PİRHA – İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, iktidarın sansür yasası teklifinin 30. maddesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. İktidarın, gerçekleri çarpıtarak algılar üzerinden siyaset yürüttüğünü söyleyen Kenanoğlu, 2023 seçimleri öncesinde iktidarın kendisine itiraz edecekleri sansür yasası ile susturmak istediğini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, sansür yasası teklifinin 30. maddesi üzerine Meclis Genel Kurulu’nda konuştu. Kenanoğlu, iktidarın, gerçekleri çarpıttığına vurgu yaparak 2023 seçimleri öncesinde itiraz edecekleri sansür yasası ile susturmak istediğini ifade etti.
“Siyaset algılar üzerinden yönetiliyor, hakikatler öldürülmüş durumda” diyen Kenanoğlu, sansür yasası ile 2023 seçimlerine hazırlık yapıldığını ifade Ederek şu konuşmayı yaptı:
“Bütünüyle iktidarın yalanları, iftiraları gerçekmiş gibi algılansın, bunların karşısında herhangi bir itiraz gelişmesin, buna yönelik bir itiraz olursa da bunlara karşı cezai yaptırımlar uygulansın; tehditleri içeren bir şey. Korkarım anketler dahi bu yasadan kaynaklı olarak nasibini alacaktır çünkü ucu açık, tam netlik olmayan bir durum, büyük çoğunluğunda yorumlar üzerine kurulu değerlendirmeler yapılıyor.
Şimdi biraz önce burada da Genel Kurulda da tartışıldı, işte “Hâkimler karar vermeden polisler gitmez kapıya.” falan diye. Şöyle bir şey var, biz buna çok tanık oluyoruz: Hâkimler karar veriyor, işte deniliyor ki: “Şu kişi gelsin ve ifade versin, ifadeye getirilsin.” Normalde uygulama şudur: Tebligat çıkarılıyor, tebligata istinaden insanlar gidiyor; Emniyet Müdürlüğünde ya da ilgili birimde ifadelerini veriyorlar, ondan sonra varsa bir şey işlem devam ediyor. Fakat bunu Emniyet teşkilatı nasıl uyguluyor? Kendilerine göre bir karar almışlar, kafalarında böyle bir uygulama şekli var: Muhalifse evine gece yarısı kapıları kırılarak giriliyor, evininin içerisi darmadağın ediliyor, ondan sonra götürülüyor ilgili birime, bir ifadesi alınıyor, ondan sonra serbest bırakılıyor. Ya, şimdi, ifadesi alınıyor, serbest bırakılıyor, her şey normale dönmüş gibi bakıyor ama öyle değil, gece yarısı o kişinin evine girilmesi, yaşadığı sitede, apartmanda, sokakta onlarca polisle operasyon düzenlenmesi orada yaşanan herkesi etkiliyor, o aile bireylerinin tamamını etkiliyor, okula giden çocukların yaşamını etkiliyor.”
“DERTLERİNİN NE OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
Şimdi, zaten elde bir RTÜK var, buna karşı nasıl bir uygulama içerisinde olduğunuzu biliyoruz, bizim şikâyetlerimizi, HDP olarak bize karşı gazetelerin, televizyonların yapmış olduğu iftira, yalan, hakaret yayınlarına karşı onlarca, yüzlerce, binlerce şikâyetimiz var fakat bunlardan bir tanesi dikkate alınmıyor.
Yani şöyle bir dert içerisindesiniz; ‘Nasıl olsa biz seçiliyoruz, nasıl olsa halkımız bizi destekliyor, dolayısıyla biz doğru yapıyoruz’ falan zannediyorsunuz ama şunu görmüyorsunuz; bakın, devletin bütün olanakları arkanızda. Kaymakamlıktan valiliklere, okul aile birliklerinden cami derneklerine, spor kulüpleri yöneticilere, bütün jandarmasından MİT’ine, RTÜK’ünden TÜİK’ine, Diyanetten cemaatlerine, TİKA’sından mikasına hepsi iktidarın kazanması için bir bütün sahada seçim çalışması yapıyorlar. Bütün bunlara rağmen çoğunluğu elde edemiyorsunuz. Yani hâlâ şu Mecliste örneğin tek başınıza çoğunluğunuz yok, tek başınıza yasa çıkaramıyorsunuz. Şimdi, bütün bunun karşısında, HDP’ye karşı ne oluyor peki? Bize niye TRT’de yayın vermiyorlar?” filandan geçtik artık yani. Verirken de ne kadar aleyhte bir şey varsa oradan veriliyor, ne kadar yalan varsa oradan veriliyor, ne kadar iftira varsa oradan veriliyor.
“HEDEF GÖSERİCİ YAYINALR YAPILIYOR”
Bunlar yetmiyormuş gibi, bir de hedef gösterici yayınlar yapılıyor; çoğu da yalan, yanlış bilgilerden ibaret. Bu yetti mi? Bu yetmedi, bunun sahası da var. Demin, devleti yanına alan AKP, yani AKP için seçim çalışması yapan devletin kurumlarından bahsettim ya, bu kurumların tamamı sahada da HDP aleyhinde çalışma yapıyor. Şimdi, biz köyleri dolaşıyoruz. Hem de Karadeniz’in köylerini de, İç Anadolu’nun köylerini de, Ege’nin köylerini de dolaşıyoruz. Biz gitmeden köyleri ya Jandarma arıyor ya kaymakamlık arıyor ya da ikisi birden arıyor. Muhtar aranıyor: ‘HDP’li vekil geliyormuş, aman ha, onların yanında durmayın, yüz vermeyin, ortalıkta gözükmeyin.’ Uyarılıyorlar, kaç yerde tanık olduk, kaç yerde. Peşimizde 1 tane Jandarma, bilmem ne aracı dolaşıyor, sorduruyoruz arkadaşlarımıza: ‘Ya, niye dolaşıyor?’ ‘Efendim, vekilimizin güvenliğini sağlıyoruz.’ Vay vay vay… Şu işe bak sen!
Dertlerinin ne olduğunu biliyoruz ama bütün bu aleyhte duruma rağmen, bir türlü yüzde 10 barajın altına indiremediğiniz bir HDP var. Barajı düşürdünüz başkaları için ama merak etmeyin, biz o barajların hepsini yıkarak geldik, gelmeye devam edeceğiz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.