PİRHA – 14 yıllık beden eğitimi öğretmeni Yalçın Düzgün. 7 Şubat 2017 tarihinde 686 Sayılı KHK ile ihraç edildi. Düzgün, AKP’nin 2012 yılındaki 4+4+4 sistemiyle siyasal, gerici politikalarının eğitime yansıdığına dikkat çekti. Düzgün, alternatif eğitim kursları veren ve KHK ile işinden edilmiş öğretmenlere iş olanağı sunan ÇEDF’in çalışmalarını ve eğitim sistemini anlattı.
Son yıllarda sürekli değişen eğitim sistemiyle birlikte cemevleri, yöre dernekleri, federasyonlar harekete geçerek açtıkları eğitime destek kursları ile eğitimde oluşan boşluğu doldurmaya çalışıyorlar. Sadece bununla sınırlı değil, KHK ile işlerinden edilen öğretmenlere de iş kapısı aralıyorlar.
Her yönüyle alternatif bir sistem geliştirmeye çalışan Çağdaş Erzurum Dernekler Federasyonu, iki yıldır federasyon binasında kültür, sanat ve eğitim çalışmaları kapsamında eğitime destek kursları veriyor.
Eğitim katından sorumlu 14 yıllık beden eğitimi öğretmeni Yalçın Düzgün ile konuştuk. Düzgün, 7 Şubat 2017 tarihinde 686 Sayılı KHK ile ihraç edilmişti.
Düzgün, ilk olarak Hakkari’de görev yapmış daha sonra Yalova ve en son İstanbul’da görev yaparken KHK ile ihraç edilmiş 14 yıllık bir öğretmen. Şimdi ise Çağdaş Erzurum Dernekler Federasyonu’nda (ÇEDF) eğitimden sorumlu bir öğretmen olarak görevine devam ediyor.
Düzgün, Çağdaş Erzurum Dernekler Federasyonu’nda eğitime destek kursuna neden ihtiyaç olduğunu ve Türkiye’deki eğitim sistemini PİRHA’ya anlattı ve bu tür kursların önemine değindi.
“KAMU KAYNAKLARI İMAM HATİP OKULLARINA AKTARILDI”
AKP’nin siyasal, gerici ve kendi dayatmasıyla yürüttüğü bir eğitim politikasının olduğunu kaydeden Düzgün, 2012 yılındaki 4+4+4 sistemiyle bu politikaların eğitime yansıdığını söyledi.
Düzgün, o dönemlerde İmam Hatip okullarının arttığını, ana okullara kadar indirgenmiş bir dini eğitim dayatıldığını belirterek, “İmam hatiplerin önü açıldı. Kamu kaynakları tamamen özel sektöre ve imam hatiplere aktarıldı” dedi.
“Siyasal iktidar nasıl şekillenirse eğitim sistemi de öyle şekillenir” diyen Yalçın Düzgün, “AKP’nin 17 yıllık iktidarı döneminde eğitim sisteminin üstüne gitmesinin bir nedeni var. Eğitim aslında bir üst yapı modelidir. AKP’nin de ihtiyaç duyduğu bir eğitim sistemi ve eğitim modeli vardı. Bunu da hayata geçirmek için çok ciddi bir saldırı sistematiği düzenledi ve hayata geçirdi. 4+4+4 ile şunu gördük ki AKP kadrolarının daha doğrusu kendi ideolojilerine göre şekillendiği kadroların okullarda yaygınlaştığını gördük. Bunun yanında kendi yanında engel olan devrimci, demokrat, sol görüşlü ve yurtsever öğretmenleri bir şekilde tırpanlanması gerekiyordu” diye konuştu.
AKP’nin 2015 yılında cemaat ile ayrışmasını fırsata çevirdiğini belirten Düzgün, hem eğitim sisteminin değiştirilmesi hem de okullarda görev yapan devrimci, ilerici öğretmenlerin tavsiyesine yönelik bir süreci işlettiklerini söyledi.
“EĞİTİMDE YAŞANAN SIKINTILAR CİDDİ BOYUTLARA ULAŞTI”
AKP’nin kendi açısından başarılı bir eğitim sisteminin hayata geçirildiğini belirten Düzgün, şöyle devam etti:
“Aslında yanlış bir yanılgı var, eğitim sistemi başarısızdır vurgusu kimin baktığı ile ilgili değişir. AKP açısından başarılı bir eğitim sistemi hayata geçirildi. Neden kaynaklı bu? Birincisi bilimsel, laik, demokratik bir eğitimden, nitelikli eğitimden tamamen uzaklaştırılan, piyasacı gerici bir eğitim sistemine geçiş yapıldı. Bundan kaynaklıdır ki 17 yıllık bir iktidarı sürecinde 7 kere sistem değiştirip, sürekli bakanları değiştirip ve halen bir eğitim sistemi oturtamamasının tek nedeni şudur: Halen tam anlamıyla ideolojisini hayata geçirebileceği bir eğitim sistemi modelini bulamamasıdır. Ama şunu gördük ki; son bir iki yıldır eğitimde yaşanan sıkıntılar çok ciddi bir boyutlara ulaştı. Artık içinden çıkılmaz bir hal aldı. Öğrenci, veli ve öğretmen boyutunda bu sorunlar giderek büyüyor.”
” ÇEDF, EĞİTİM BOŞLUĞUNU DOLDURMAK İÇİN KURSLAR AÇTI
AKP iktidarına eğitimin teslim edilmeyeceğini, devlet okullarının tamamen içinin boşaltıldığını söyleyen Düzgün, yoksul çocukların özel okullara mecbur bırakılmasının önünün açıldığını kaydetti.
Düzgün, eğitim alanında yaşanan bunca sıkıntıdan sonra Eyüp bölgesinde bulunan Çağdaş Erzurum Dernekler Federasyonu’nun bu ihtiyaçtan dolayı yola çıkıp, 2017-2018 eğitim öğretim yılında takviye ve etüt kursları başlattığını kaydetti.
İlk olarak 8. sınıf öncelikli bir kurs başlattıklarını bu yıl ise 6-7. sınıfları ekleyerek büyüttüklerini belirten Yalçın Düzgün, eğitim kursuyla sınırlı kalmadıklarını bunun yanında çocuklara sosyal ve kültürel alanlar açmak için müze gezileri, sinema, tiyatro, satranç kursu ve satranç turnuvaları gibi sosyal faaliyetleri düzenlediklerin kaydetti. Düzgün, çocukların özellikle eksik olduğu ve büyük bir ihtiyaç haline gelen alanları doldurduklarını söyledi.
AİLELER ÇOK MEMNUN
Aileler kesinlikle memnun, çünkü özel bir alandan bahsettim. Özel okulların ve dayatılan dersanelerin ciddi ücretler isteyip çocukları ve velileri mecbur bıraktıklarını söyleyen Düzgün, yoksul çocukların eğitim hakkının gasp edildiğini belirterek, ailelerin ÇEDF’de devam eden eğitime destek kurslarından memnun olduklarını vurguladı.
Bu yıl için hala kayıt aldıklarını belirten Düzgün, demokrat kurumlara çağrıda bulunarak, “Bu noktada tek başına bir kişinin iki kişinin değil bütün kurumların böyle bir sürece ortak olması gerekiyor. Bizim elimizdeki bu durumu güçlendirir. Buradaki o açığı kapatmak için önümüzdeki dönemlerde de bu kursu ve buna benzer çalışmaları devam ettireceğiz. Planımız şudur: Her sene üzerine bir şeyler katarak bir alternatif oluşturmaktır” dedi.
“DERSLERE 2’Sİ KHK İLE İHRAÇ EDİLEN TOPLAM 5 ÖĞRETMEN GİRİYOR “
ÇEDF bünyesinde verilen eğitime destek kurslarında temel derslere giren 5 öğretmenin olduğunu, iki tanesinin KHK ile ihraç edilen öğretmenden oluştuğunu kaydeden Düzgün, öğretmenlerin ihraç edildikten sonra kurumların bu öğretmenlere sahip çıkması ve dayanışma ağının örülmesi gerektiğini belirtti. Düzgün, sözlerine şöyle devam etti:
“ÇOCUKLARIMIZA EMEK VERME FIRSATI VERİLDİ”
“ÇEDF, kendi çocuklarımıza emek verme noktasında bize fırsat verdi. Bu anlamda o dayanışmayı ördü. Bu bizler açısında da çok önemlidir. Bir öğretmenin işi öğretmenliktir ve kendi emeğini eğer çocuklara veremezse bir öğretmen kendi iş gücü anlamında çok şey kaybedecektir. İhraç edilmiş bir çok arkadaşımız değişik arayışlar içerisine girdiler. Yani yaşamlarını öğretmenliğin dışında devam ettirecek işler bulmaya çalıştılar. Ben öğrencilerle öğretmenliğimi devam ettirmekten çok memnunum.
AKP iktidarı eğitimle ilgili bir karar verdiği zaman kesinlikle bu işin pedagoji, formasyon boyutundan çocukların psikoloji boyutundan bakmaz. Bakmadığı gibi bu işte liyakat sahibi, eğitim sendikaları veya görüşlerden de faydalanmıyor. Tamamen siyasal ve ideolojik çıkarları ön plandadır. Bu anlamda karma eğitim de bunun bir parçasıdır. O dönemde bu kurumsal ve toplumsal örgütlenme sağlanamadı. Daha sonra imam hatiplerin sayısı mantar gibi çoğaldı. İmam hatipler sadece okul olarak düşünmeyin, aslında imam hatip mantığı okullara yerleştirildi. İmam ismi imam olmayan normal devlet okullarında bile müfredatlar imam hatiplere göre düzenlendi. Karma eğitimin kaldırılması da tamamen bunlardan bir tanesi. Şu anlaşılmalıdır: AKP toplum mühendisliğine ilk başta eğitim üzerinden başladı. En büyük saldırısı da en büyük dayatması da eğitim üzerinden devam ediyor. Bunu bir bütün olarak almak gerekiyor tek başına karma eğitime karşı çıkmak yetmiyor. Bir bütün olarak eğitim sisteminin AKP tarafından bu şekilde şekillendirilmesine itiraz etmek gerekiyor. Diyelim ki itirazlar sonucu karma eğitim sistemi durduruldu ya da hayata geçirilmedi, aslında geçirilmiş durumda.
“ALEVİLER YILLARDIR ZORUNLU DİN DERSİ KALDIRILSIN İSTİYOR”
Mesela Alevilerin, zorunlu din derslerinin müfredattan çıkarılması gibi bir talebi var. Buna dair tek bir adım atılmış değil. Bunun yanında sadece Sünni islam anlayışının ve sadece bedevi anlayışının müfredata yerleştirilmesi ile ördüğü bir eğitim sistemi modeli var. O yüzden tek başına karma eğitim sisteminin kaldırılmasına veya AKP’nin bu politikasına karşı çıkmak yeterli değildir. Ama bütün olarak AKP’nin şu an bütün eğitim politikalarına karşı çıkmakta fayda var.Bunu örgütlü bir şekilde AKP’yi baskılayarak yapmak lazımdır.”
Semra ACAR/İSTANBUL
Yoruma kapalı.