PİRHA – KESK, çalışanların maaşlarının iyileştirilmesi talebiyle sokağa çıktı. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının ‘sahte’ olduğunu belirten KESK, “Maaşlar yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır” talebinde bulundu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), çalışanların maaşlarının iyileştirilmesi talebiyle ülke genelinde sokağa çıktı.
KESK yönetici ve üyelerinin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) önünde yapmak istediği basın açıklaması polis tarafından engellendi.
TÜİK yakınlarında yapılan eylemde “Sefalete teslim olmayacağız. Zam, zulüm, işlence, işte AKP. Sermayeye değil, emekçiye bütçe” sloganları atıldı.
KESK adına basın açıklamasını okuyan KESK Ankara Şubeler Platformu Sözcüsü Cemal Erdoğan, TÜİK rakamlarına göre kamu çalışanlarının maaşlarının belirlendiğini vurgulayarak “Alanlardayız. Çünkü TÜİK yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı adeta bir kara delik gibi yutmaya devam ediyor” dedi.
“BİZİ DAHA ENFLASYONA NASIL EZDİRECEKSİNİZ?”
Cemal Yıldırım, okuduğu basın açıklamasında şu başlıklara değindi:
“İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz. Alanlardayız. Çünkü güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş istiyoruz.
Alanlardayız. Çünkü büyükşehirlerde 12 bin TL’yi aşan ev kiralarını karşılayacak gücümüz kalmadı. Alanlardayız. Çünkü maaşlarımız, ücretlerimiz yıllardır hiç kimsenin, iktidarın kendisinin dahi inanmadığı TÜİK rakamlarına göre artırılıyor. Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1 puan gösteriyor.
Alanlardayız. Çünkü bunun son örneğini yaşadık. TÜİK bugün Haziranda enflasyonun aylık yüzde 3,92 yıllık yüzde 38,21 olduğunu açıkladı. Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyonun ise yüzde 19,77 olduğunu açıkladı.
Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre ise enflasyon Haziranda aylık yüzde 8,54 altı aylık yüzde 50,53 yıllık yüzde 108,58 artmıştır.
Hem TÜİK’in hem de ENAG’ın rakamları ortada. Buradan başta ücretli kesimler olmak üzere hayat pahalılığını, zam yağmurunu her gün iliklerine kadar yaşayan tüm vatandaşlara soruyoruz. Bunlardan hangisi sizin enflasyonunuz? Hangisi daha inandırıcı?
İşte bunun için alanlardayız. Tüm bunlara rağmen ülkeyi yönetenler yıllardır “işçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücrete ezdirmedik” nutukları atıyor. Oysa bizi iktidarın siparişi ile açıklanan TÜİK’in sahte enflasyon rakamları değil, yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı eziyor. Rakamlar ortada. Bizi enflasyona daha nasıl ezdireceksiniz?
Alanlardayız. Çünkü yandaş konfederasyon yöneticilerinin her toplu sözleşmede iktidarın belirlediği hedef enflasyon rakamlarına imza atmasından bıktık. Yetmezmiş gibi TÜİK rakamlarına göre bile her altı ayda enflasyon farkı oluştuğu halde “tarihi başarı”, “bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” gibi nutuklar atılmasından usandık.
Alanlardayız. Çünkü 15 derecenin 1. Kademesinde bekâr bir kamu emekçisinin eline geçen 10 bin 450 TL çoktan açlık sınırının altında kaldı. İktidarın buna 925 TL çalışmayan eş ve 325 TL tutarındaki iki çocuk yardımını ekleyerek 11 bin 800 TL olarak gösterdiği en düşük kamu emekçisi maaşı ise şimdilik açlık sınırının bir tık üzerine denk geliyor. Emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının iki bin TL’nin altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor.
Alanlardayız. Çünkü Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş bulunuyor. On yıl önce asgari ücretin 2,5 katı olan en düşük kamu emekçisi maaşı haziran itibari ile 8.506 TL olan asgari ücretin 1,2 katına indi. Yine on yıl önce asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı asgari ücretin 1,5 katına indi.
Alanlardayız. Çünkü iktidarın seçimlerden önce verdiği “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak” sözünün üzerinden 55 gün geçti. Ama 55 gün önce önemli bir artış gibi gözüken rakam hızla erimeye devam ediyor.
Türk lirası sadece son 55 günde dolar karşısında %25 değer kaybetti. 55 gün önce bir dolar 19,5 TL iken bugün 26 TL’nin üzerine çıktı. 55 gün önce vaad edilen 22 bin TL ile bin 128 dolar alınıyordu. Bugün ise 846 dolar alınabiliyor.
2022’nin ilk altı ayı için “%2,5 refah payı veriyoruz” dediler. Ama bunu bile izleyen altı ayın enflasyon farkından düştüler. Ardından gerçek enflasyonun yarısına denk gelmeyen TÜİK enflasyonunun üzerine beş on puan ekleyerek “refah payı veriyoruz” oyununa başladılar.
Bu yılın Ocak-Haziran dönemi için maaşlarımızda toplu sözleşme artışı, enflasyon farkı, %13 refah payı toplamı olarak %30 artış yapılmasını büyük bir lütuf gibi gösterdiler. Oysa ENAG o altı ayın enflasyonunun %39 olduğunu, yani övünülen artışın gerçek enflasyonun 9 puan altında kaldığını açıklamıştı. İktidarın sanki babasının kesesinden bağışlıyormuş gibi övündüğü, yandaş konfederasyon yöneticilerinin ayakta alkışladığı %30’luk artış çoktan eridi.
“İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK ÜCRET OLMALI”
Tek çözüm insanca yaşamaya yetecek ücret mücadelesini yükseltmekten geçiyor.
•Bunun için en düşük kamu emekçisi maaşı temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
•Bu rakam her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir.
•Gelir vergisi birinci dilim oranı %15 ten %10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
•Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir.
Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz.
Bizler ulufe değil, grevli gerçek bir toplu sözleşme düzeni istiyoruz!
İktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz.
KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak tüm kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”
“TÜİK, SARAY TALİMATI İLE RAKAM AÇIKLIYOR”
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ise memur maaşlarının belirlenmesinde sarı sendikaların tutumunu da eleştirerek, “Yaşanan ekonomik kriz, çekilmez hal almıştır. Kamudaki ayrımcı politikalar açısından kamudaki çalışma alanı da çekilmez olmuştur. TÜİK’in açıkladığı enflasyon dwğerleri gerçeği yansıtmıyor. Çalışanlar, sefalete sürüklenmek isteniyor. TÜİK bu rakamları neye göre belirliyor? Biliyoruz ki TÜİK, saraydan aldığı talimatlarla rakamları açıklıyor. Sorumlu, bu tek adam rejiminin kendisidir. Ücretlerimizin 22 bin liraya yükseltilmesi yetmiyor. Enflasyonun durdurulması gerekir” diye konuştu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.