PİRHA- KESK Dersim Şubeler Platformu, KHK’ların 8. Yılında Seyit Rıza Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “OHAL KHK’leri ile 4 bin 240 arkadaşımızı hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden ettiler. Ellerinde ne somut bir delil, ne de bir dayanak olmadığını biliyorlardı” denildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dersim Şubeler Platformu Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) yayımlanmaya başlamasının 8. Yılında Seyit Rıza Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı.
Açıklama metnini Büro Emekçileri Sendikası (BES) Dersim Şubesi Kadın Sekreteri Elif Yıldız okudu.
“OHAL ARTIK BU HAL: 8 YILDA BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ”
Olağanüstü Hal (OHAL) boyunca çıkarılan 32 KHK arasında ihraç listelerinin en uzun olduğu ilk KHK ile 50 bini aşkın kamu emekçisinin görevinden ihraç edildiğini vurgulayan Yıldız, “672 sayılı o OHAL-KHK’sı 1 Eylül Dünya Barış Gününün gecesinde yayınladı. İhraç edilenlerin 222’si KESK’liydi. Adeta barıştan, demokrasiden, özgürlük ve eşitlikten yana taleplerin yükseldiği bir günden intikam alır gibi. Bu topraklarda en başından beri emek, demokrasi mücadelesi ile iç içe geçmiş bir şekilde barış mücadelesi veren KESK’ten, KESK’lilerden intikam alır gibi. Halkların Kardeşliğini, Emekçilerin Birliğini her koşulda savunan ve bunun bedelini ödeyen KESK’ten, bağlı sendikalarının üyelerinden intikam alır gibi” değerlendirmesinde bulundu.
“KAYBEDEN HEP İŞÇİLER, EMEKÇİLER VE YOKSUL HALK OLDU”
Bu toprakların birçok kez darbelere, darbe girişimlerine sahne olduğunu, yıllarca sıkıyönetimle, olağanüstü halle yönetildiğini ifade eden Yıldız, “Darbelere, OHAL’lere, sıkıyönetimlere imza atanlar her seferinde çıkıp ‘ne yaptıysak ülkenin bekası için yaptık. Milli menfaatler için yaptık. Halkımızın çıkarları için yaptık’ nutukları attılar. Oysa tüm darbelerde, sıkıyönetimlerde, OHAL dönemlerinde ne ülkenin bekası ne de milli menfaatler korundu. Kaybeden hep işçiler, emekçiler, yoksul halk oldu. Kaybeden her dönem zaten cılız bırakılan demokrasimiz ve adalet oldu” diyerek tepki gösterdi.
“8 YIL BOYUNCA KILLARINI KIPIRDATMADILAR”
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Aradan 8 yıl geçti. Bu 8 yıl boyunca aynı plağı çalmaya , ‘15 Temmuz darbe girişimi’ demeye devam ettiler. Ama o girişimin siyasi ayağını ortaya çıkarmak için bir adım bile atmadılar. Oysa bir adım atsalardı; O yapıyla beraber yıllarca ‘beraber yürüdük biz bu yollarda’ nakaratına eşlik edenlerin kimler olduğunu hepimiz öğrenecektik.
Bir adım atsalardı; Bir günde terör örgütü ilan ettikleri yapının yıllarca sırtını sıvazlayanların, devletin tüm kurumlarına yerleştirip etkin hale getirenlerin kimler olduğunu hepimiz öğrenecektik. Aradan geçen koskoca 8 yılda, 15 Temmuz’un siyasi ayağının üzerindeki perdeyi çekmek için kıllarını bile kıpırdatmadılar.
“4.240 ARKADAŞIMIZI HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE EKMEĞİNDEN ETTİLER”
OHAL KHK’leri ile 4 bin 240 arkadaşımızı hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden ettiler. Ellerinde ne somut bir delil ne de bir dayanak olmadığını biliyorlardı. Ama KESK’in bu ülkede emek ve demokrasi mücadelesi arasında köprüler kuran bir konfederasyon olduğunu da biliyorlardı.
KESK’in emeğin haklarını korumanın, kazanımlarını kalıcı hale getirmenin tek yolunun o ülkede demokrasinin, barışın, adaletin, hukukun, laikliğin üstünlüğünün tesis edilmesinden geçtiği bilinci ile mücadele eden bir konfederasyon olduğunu biliyorlardı.
Emekçileri bölmek için iktidarların gölgesinde büyütülen sarı sendikalara, Truva atlarına karşı en başından beri mücadele edenlerin KESK’liler olduğunu biliyorlardı. Tam da bu nedenlerle, OHAL’i bu topraklarda kalıcı hale getirme hedeflerinin önündeki en büyük hedeflerden birisi KESK’ti Ne yapılıp edilip bu engel kaldırılmalıydı. Çünkü KESK onların suyunu bulandırıyordu.
“DİZ ÇÖKMEMİZİ, BİAT ETMEMİZİ BEKLEDİLER”
Bunun için, sendikal hak ve özgürlükler mücadelemize diş bileyen amirlerin, yöneticilerin, gizli tanıkların ifadelerine sarıldılar. Sosyal medya hesaplarımızı didik didik ettiler. Bunları “iltisak”, “irtibat” gibi hiçbir hukuk sisteminde yer almayan ucube kavramlarla ilişkilendirerek ihraç gerekçesi diye sundular.
İhraç arkadaşlarımızın özel sektörde işe girişini engellediler. Tam bir düşman hukuku ile KPSS’yi kazanan çocuklarının önüne güvenlik soruşturması seti çekip kamuda işe girmelerini engellediler. Düşmanlık ihraçlara “ağaç kökü yesinler” diyecek boyutlara ulaştı.
Tüm bunların karşısında susmamızı, diz çökmemizi, biat etmemizi beklediler.
Ama biz ilk günden bugüne daha fazla kenetlendik. Omuz omuza verdik. KHK’ler gidecek biz kalacağız. Mutlaka Kazanacağız demeye devam ettik. Bundan sonra da edeceğiz.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.