Alevi Haber Ajansi

KESK Eş Genel Başkanları: Laiklik tasfiye edildi, eğitimdeki dinselleşme artıyor!-VİDEO

PİRHA – KESK Eş Başkanları Mehmet Bozgeyik ile Şükran Kablan Yeşil, eğitimdeki dinselleşme ve zorunlu din derslerine işaret ederek, “Son 20 yıllık AKP iktidarı bambaşka bir hesaplaşma içinde. İktidar, siyasal İslam’ı var etme noktasında adım adım bir plan uygulamakta” dediler. KESK Eş Genel Başkanları laikliğin tamamen tasfiye edildiğine işaret ettiler. 

Yeni eğitim döneminin açılmasıyla birlikte Alevi örgütlerinin yanı sıra birçok meslek örgütü de eğitim alanındaki dinselleştirmeye dikkat çekti. Alevi kurumları, zorunlu din derslerinin kaldırılması için çabalarına devam ederken bir tepki de Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’ndan (KESK) geldi.

“DEMOKRAT PARTİ’NİN İKTİDARA GELMESİYLE BİRLİKTE ZORUNLU DİN DERSİ HAYATA GEÇİRİLDİ”

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Türkiye’de özellikle 20 yıllık AKP iktidarı döneminde artan dinselleştirmenin altını çizdi. Bozgeyik, 4+4+4 yasasıyla birlikte iktidarın kendi siyasal anlayışı doğrultusunda nesiller yetiştirmeyi amaçladığını söyleyerek şu değerlendirmeyi yaptı:

“4+4+4 yasasıyla birlikte eğitimin tüm derslerinde içerik açısından bir dinselleştirme politikasıyla karşı karşıyayız. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Türk-İslam sentezi politikaları tercih edilmesi ve din derslerinin zorunlu olmasıyla birlikte yoğun şekilde ilköğretimle başlamak üzere liselere kadar din dersleri zorunlu hale geldi. Aslında Türkiye’de cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte zorunlu din dersi tartışmaları başlamıştı. 1924 yılında çıkartılan kanunla birlikte din dersleri müfredattan çıkartıldı ta ki 1948-1950 yıllarında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte okullarda zorunlu din dersi uygulaması hayata geçirildi. 12 Eylül darbesi ile birlikte zorunlu din dersi uygulamaya başlandı. Bugün Türkiye’deki eğitim sisteminin yapısına baktığımızda tamamen bir mezhebe dayalı, tek millet, tek inanç doğrultusunda bir eğitim politikası olduğunu görüyoruz. Hatta 20. Milli Eğitim Şurası ile birlikte anaokullarında dahi din dersi ve yaz dönemlerinde Diyanet aracılığıyla camilerde, okullarda Kur’an kurslarına verilmesi durumu var. Yani çok yoğun bir dinselleştirme ile karşı karşıyayız.”

“DİYANETİN KAPATILMASI GEREKİYOR”
Mehmet Bozgeyik, beş bakanlığın bütçesine yakın bir bütçenin Diyanet İşlerİ Başkanlığı’na ayrıldığını belirterek, “Türkiye’de yoğun bir derslik ihtiyacı varken okul yapma yerine cami yapmak tercih ediliyor” dedi. Bozgeyik, AKP iktidarı döneminde yapılan cami sayısının okul sayısından çok daha fazla olduğuna işaret ederek şunları söyledi:

“Neredeyse 2 katı kadar caminin yapıldığını ifade edebilirim. Bu açıdan Alevi örgütlerinin, zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’na devlet tarafından, vergilerimizden toplanan kaynakların aktarılmasına son verilmesi ve özellikle laiklik ilkesi açısından din ve devlet işlerinin ayrılması yönünde talepleri var. Zorunlu din dersleri ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı olmasına rağmen Türkiye’de o karara uyulmadı. Din derslerinin kaldırılmasını bırakın, anaokullarına kadar getirildi. Bizler de özellikle eğitimdeki bu dinselleştirmenin son bulması, zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılması, okullarda din ve ahlak bilgisi dışında teoloji derslerinin verilmesi ve bunun da tercihe bırakılmasını savunuyoruz. Gerçek bir özgürlükçü, laiklik ilkesinin uygulanabilmesi açısından da Diyanetin kapatılması gerekiyor.”

“KAYBEDECEĞİNİ ANLAYINCA…”

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, zorunlu din derslerinin kalkmadan Alevi sorununda bir çözümün mümkün olmayacağının altını çizdi. Bozgeyik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, gelecek seçimlerde oy kazanmak adına Alevi sorununa ilgili göründüğünü ifade ederek konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:

“Erdoğan kaybedeceğini anlayınca şimdiye kadar kendisine oy vermemiş kesimlere yönelik politikalar geliştirmeye başladı. Daha önceden de Alevi-Kürt açılımı gibi birçok açılımlarla sorunları çözeceğini ifade etti. Ama taleplerin karşılanmaması ile yüz yüze geldik. Hatta daha fazla dinselleştirme ile ve Kürt sorununda da daha fazla çözümsüzlük politikalarıyla bu noktaya geldik. Erdoğan şimdi bu kesimlerin yeniden ilgisini çekme ve seçim döneminde bir aparat olarak kullanma yönünde çeşitli politikalar geliştirmeye başladı. Alevi dedelerine maaş ödeyeceklerini ifade ettiler. Yani kendi dedelerini yaratma politikasını tercih ederek inanç örgütleri arasında da bir ayrıştırma ve çatıştırma politikası var. Tüm bu politikaların Alevi örgütleri tarafından reddedildiğini gördük. Özellikle Diyanetin personeli olacak Alevi dedeleri kendi inanç merkezlerine değil iktidara hizmet edecektir. Bu açıdan bizler, Diyanetin kapatılmasını savunuyoruz ve doğal olarak Alevi örgütlerinin de bağımsız, özerk olması gerektiğini, devlet ile herhangi bir politik, ekonomik ilişki içerisinde olmaması gerektiğini ifade edebilirim.”

“AKP İKTİDARI BAMBAŞKA BİR HESAPLAŞMA İÇİNE GİRDİ”

KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ise “Alevi örgütleri yıllardır eğitimde laiklik ilkesinin yaşama geçirilmesi, farklı inançların, başta Alevilik olmak üzere yok sayılmaması mücadelesini sürdürüyor” dedi. Kablan, eğitimdeki dinci dayatmanın yanı sıra Alevi toplumuna dönük baskıların arttığına vurgu yaparak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu çabanın kendisi aslında bu ülkede var olan daha önce Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu zorunlu din derslerinin kaldırılmasına ilişkin kararlardan da güç alarak yani hem ulusal hem uluslararası hukuktan güç alarak, Alevi örgütlerinin büyütmeye çalıştıkları bir örgütlenmedir. Şu konunun altını çizmek gerekir; bu ülkede Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne laiklik ilkesi tam layıkıyla hayata geçirilmiş değil. Bu ülkedeki farklı inanç ve kültürlere, başta eğitim sistemi müfredatı olmak üzere eşit mesafede yansıtılmış değil. Ancak son 20 yıllık AKP iktidarı bambaşka bir hesaplaşma, bambaşka bir tasfiye sürecinin içine girdi. Bunu gerek Alevilere yönelik siyasallaşan hukukta verdiği kararlarda, gerekse ayrıştırıcı, ötekileştirici, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere her fırsatta kurdukları dil ve söylemde görmek mümkün.”

“LAİKLİK TAMAMEN TASFİYE EDİLDİ”

Şükran Kablan Yeşil, cemevlerine dönük saldırıların da iktidarın Alevi sorununa dair yaklaşımı ile bağlantılı olduğunu ifade ederek, “Kısa süre önce Alevi kurumlarına dönük organize planlı saldırılar gerçekleşti. Bu ülkede geçmişten bugüne sinir uçlarına dokunma halidir bu. Dolayısıyla bu süreci iktidarın kendisinin siyasal İslam’ı inşa etme noktasında, muhafazakar yaşam tarzını hayata geçirme noktasında topyekun adım adım uyguladıkları bir planın parçası olarak görmek gerekiyor” dedi.

Kaplan Yeşil devamında şunları ifade etti:

“Her ne kadar ‘biz barışacağız, çözeceğiz’ denilse de biz bu ülkede geçmişten günümüze Alevilere dönük yaşanan katliamlarda maalesef egemenlerin tarzını gördük. Eğitim alanındaki laikleşme ve sekülerleşmeye dönük saldırıların da altında bunu görmek lazım. Sadece iki Bakanlığın bütçesine bakın. 2023 yılı bütçesinde Diyanet bütçesi bu ülkedeki yedi bakanlığın bütçesinin çok daha üzerinde. Milli Eğitim Bakanlığının bütçesine ise hiç değinmeyelim. Hem ekonomik olarak çok yoğun bir baskı içerisinde olan bu ülkedeki milyonlar, hem de kendi kültürlerini, inançlarını özgürce, eşit yurttaşlık temelinde yaşayamıyor. Yaşam hakkı uzun yıllardır gasp edilen bu ülkedeki Aleviler doğal olarak dönem dönem bu eylem ve kampanyaları yapma ihtiyacı hissediyor. Çünkü biz bu ülkede çok iyi biliyoruz ki farklılıkların bir arada, eşit yaşayabileceği bir ülke mümkün. Ancak mevcut iktidarın hem kültürel alanda yaratmaya çalıştığı erozyona baktığımızda laikliğin tamamen tasfiye edilerek İslami yaşam tarzının dayatıldığını görüyoruz. Aslında bu örtüyü kaldırdığımızda Alevi inancına dönük bu saldırıların kendisinde festival-konser yasaklamaları, kadınların bedeni üzerinden yaşam tarzına müdahaleyi görüyoruz. Bunları bir bütün olarak birleştirdiğimizde cumhurbaşkanının sarf ettiği söz nezdinde bu iktidarın ne kadar samimiyetsiz, ikiyüzlü ve hakikaten halkların kültürlerini gözeten bir hassasiyeti olmadığını, bunun tamamen yaklaşan seçimlerde Alevilerin oylarına dönük bir yaklaşım olduğunu görmek mümkün.”

Eren GÜVEN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak