PİRHA-20 Nisan 2024 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelikte yer alan ‘Cemevlerinin aydınlatma giderlerinin karşılanması’ yetkisi Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığına devredildi. Yönetmelikteki maddelere açıklık getiren Kenanoğlu, “Aleviliği kontrol altına alan, bizim Alevi Diyaneti diye bahsettiğimiz yapının bütün cemevlerini artık kendi bünyesine almaktır. Yeni çıkan yönetmelikle nerenin cemevi olacağına Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı karar verecek” eleştirisini yöneltti.
Türkiye’de Aleviler hala Alevi inancının tanınması, cemevinin ibadethane olarak yasal statüye alınması için mücadele ederken, AKP ve MHP’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurduğu Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın asıl sorunlara çözüm getirecek somut bir faaliyeti yok.
20 Nisan 2024 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan bir kararla cemevlerini kontrol etmek ve cemevlerinin ibadethane olarak tanınması için cemevi uzmanı görevlisi gönderilecek. Yine bu şekilde cemevlerindeki elektrik faturalarının tespitini yapabilecek.
Elektrik faturalarının Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kabul görerek onaylanmasından sonra ödeneceğini ifade eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) 27. dönem Milletvekili Ali Kenanoğlu, “Bu şekilde Alevilerin cemevlerinin ibadethane olmalarını kanıtlayabilmek için bunun giderlerini sağlayabilmek açısından buraların Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından tespit edilmesi ve onaylanması gerekecek” bilgisini paylaştı.
“CEMEVİ UZMANI DİYE BİR KAVRAM OLAMAZ”
Yeni çıkartılan bir yönetmelikle Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın çıkarttığı ‘cemevi uzmanı’ diye adlandırılan görevlilerin inanç kültüründe olmadığını ifade eden Kenanoğlu, “Cemevi uzmanı kavramı var bu heyet içerisinde. Buna da Alevi toplumunun itirazı var. Cemevi bir ibadethanedir ve bunun içeresinde hizmet eden inançsal makamlara sahip olan kişiler bellidir. Cemevi uzmanı diye bir kavram olamaz. Hiçbir ibadethanenin uzman diye bir kavramı yoktur” dedi.
CEMEVLERİNİN İBADETHANE OLMASI HEYET KARARINA GÖRE BELİRLENECEK
Yeni çıkan yönetmeliğe göre cemevlerininin ibadethane statüsüne girmesinin heyet tarafından belirleneceğini söyleyen Kenanoğlu, “Cemevi içerisinde bulunan bir heyet gelip cemevinde bir tespitte bulunacak. Bu heyet neresi morg, neresi meydan evi, neresi kesimhane diye bir tespitte bulunacak ve bunlar ayrı bir sayaca bağlanacak. Bu sayaca gelecek olan faturalar İl Kültür Müdürlüğü’ne iletilecek ve iletilen faturalar Cemevi Başkanlığı’na gönderilecek. Cemevi Başkanlığı bunu inceleyecek bunun ödeneğini İl Müdürlüğü’ne gönderecek. İl Müdürlüğü de bu faturayı ödeyecek. Bunu da fatura ödemesine 7 gün kala ödemeniz gerekiyor, süresi geçtiğinde elektrik kesiliyor” diye ifade etti.
“BELLİ OLMAYAN MADDELER VAR”
Burada amaçlananın, Alevilerin açısında yok hükmünde olan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın tanınmak zorunda bırakılması olduğuna işaret eden Kenanoğlu, devamında şöyle konuştu:
“Bir diğeri de bir yerin ibadethane olup olmadığına Cemevi Başkanlığı karar verecektir. Geçici maddeler içinde sınırlı bir kilowatt saat sınırı da var. Yönetmelikte açık olmayan maddeler de var. Şehirlerde yeni bir Cemevi İl Müdürlükleri mi oluşturulacak, yoksa İl Kültür Merkezleri bünyesinde cemevi uzmanı mı çalıştırılacak, yoksa cemevi uzmanları ihtiyaç halinde başkanlıktan mı talep edilecek gibi belli olmayan maddeler ve hususlar da var.”
“LAİK VE DEMOKRATİK ÜLKELERDE GİDERLERİ DEVLET KARŞILAMAZ”
Gelişmiş ülkelerde inançlara müdahale edilmediğini söyleyen Kenanoğlu, “Alevilik konusunun esas sorunu bu değil. Bu şekilde Aleviliği kontrol altına alan bizim ‘Alevi Diyaneti’ diye bahsettiğimiz yapının bütün cemevlerini artık kendi bünyesine alacak hareket içerisine girmesi ve Alevilerin cemevlerinin kendi ibadethane olmalarını kanıtlayabilmek için bunun giderlerini sağlayabilmek açısından buraların Kültür Müdürlüklerine ve Cemevi Başkanlığı tarafından tespit edilmesi ve onaylanması gerecek” diye konuştu.
Kenanoğlu, son olarak şunları ifade etti:
“Demokratik ülkelere bakmamız gerekiyor. Laikliğini gerçek anlamda yaşandığı ülkelere bakmamız gerekiyor. Laik ve demokratik ülkelerde hiçbir giderini devlet karşılamaz. Dolayısıyla olması gereken şu; camilerin de kiliselerin de havraların da sinagogların da cemevlerinin de giderleri devlet ve hükümet tarafından karşılanmaz. Hiçbir şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı, Cemevi Başkanlığı gibi kurumlarının olmaması gerekiyor. Bütün inanç ve ibadet işlerinin sivil hayata bırakılması gerekiyor.”
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.