PİRHA- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, 2026 bütçe teklifinin halka ve emekçilere dayatılmak istenen ağır tablo olduğunu kaydederek, “İktidarın ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunun somut yansıması olarak sunduğu bu bütçe, gerçekte emek karşıtı, sermaye yanlısı, güvenlikçi ve eril bir yıkım bütçesidir” diye belirtti. KESK ayrıca 22 Kasım’da Samsun ve Adana’da, 29 Kasım’da ise Van ve İzmir’de bölge mitingleri gerçekleştireceğini duyurdu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Meclis Plan Ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan 2026 yılı bütçesine dair ‘Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye’ başlığıyla basın toplantısı düzenledi.
KESK Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, iktidarın 2026 bütçe teklifinin yıllardır emekçilerin ve yoksul halkın omuzlarına yıkılan vergi yükünü daha da katmerli hale getirmeyi hedeflediğini belirterek, ücretler kesintileri ve vergilerin sermayeye, patronlara, yandaşlara faiz, rant, hazine garantisi, teşvik, vergi muafiyeti, istisnası olarak aktarılmak istendiğini ifade etti.
Karagöz, yoksullaştırma ve güvencesizleştirmeye karşı mücadele çağrısı yaparak, “KESK olarak bu süreçte sömürü, yoksulluk, talan düzeninin emek, barış, toplumsal cinsiyet karşıtı sermaye yanlısı bütçelerine karşı halkın, emekçilerin ezici çoğunluğunun ortak mücadelesini örmek en önemli önceliğimiz olacaktır” dedi.
“İŞSİZ SAYISININ 12 MİLYONU AŞTIĞI BİR ÜLKE”
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun 2026 yılı bütçe önerisine dair açıklaması şöyle:
“Bütçe yasa teklifini TBMM’ye vermeden hemen önce 16 Ekim’de “Bütçe Bağlama Töreni” düzenlenmiştir. Burada konuşan Cumhurbaşkanı yardımcısının her cümlesi nasıl bir bütçe ile karşı karşıya olduğumuzu göstermiştir. Bu ülke; çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan enflasyonu yarı yarıya düşük gösteren sanal TÜİK verilerine göre bile OECD ülkeleri içinde, AB ülkeleri içinde açık ara birinci sırada, dünyada ise 5. Sırada olan bir ülke. Gıda enflasyonunda AB ortalamasını 10’a, OECD ortalamasını 8’e katlayan bir ülke.
Bu ülke; ranttan, vurgundan beslenen uluslararası sermayeye en yüksek faizi veren ülkeler sıralamasında, dünya ikincisi konumunda olan bir ülke. Bu ülke; her 3 çocuktan 1’nin okula aç gittiği, 5,5 milyon çocuğun yoksulluktan bir oyuncaktan dahi yoksul bırakıldığı bir ülke. Bu ülke; işsizlikte de ne yazık ki AB birinciliğini kimseye kaptırmayan bir ülke. Geniş tanımlı işsizliğin %30’lara dayandığı, işsiz sayısının 12 milyonu aştığı bir ülke. Geniş tanımlı kadın işsizliğinin %40’a geniş tanımlı genç kadın işsizliğinin ise %45’e dayandığı bir ülke. Bu ülke; işverenlerin iş arayan üniversite mezunu gençlere asgari ücret karşılığında uzun mesai saatler boyunca kölece bir çalışmayı teklif ettiği bir ülke.
“2026 YILI BÜTÇESİ EMEKÇİNİN SIRTINA EN ÇOK VERGİ YÜKÜ BİNDİREN BÜTÇEDİR”
Kamu emekçisinden işçisine, gencinden çocuğuna, asgari ücretlisinden emeklisine toplumun ezici çoğunluğunu oluşturanların adım adım içine itildiği işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımı adaletsizliği tablosunda geldiğimiz yeri özetlemeye çalıştık.
Peki, böyle bir tablo karşısında bir iktidar bütçe sürecinde ne yapar? Toplumun ezici çoğunluğunun ihtiyaçlarını, taleplerini dikkate alır. Bütçe kaynaklarını bunun için kullanır. Doğru olan budur. Ne yazık ki Türkiye’de tam tersine bütçeler yoksulun cebinden alıp zengine aktarmanın aracı haline gelmiştir.
Üstelik iktidar 2026 yılı bütçe teklifi ile yıllardır emekçilerin, yoksul halkın omuzlarına yıkılan vergi yükünü daha da katmerli hale getirmeyi hedeflemektedir. Ülkenin kaynakları, attığımız her adımda ödediğimiz, maaşlarımızdan, ücretlerimizden peşin peşin kesilen vergiler, sermayeye, patronlara, yandaşlara faiz, rant, hazine garantisi, teşvik, vergi muafiyeti, istisnası olarak aktarılmak istenmektedir.
Dolayısıyla teklif bu hali ile geçerse 2026 bütçesi, bugüne kadar emekçinin sırtına en çok vergi yükü bindiren bütçe olacaktır.
“GÜVENLİKÇİ VE ERİL BİR YIKIM BÜTÇESİ”
İktidarın “Türkiye Yüzyılı vizyonunun somut yansıması, olarak sunduğu bu bütçe, gerçekte emek karşıtı, sermaye yanlısı, güvenlikçi ve eril bir yıkım bütçesidir.
Biz KESK olarak her zaman demokrasinin, adaletin işçiler ve emekçiler açısından ekmek kadar, su kadar vazgeçilmez olduğunu vurguluyoruz.
2026 bütçe teklifi ile halka, emekçilere dayatılmak istenen ağır tablo elbette ki halk iradesini yok sayan, en küçük itirazı bile baskı ve şiddet politikaları ile susturmayı hedefleyen, gittikçe otoriter hale gelen, emeğin haklarını yok sayan, uluslararası ve yerli sermayenin çıkarlarını temel alan anti demokratik bir sistemden beslenmektedir.
Dolayısıyla KESK olarak, bu yakıcı süreçte yıllardır kim iktidarda olursa olsun savunduğumuz değerlerimize sahip çıkacak, Emekten, Halktan Yana Bütçe Demokratik Bir Ülke İçin mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
HALKTAN VE EMEKTEN YANA BÜTÇE İÇİN TALEPLER
Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe İçin:
*Öncelikle bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.
*Vergide adalet istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz.
*Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz.
*Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını istiyoruz.
*Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini istiyoruz.
*Emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesini istiyoruz.
*Yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri, koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için bütçeden ayrılan payın arttırılmasını istiyoruz.
SAMSUN, ADANA, VAN VE İZMİR’DE BÖLGE MİTİNGİLERİ DÜZENLECEK
Bu çerçevede:
*Bütçe görüşmeleri süresince işkollarımız kendi bakanlık bütçelerinin görüşüldüğü günlerde değerlendirme ve taleplerini içeren basın açıklamaları, basın toplantıları, işyeri faaliyetleri vb. eylem ve etkinlikler düzenlemeye devam edecek.
*22 Kasım’da Samsun ve Adana’da, 29 Kasım’da ise Van ve İzmir’de bölge mitingleri gerçekleştireceğiz.
*Bunun için KESK Yürütme Kurulu üyeleri ve bağlı sendikalarımızın MYK üyeleri olarak önümüzdeki haftadan itibaren bölge mitinglerimizi örgütlemek üzere il çalışmaları yürüteceğiz.
*Aralık ayı başında bütçe TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlanacak. Yine aralık ayı içinde tüm çalışanlarını yakından ilgilendiren asgari ücret artışı süreci devam edecek.
*Bu süreçte KESK olarak bütçeye ve insanca yaşamaya yetecek ücrete ilişkin taleplerimizin karşılanmaması halinde, “üretimden gelen gücümüzü kullanma dahil işyerlerinden, alanlara uzanan bir mücadele hattını oluşturmaya devam edeceğiz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.