PİRHA – HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, ‘Dezenformasyon ile Mücadele Yasası’na dair Meclis Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı. Kenanoğlu, ‘Dezenformasyonu, Kobani Kumpas Davası’nda görüyoruz’ diyerek hakikatin karartılmak istendiğini vurguladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, sansür yasasına dair Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda konuştu.
İktidara yakın basın organlarının, Kobani Davası’na ilişkin dezenformasyon yürüttüğünü söyleyen Kenanoğlu, siyasi iktidara yönelik “Bütünüyle derdiniz hakikatleri karartmaktır ancak hakikatler kararmaz” dedi.
“DEZENFORMASYONU YAPAN İKTİDAR VE İKTİDAR YANDAŞLARIDIR”
Ali Kenanoğlu, havuz medyasının, aynı günlerde, benzer manşetlerle yayın yaptıklarına dair görselleri de genel kurul salonuna göstererek şu konuşmayı yaptı:
“Dezenformasyona baktığımız zaman işte ‘bilgi çarpıtma’ deniliyor, yanlış bilgiyi yayma üzerinden ele alınıyor. Bu konuda tabii, bugünlerde bugün de 6-8 Ekim Kobani protestolarının yıl dönümünde aklıma şöyle bir şey geldi: Rus kökenli Fransız bir yazar olan Vladimir Volkoff şöyle ifade ediyor: Bu dezenformasyonu, zaten Fransızca bir kelime bu dezenformasyon: ‘Kamuoyunu etkilemek ya da bir gerçeği gizlemek için kasti ve ekseriyetle de örtülü biçimde yayılan yanlış haber.’ Ve ‘Bunun 4 tane belirtisi var.’ diyor: Birincisi, herkes aynı şeyi söyler. Yani bu yalanla ilgili, bunun kalıcı olarak akıllarda kalmasını sağlamak için herkes aynı şeyi söyler, aynı yalanı tekrar eder. İkincisi, sorunun bir yönüyle ilgili bombardıman yaparken, diğer yönleriyle ilgili hiçbir bilgi vermezler, o kısmıyla hiç ilgilenmezler. Üçüncüsü, bir tarafın yaptığı her şeyi iyi, diğer tarafın yaptığı her şeyi kötü olarak gösterirler. Dördüncüsü, bir görüşün kabul edilmesi kolektif saplantı hâline gelir. Kobani davasını takip edenlerdeniz yani biz milletvekilleri arkadaşlarımızla, grup olarak takip ediyoruz zaman zaman. Orada nasıl bir dezenformasyon ve bu dezenformasyon üzerinden HDP’li siyasetçilerin, özelde Kürt siyasetçilerin nasıl hedef alındıklarını görüyoruz. İlginç bir şey var tabii, yani orada Kürt siyasetinden gelen arkadaşlar da ayrı bir muameleye tabi tutuluyor yani öyle bir şeye de bir Türk siyasetçi olarak tanık olduğumu da ifade etmek istiyorum. Orada şimdi, bu olayı sürekli yayma konusu bahsediliyor ya, sürekli aynı şeyi tekrar etme, yani bunun dezenformasyon olduğunu söylüyoruz.
Şimdi, bakıyoruz, o zaman bu dezenformasyonları kim yapıyor? Şimdi, bu başlıkların hepsi aynı gazeteye ait. Bu bir gün örneğin- başka bir gün aynı gazeteler aynı yalanı hepsi birlikte sıralamışlar, aynı başlık; değişen bir şey yok. Köşe yazarlarının aynı başlıkla yazdıkları yazılar bunlar, yalan haber, tamam mı? Bu, başlığı da aynı yani köşe yazılarının, bu yazarların başlıkları da aynı başlık üzerine ve konu da aynı konu üzerine. Yani yalanı üretip bu yalan üzerinden aynı başlığı atan havuz medyasıdır ve bu yalanların muhatabı, mağduru da şu anda bir bütün olarak muhalefettir, özellikle de partimiz bunun muhatabı ve bunun en belirgin özelliği de Kobani protestolarıdır.
“HAVUZ MEDYASI YALANI GERÇEK GİBİ SUNUYOR”
Öğleyin de tartışıldı burada, ‘Partinizle alakalı bir şey söylenmedi, biz Kandil’e laf söylüyoruz.’ filan denildi ama şu anda bizim arkadaşlarımız yargılanıyor ve haftada 4 gün de dava devam ediyor. Ve bizim arkadaşlarımız yargılanıyor ve bir bütün olarak ‘gizli tanık’ dedikleri uydurma hikâyelerden, uydurma yalanlardan ibaret bir yargılama sürüyor. Ama siz havuz medyasına baktığınız zaman, o yalanları tümüyle gerçek gibi sunan ve hepsinin aynı şeyi tekrar ettiği bir süreci izliyoruz. Dolayısıyla, eğer bir dezenformasyondan bahsediyorsak bu dezenformasyonu yapan tümüyle iktidar ve iktidar yandaşlarıdır. Yaptıkları da bütünüyle gerçek bilgiyi ve hakikati karartma üzerinedir. Zaten Türkiye’de bir yasa var yani bu konuyla ilgili olarak şu anda 5651 sayılı Yasa zaten internet ortamında yapılan yayınların düzenlemesini yapıyor ve bir bütün olarak bir sansür kurulu olarak da çalışıyor.
Şimdi, bu 5651 sayılı Yasa’ya muhatap olanlar kimler? Muhalefet, bütünüyle muhalefet. Yani burada iktidara yönelik herhangi bir söz söylediğinizde bütün internet sitelerine, bunula ilgili bütün sosyal medya hesaplarına ve kişilere karşı cezai yaptırımlar uygulanıyor. Ancak muhalefete karşı, özellikle de HDP’ye ve HDP milletvekillerine karşı sosyal medyada, internet ortamında yapılan hakaretler, yalanlar, iftiralar, tehditler; bütün bunlara karşı herhangi bir şey yapılmıyor. Bizim kadın milletvekili arkadaşlarımıza ağza alınmayacak hakaretlere, bizlere, eşlerimize, çocuklarımıza, ailemize yönelik hakaretlere yönelik, sözlere ilişkin mahkemeye başvuruyoruz, mahkemeler dahi bunları bir yorum olarak nitelendirip ceza vermiyor ama biz bir laf edersek hemen bizim milletvekilliğimizi düşüren, dokunulmazlığımızı kaldıran sonuca evriliyor. Bütünüyle derdiniz hakikatleri karartmaktır ancak hakikatler kararmaz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.