PİRHA- KESK, Gezi Direnişi’nin 7’nci yılına ilişkin yaptığı açıklamada “Milyonların demokrasi, eşitlik, adalet mücadelesinin eseri Gezi’yi selamlıyoruz” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Gezi Direnişinin 7’nci yılına dair basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, “Ülkemiz halk hareketleri tarihine altın harflerle yazılan, en barışçıl, en güzler yüzlü direnişin, Gezi2nin üzerinden yedi yıl geçti. Her şey Gezi Parkı’ndaki tarihi ağaçların kesilip, yerine Topçu Kışlası adı verilen AVM projesinin yapılmasına itiraz edenlerin gecenin karanlığını yırtan haykırışı ile başladı” denilerek, şunlar belirtildi:
“Evet, bundan yedi yıl önce her şey ‘3-5 ağaç’ için başlamıştı. Ancak İstanbul’un son yeşil alanlarından birisinin daha betonlaştırılmasına karşı çıkanlara reva görülen amansız şiddete duyulan tepki milyonların eşitlik, özgürlük ve demokrasi talebi ile birleşerek o ağaçların yeşeren dalları gibi kısa sürede tüm ülkeyi sardı. Yıllardır süren antidemokratik ve baskıcı ortamda kaç çocuk sahibi olacaklarından, çocuklarını hangi okullara göndereceklerine, nasıl giyinip ne yiyip içeceklerine kadar yaşamlarının her hücresine müdahale edilen, en temel sendikal hakları tek tek ellerinden alınmasına rağmen kölece çalışmaları beklenen milyonlar “yeter artık” diyerek omuz omuza verdiler. Demokrasiye, adalete, özgürlüğe susamış her yaştan, her kimlikten, her düşünceden, her inançtan, her meslekten milyonlar dayanışmayı, karşılıklı saygı ve sevgiyi, kardeşliği temel alan bir toplumsal direnişe, Gezi’ye imza attılar.
“GENÇLERİMİZİN HERKESİ TERS KÖŞE EDEN YARATICI ZEKASI”
Evde, işte, sokakta çifte baskı ve sömürüye alıştırılmak istenen kadınların isyanı, ister beyaz ister mavi yakalı olsun yıllardır kölece çalışmaya itilen işçi ile kamu emekçisini, asgari ücretli ile plaza çalışanını buluşturan hak mücadelesi, annelerimizin kucaklayan şefkati, ülkede yaşananlara ekranlarını, sayfalarını kapatarak üç maymunu oynayan penguen medyasına karşı basın emekçilerinin onurlu duruşu, sanatçı, yazar, şair ve düşünürlerin halktan esirgemediği duyarlılığı, farklı renklere gönül veren taraftarların kombine baskıya, zulme karşı yükselen tezahüratı, coşkusu, dükkânının kapısına “Direnmeye gittim, döneceğim” notu asan esnafın karşılıksız sunduğu katkı Gezi’de bir araya geldi. Hepimiz oradaydık!
“ARADAN GEÇEN YEDİ YILDA KARANLIK ARTTI”
Gezi’den sonraki yedi yılda ülkede OHAL’in kalıcı hale getirildiğine dikkat çekilen açıklamanın devamında “Tek bir kişinin ağzından çıkan her sözün ferman kabul edilir hale geldiği, en temel özgürlüklerin dahi askıya alındığı bir düzene geçildi. Bu düzenin muktedirleri, farklıkları zenginlik olarak gören, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, dışlamayan Gezi’nin değerlerine, demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik talebine adeta savaş açtılar” ifadeleri kullanıldı.
“GEZİ’Yİ, HAFIZLARDAN SİLİP ATMAK İÇİN OLMADIK YALANLARA, İFTİRALARA SIĞINDILAR”
“12 gencimizin yaşamını yitirmesine, binlerce insanımızın yaralanmasına yol açanlar Gezi’ye vandallık etiketi yapıştırmaya kalktılar” denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“FETÖ’den devralınan iddianamelere sığınarak, kişi veya kurumlara mal edilemeyecek genişlikte ve zenginlikte çok önemli bir toplumsal direnişten gizli örgüt, darbe senaryosu çıkarmaya çalıştılar. Milyonların eseri bir direnişi sahiplenen açıklamalarını, attıkları tweetleri ‘suç delili’ gibi gösterdikleri insanlar için ağırlaştırılmış müebbet cezası isteyecek kadar pervasızlaştılar. Beraat ile sonuçlanan her davadan sonra bile düşmanlaştırıcı, hukuk tanımayan açıklamalarına yenilerini eklemeye devam ettiler. Üretime değil, betonlaşmaya, ranta dayalı, iğneden ipliğe dışarıya bağımlı hale getirerek çökerttikleri ekonominin faturasını bile Gezi’ye bağladılar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar milyonların eseri Gezi’yi hafızlarımızdan silmeye, Gezi’nin değerlerini, ruhunu yok etmeye güçleri yetmedi. Milyonların demokrasiye, adalete, özgürlüğe, insanca yaşamaya olan özlemi sürdükçe de yetmeyecek, Gezi hep yaşayacak.”
“BUGÜN GEZİ’NİN DEĞERLERİNE DAHA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR”
Açıklamanın devamında şunlar vurgulandı:
“Demokrasinin, adaletin, özgürlüklerin son kırıntılarının dahi rafa kaldırıldığı, Kaz dağlarından, Salda Gölü’ne, Kirazlı yayladan Olimpos’a uzanan doğa talanının hız kesmeden sürdüğü, toplumsal yaşamın her alanının Diyanet fetvaları ile yeniden şekillendirilmesinin hedeflendiği koşullarda Gezi’nin değerlerine, birliğe, dayanışmaya daha fazla ihtiyacımız var. Dünyayı ve ülkemizi tehdit eden Covid-19 pandemisini bile yeni saldırıların fırsatı haline getirildiği, topluma bir taraftan evde kal çağrıları yapanların diğer taraftan milyonlarca işçiyi, emekçiyi, dar gelirliyi salgına karşı adeta silahsız cepheye sürdüğü, salgına karşı açıklanan ekonomik paketlerde aslan payını patronlara dağıtılıp milyonlarca işçinin, dar gelirlinin kırıntılarla yetinmesinin beklendiği, özgürlükten, demokrasiden, barıştan, yaşanabilir bir kent ve doğadan yana olan herkesin açlıkla, ölümle ve hapisle sınandığı, buna karşın katillerin hırsızlıların, yolsuzluk yapanların, tacizci ve tecavüzcülerin pandemi fırsatçılığı ile dışarı salındığı, çocuklarını dahi aylardır görmeden, gecesini gündüzüne katarak fedakârca çalışan sağlık emekçilerinin kadrolu-güvenceli çalışma hakkı, ek ödeme eşitsizliğine son verilmesi gibi temel taleplerinin görmezden gelindiği, sadece alkışla yetinmelerinin beklendiği, yeterli koruyucu donanım sağlanmadığı için koronavirüse yakalanan sağlık çalışanlarının meslek hastalığına, işçilerin iş kazasına bağlı haklardan yararlanmasının bile çok görüldüğü, sadece kamu emekçilerinin hak ve çıkarlarını değil, kamu hizmetlerinden yararlanan milyonlarca yurttaşın haklarını korumak için çalışan, konfederasyonumuz KESK’e bağlı sendikaların üyelerinin sürgün gibi çağdışı cezalarla karşı karşıya bırakıldığı, toplumun genel çıkarı için çalışan, üreten meslek birliklerinin iktidarın arka bahçesi olmayı kabul etmedikleri için hedef tahtasına konulduğu günümüz koşullarında Gezi’nin değerlerine, dayanışmaya, birliğe, daha çok ihtiyacımız var. Gezi değerlerini kendi değerleri olarak gören bir konfederasyon olarak, KESK olarak her geçen gün daha yakıcı hale gelen bu ihtiyaca cevap vermek için, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, laikliğin, dayanışmanın, insanca yaşamın hakim olduğu bir ülke için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Gezi sürecinde aramızdan hunharca koparılan Berkin Elvan’ın, Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail Korkmaz’ın, Abdullah Cömert’in, Medeni Yıldırım’ın, Hasan Ferit’in, Ahmet Atakan’ın, Mehmet Ayvalıtaş’ın anıları önünde saygıyla eğilirken, milyonların demokrasi, eşitlik, adalet mücadelesinin eseri Gezi’yi selamlıyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.