Hafta sonu çıkarılan iki KHK’yi protesto eden KESK, Türkiye genelinde yaptıkları basın açıklamalarıyla KHK’lere boyun eğmeyeceğini vurguladı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kamu çalışanları, hafta sonu çıkartılan 695 ve 699 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) Türkiye genelinde yaptıkları eylemlerle protesto etti.
ANTEP: KHK’LERE DİRENECEĞİZ
KESK Antep Şubeler Platformu’nun, Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antep Şube binasında yaptığı toplantıya çok sayıda sendika üyesi katıldı. Toplantının yapıldığı salona, “Ne darbe, ne OHAL, demokratik Türkiye” yazılı pankart asıldı.
Açıklama yapan BES Şube Başkanı Yunus Çiçek, hükümetin KHK’ler ile KESK’lileri hedef aldığını belirtti. KHK’yle 138 KESK üyesinin ihraç edildiği bilgisini veren Çiçek, şunları belirtti:
“Sırf Semih Özakça’yı ziyaret ettiği için Eğitim-Sen üyesi Sinop Eğitim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul da ihraç edildi. KESK nereden, kimden gelirse gelsin, tüm darbelere, vesayet sistemlerine karşı olan ve bunun için bedel ödeyen bir konfederasyondur. Bugün de, 15 Temmuz sonrasında KESK’i ‘darbe destekçisi’ olarak itham edemeyeceklerini bilenler, yıllardır kararlılıkla sürdürdüğümüz emek ve demokrasi mücadelemizi ‘suç’ gibi göstermektedir. Oysa bir sendikanın, konfederasyonun; anayasa ile yasalarla, ülkemizin altında imzası bulunan uluslararası sözleşme ve anlaşmalarla güvence altına alınmış bulunan sendikal hak ve özgürlükleri kullanması ‘suç’ değildir. Bizler çocuk, kadın ve emekçiler olarak KHK’larla hayatımızın karartılmasına izin vermeyeceğiz. Çıkarılan KHK’ler ile umutsuzluğa, yılgınlığa kapılmamızı bekleyenleri yanıltmaya devam edeceğiz. KHK’ler bizleri yıldıramayacak. KHK’lere direneceğiz” diye konuştu.
ADIYAMAN: DÜŞMAN HUKUKU OLUŞTURULUYOR
BES Adıyaman Şubesi de, 695 sayılı KHK ile ihraç edilen sendikalarının eski yöneticisi ve üyesi olan Mehmet Aydın için basın toplantısı düzenledi. BES şube binasında yapılan toplantıdan konuşan Şube Başkanı Şahin Mehmet Binicier, OHAL’in kaldırılmasını ve SGK çalışanı Mehmet Aydın ile tüm ihraçların göreve iade edilmesini istedi. OHAL’in ilanı ve sonrasında yayınlanan KHK’lerle ülkenin geldiği noktaya dikkat çeken Binicier, “Ülke olarak tarihimizin belki de en karanlık döneminden geçiyoruz. 15 Temmuz darbe girişimini ‘Allah’ın bir lütfu’ olarak nitelendiren AKP iktidarı, yeni siyasal rejimini inşa etmek için saldırılarına her gün bir yenisini ekliyor. Son olarak pazar gecesi yayımlanan 2 KHK, 17 aydır sürdürülen OHAL hukuksuzluğunun ülkede demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük, insanca bir yaşam isteyen milyonları hedef aldığını, bu kesimlere yönelik adeta bir düşman hukuku oluşturduğunu tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır” diye belirtti.
MERSİN: FAŞİZME KARŞI TEK SES VE TEK YÜREK OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ
KESK Mersin Şubeler Platformu da, Mersin Özgür Çocuk Parkı’nda yaptıkları açıklamayla KHK’leri protesto etti. Darbe girişiminin siyasal ayağına ilişkin tek bir adım dahi atılmadığını hatırlatan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Yılmaz Bozkurt, OHAL’in siyasi iktidarın ve sarayın elinde tek adam diktatörlüğü hedefinin önündeki engelleri temizleme silahına dönüştürüldüğünü söyledi. KHK’lerin Türkiye’yi yönetenlerin korkusunun ürünü olduğunu belirten Bozkurt, siyasi iktidarın KHK’lerle onlarca hukuksuzluğa imza attığını ifade etti. AKP iktidarının insanların hayatlarını KHK ile cehenneme çevirmesine seyirci kalmayacaklarını kaydeden Bozkurt, “Pazar gecesi çıkarılan KHK’lerle ülkenin üzerine çöken karanlık, daha zifiri hale getirilse de umutsuzluğa, yılgınlığa kapılmamızı bekleyenleri yanıltmaya devam edeceğiz” dedi. Bozkurt, “OHAL ve KHK rejimiyle örülen açık faşizme karşı emek, demokrasi ve barış mücadelesinde tek ses ve tek yürek olmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
ANTALYA: KAN BANYOSU ÇAĞRISI YAPANLARIN CEZASIZ KALMASI İSTENİYOR
Antalya’da ise Attalos Meydanında yapılmak istenen basın açıklamasına müdahale eden polis zor kullanarak kitleyi alandan uzaklaştırmasının ardından basın açıklaması Eğitim-Sen Antalya Şubesi binasında yapıldı. KESK adına Basın metnini okuyan KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Pazar gecesi yayımlanan iki KHK, 17 aydır sürdürülen OHAL hukuksuzluğunun ülkede demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük, insanca bir yaşam isteyen milyonları hedef aldığını, bu kesimlere yönelik adeta bir düşman hukuku oluşturduğunu tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır” dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’in 5 kez uzatıldığına dikkat çeken Bozgeyik “OHAL siyasal iktidar ve Saray’ın elinde tek adam diktatörlüğü hedefinin önündeki engelleri temizleme silahına dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.
696 sayılı KHK’ye dikkat çeken Bozgeyik, şunları ifade etti:
“696 sayılı KHK ile AKP-SARAY iktidarının baskı rejimine karşı çıkan herkese adeta düşman hukuku ve linç kültürü dayatılmaktadır.’Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisine imza atarak ölümlere, katliamlara, savaşa karşı sesini yükselten, barış isteyen akademisyenler ‘terörist’ ilan edilirken kan banyosu çağrısı yapanların cezasız kalması sağlanmak isteniyor. Terör tanımının sürekli genişletildiği, terörün kapsamının ve kimlerin terörist olduğunun bizzat iktidar tarafından keyfi bir şekilde belirlendiği bir ortamda cezasızlık kapsamının AKP karşıtı her türlü eyleme yaygınlaştırılabileceği açıktır. Buna karşın Ceza Muhakemeleri Kanununda yapılan değişikliklerle yıllardır sınırlanan savunma hakkının tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik ciddi ve tehlikeli boyutlarda düzenlemeler getirilmiştir. Örneğin zorunlu müdafiiliğin kabul edildiği hallerde müdafiin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilecektir. Dolayısıyla müdafii olmaksızın hüküm tesis etmek mümkün olabilecektir. Gerek duruşmanın hazırlık aşamasında, gerekse duruşmada her türlü bilgi, belge, ifade, rapor artık okunmayacak; ‘anlatılacak’tır. Yine 10 yıl üzerindeki hapis cezaları için yapılan itirazlarda Yargıtay’ın duruşmalı görüşme zorunluluğu kaldırılmaktadır.'”
Yoruma kapalı.