PİRHA- DİAYDER’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının da aralarında bulunduğu 23 üyesi hakkında, 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davayı Meclis gündemine taşıyan HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu; “Orada 80-90 yaşındaki insanların yargılanmalarını, Türkçe bilmeyen insanların heceleyerek Türkçe savunma yapmaya çalışmalarını gördüm” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin (DİAYDER) İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanlarının da aralarında bulunduğu 23 üyesi hakkında, 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davayı Meclis gündemine taşıdı.
Meclis’te gündem dışı söz alarak konuşma yapan Kenanoğlu, açılan davanın bir kumpas davası olduğunu ve hukuksuz bir yargılama süreci yürütüldüğünü söyledi.
Kenanoğlu, İstanbul’da devam eden DİAYDER davasını takip ettiğini belirterek İBB ile birlikte inançlarını anadilleri olan Kürtçe ile gerçekleştiren insanların iktidar tarafından kriminalize edilerek cezalandırılmak istendiğini dile getirdi.
“BÜTÜN DAVA İSTANBUL ÜZERİNDEN YÜRÜYOR ÇÜNKÜ ORADA BİR KUYRUK ACISI VAR”
DİAYDER’in Diyarbakır’da ve İstanbul’da dernek olarak faaliyet yürüttüğünü aktaran Kenanoğlu, DİAYDER’in İstanbul’daki davasını takip ettiğini belirterek şunları dile getirdi:
“Tabii esasında bütün dava da İstanbul üzerinden yürüyor çünkü orada bir kuyruk acısı var. Kuyruk acısı nedir? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iktidar tarafından kaybedilmesi ve bu kayıpla birlikte İstanbul Belediyesi’ne yönelik yapılan çeşitli söylemler, iftiralar, yalanlar. Bunun üzerine kurulu ve bunu yaparken de genel olarak Kürtler üzerinden yapılan, HDP üzerinden yapılan bir karalama kampanyası var. Bizi ilgilendiren kısmı da bir taraftan bu, bir taraftan da hakikaten vekili olduğumuz ilin büyükşehir belediyesine yönelik haksız tutumlara karşı eleştirilerimiz var.”
“TERÖRİSTLERİ İŞE ALDILAR SAVINI DESTEKLEMEK İÇİN BU TÜR DAVALAR AÇIYORLAR”
İktidarın, İBB’ye karşı ‘teröristlerin işe alındığı ve çalıştığı’ yönünde bir söylem geliştirdiğini anımsatan Kenanoğlu; “Bu söylem zaten seçimlerden önce yapılıyordu. İstanbul’u Ekrem İmamoğlu alırsa bunlar teröristleri işe alacaklar sayaç okumalarında, şuralarda, buralarda; bir sürü alanlarda bu teröristleri çalıştıracaklar, diye zaten bir kara propaganda yürütülüyordu. Şimdi, akabinde seçimler bitiyor -tabii, seçimleri büyük bir hezimetle iktidar, AKP kaybediyor, Cumhur İttifakı kaybediyor- ve arkasından da bu savlarını nasıl destekleyecekleri üzerine çalışmalara, araştırmalara giriyorlar. Buradan DİAYDER Din Alimleri Yardımlaşma Derneği’nden İstanbul Büyükşehir Belediyesine, yani bu derneğin üyelerinden alınan kişiler üzerinden bir açık yakaladıklarını düşünüyorlar” şeklinde konuştu.
“İBB, BU İNSANLARI BELİRLİ KRİTERLERE GÖRE VE SINAVLA İŞE ALMIŞ”
Din Alimleri Yardımlaşma Derneği’nin, Şafii inancına mensup Müslümanların inançsal hizmetlerini yerine getirmek için kurulmuş bir dernek olduğunu söyleyen Kenanaoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
“Şafii inancına ait insanlara hizmet verirken bir taraftan da Kürtçe ibadet hizmeti de yürütüyorlar. Daha önce İstanbul Belediyesi’nde yaklaşık 180 civarında din insanı çalışıyordu. Bunların tamamı Hanefilerden oluşuyordu. Yani İstanbul’da sanki Hanefilik dışında başka bir inanç yokmuş gibi davranılıyordu. 24 Haziran seçimlerinden sonra İBB, İstanbul’da sadece Hanefiler yaşamıyor, Aleviler, Hıristiyanlar ve başka birçok inanca mensup insan var dedi. Bu çerçevede, bunları işe alırken de şu kriter uygulanıyor: Cemevleri, camiler, kiliseler gibi kurumlar üzerinden sınavlarla işe alınıyor. Geçtiğimiz bütçe konuşmasında İçişleri Bakanı bir sayı da vererek 250 küsur bir teröristten bahsetti ve zaten bu kapsamda DİAYDER’e bir soruşturma başlatılmıştı. Şu an 23 kişi yargılanıyor. Ben bir Alevi olarak Şafii mezhebine sahip inanç insanlarının yargılandığı duruşmaya katıldım ve onlara destek olmak için oradaydım çünkü İstanbul Belediyesinin uygulaması doğru bir uygulamadır ve Türkiye genelinde yapılması gereken bir uygulamadır.”
“KÜRTÇE SAVUNMA YAPARSAM MUHTEMELEN BANA ‘TERÖRİST’ DİYECEKLER KAYGISI VARDI”
Söz konusu davanın duruşmasına katıldığında kendisini İstiklal Mahkemeleri’nde gibi hissettiğini ifade eden Kenanoğlu son olarak; “Orada 80-90 yaşındaki insanların yargılanmalarını, Türkçe bilmeyen insanların heceleyerek Türkçe savunma yapmaya çalışmalarını gördüm. Çünkü insanlar Kürtçe savunma yaparsam muhtemelen bana ‘terörist’ diyecekler kaygısı taşıyor. Çünkü hastalar, yaşlılar ve hapishanede vakit geçirebilecek insanlar değiller. Dolayısıyla Türkçe savunma yapmak zorunda hissettiler kendilerini. Öyle bir Türkçe konuşmak zorunda kaldılar ki hece hece okudular savunmalarını. Kobani Kumpas davasında da benzer davalarda da aynı şeyi. Karar verilmiş baştan. Deliller, tanıklar arkadan gelir deniliyor. Şafii ve Kürtçe konuşuyor, Kürtçe hutbe vermiş, dolayısıyla o da o torbanın içine konulmuş. Tümüyle hukuktan uzak, vicdandan uzak, ahlaktan uzak, inanç özgürlüğünden uzak, İslam’ın değerlerinin kendi değerlerinden uzak bir yargılama var. 80 yaşındaki, 90 yaşındaki insanlar haksız, hukuksuz, vicdansız ve ahlaksız bir şekilde orada yargılanıyorlar” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.