüzden soyismi Görmez olmuştu. Eğer duamıza uğrasaydı soy ismi Görer olurdu. Alevilerin de kırmızı çizgileri var, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini istiyorlar. İbadethane olarak kabul etmediği bir yeri bugün Diyanet İşleri Başkanı gelip ziyaret ediyorsa bu bir başarıdır.
Bir Sünni cemaatin temsilcisi gelip bir Alevi kurumunu, cemevini ziyaret ediyor ve orada da Alevilerin İnanç Kurulu Başkanıyla görüşüyor. Bu bir kazanım değilse nedir? Biz gidip ziyaret etseydik ya da talep etseydik bu ayrı bir şey olurdu?
Diyelim ki o bu ziyaretiyle cemevini tanımış oldu. Peki Aleviler yıllardır “Diyanet kaldırılsın, laik bir ülkede Diyanet olmaz. Çnkü Alevi inancı konusunda da hükümetleri yönlendiriyor” diyerek Diyanetin kaldırılmasını istiyor. Siz bu ziyaret sonucu onu kabul etmiş olmuyor musunuz?
İyi de biz bu ülkede yaşıyoruz. Birbirimizin eksikleri, fazlalıkları varsa bunu medeni insanlara yakışır bir dille muhabbet edip, konuşup tartışırız. Şüphesiz ki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu ülkede olamayacağını, onların şimdiye kadar yaptıklarını hepsini biliyorum.
“BU ZİYARET ALEVİLERİN KAZANIMIDIR”
Siz Diyanet’in kaldırılmasını istiyor musunuz?
80 milyon nüfuslu bir ülkede eğer 60-70 milyon Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın diye dayatıyorsa o zaman bunun yeniden yapılandırılması lazım. Bu talepleri söyleyenler biziz, benim. Alevi kurum ve kuruluşlarının tümünün talepleri bu doğrultuda. Yani ‘Ne oldu da birden bir Diyanet İşleri Başkanı bana geldi’ değil bu. Bu Alevilerin kazanımı. Alevi kurum ve kuruluşlarının birlikte yıllardan beri taviz vermeden yaptığı çalışmalardır.
“BU ÜLKEDE TALEPLERİMİZİ KİMİNLE TARTIŞACAĞIZ?”
Ama eğer ciddi bir şekilde ziyaret etmek istiyorsa ‘oraya hafızların sertifikasını vermeye geldim, bir de cemevine uğrayayım’ der mi? Bu doğru bir tavır mı? Bir cemevini ziyaret edecekse, İnanç Kurulu Başkanını muhatap alıyorsa daha özenli bir randevu ile gitmesi gerekmiyor mu?
Ne için geldiği beni enterese etmiyor. Cemevine giriyor mu, girmiyor mu, Alevi dedesinden randevu talep ediyor mu etmiyor mu? Düne kadar kabul etmedikleri, ‘kırmızı çizgimizdir’ dedikleri yere geliyor mu? ‘Alevilerin cümbüş yeri’ dediği yere kendisi geliyor mu’ ben ona bakarım ve bunu Alevilerin bir kazanımı olarak algılarım. Bunun arkası da gelmeli. Cumhurbaşkanının ‘cemevlerine yasal statü tanıyorum’ söyleminin de takipçisi olduğumuzu söyledim. Yarın bizim kurum başkanlarımızı, yöneticilerimizi bir yere çağırırlarsa, görüşmek isterlerse yok mu diyecekler? Yani biz bu ülkede taleplerimizi kiminle tartışacağız? Arkadaşların sosyal medyada yazdıklarını samimi ve ciddi bulmuyorum.
Muhatap AKP hükümeti değil mi?
Tabi ki hükümet. Diyanet İşleri Başkanı bugün var yarın yok, oranın bir memurudur. Yarın o gider yerine bir başkası gelir.
“DUYGULARIMIZLA HAREKET EDEMEYİZ”
Aleviler dünden beri tepki veriyor. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı sizin istifanızı istedi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneğinin İnanç Kurulu ‘istifa etmeli’ dedi. Avrupa’dan da yine ‘görevi bırakmalı’ diye size tepkiler geldi. Bu tepkilere ne diyeceksiniz?
Arkadaşlar kendi görüşlerini söylemişler. Söyleyebilirler. Aleviler zaten bir anda hiç düşünmeden, aklın süzgecinden geçirmeden bakın inancımız aklın inancıdır. Söylediğin sözü düşünerek konuş. Ağızdan çıktı mı bir söz sen onun muhatabı olursun. Onlar Hasan Kılavuz’a bir şeyler söylerler ama ben susarım. Şahı Merdan Ali’ye diyorlar ki ‘Ya Ali Emeviler bu kadar yalan söylüyor sen niye cevap vermiyorsun?’ Diyor ki ‘onlar söylesin. Onlar söyledikçe alçalırlar, ben sustukça yücelirim.’
Kurum ve kuruluşlarımızın bütün temsilcileri saygın kişiler. Bana göre daha akıllı daha sakin düşünmelidirler. Çünkü inancımız aklın inancıdır. Duygularımızla hareket edemeyiz, aklımızla hareket etmeliyiz. Yıllardan beri mücadelemiz var, bu mücadelemiz Alevilerin kurum ve kuruluşlarıyla bu ülkede gerçekten kabul edilmesidir. Cemevlerinin yasal statüsü, çocuklarımızın asimile edilmemesi, Alevi köylerine cami yapılmamasıdır. Bu taleplerle mücadele ediyoruz.
Tabi asimilasyon daha bir hızla yayılıyor. Örneğin bir din dersi kitabında cemevi farklı tanıtılıyor ‘ceme girmeden önce abdest alır Aleviler’ diyor ama namaz kılan kadın erkek resmi koymuşlar. Yani Alevilerin lehine giden hiçbir şey yok. Hep daha geriye gidildiği bir dönemde bunun olmasını nasıl karşılıyorsunuz?
Alevi kurumlarının başındaki insanlar aklıyla hareket etmeli, inancın kaide ve kurallarını korkusuz bir şekilde uygulamalı.
“TÜM UYGULAMALARIM ALEVİCEDİR”
Doğru yaptığınıza inanıyorsunuz ‘yanlış bir durum yok’ diyorsunuz.
Kesinlikle. Tüm uygulamalarım Alevicedir. Biz Aleviyiz, Alevilik bir inançtır.
“MİSAFİRE ASLA YOK DEMEYİZ”
Diyanet İşleri Başkanı çat kapı ‘size de gelmek istiyorum’ dediğinde siz bunu kabul etmek zorunda mısınız?
Hangi cemevi olursa olsun kendinden eminse eyvallah. Çünkü biz diyoruz ki ‘meyman Ali’dir’ Misafir kim gelirse gelsin. Biz Aleviler olarak dışarıdan gelen bir misafire asla ‘yok’ demeyiz.
Diyanet İşleri Başkanını normal bir misafir gibi algılayabilir miyiz? Bu konuda bir sorgulamamız olamaz mı?
Misafirdir gelir. Hoş gelmiş. Onu sorgulamanın da edebiyle erkanıyla Alevice sorgulaması yapılır ya da taleplerini dile getirirsin, sitemlerini söylersin, yanlışlıklar varsa onu Alevi diliyle izah edersin.
Peki siz istediğiniz her şeyi söyleyebildiniz mi Diyanet İşleri Başkanı’na?
Evet. Biz burada istediğimiz her şeyi, beklentilerimizi, yapılanları söyledik. Hatta burada bayağı muhabbet oldu. Basın, kanaat önderlerimiz falan da buradaydı. Her şeyi dile getirdik. ‘Yarın öbür gün cumhurbaşkanı da gelsin, Alevilerin cemevlerine yasal statü vereceğine dair söylemleri vardı. Herhangi bir yerde açıklama yapsın, sabırsızlıkla bekliyoruz, takipçisiyiz’ dedik.
“Diyanet olarak siz bizim muhatabımız değilsiniz’ diyemez miydiniz?
Muhatabımız olmadığını o da biliyor biz de biliyoruz. Yani Diyanet İşleri Başkanı bugün var yarın yok. Bizim muhatabımız, iktidardır, devletin kendisidir. Ama bir hedefe varmak için bir yol gidersiniz.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.