PİRHA- Gözaltına kaybedilen Üzeyir Kurt’un oğlu Faruk Kurt Galatasaray Meydanı’na gönderdiği mektubunda “Benim gibi nice esmer yüzlü çocuklar var. Solmasın gülüşleri ve yarım bırakılmasın hikayeleri istiyorum…” ifadelerini kullandı.
Haberin videosu
Cumartesi Anneleri eylemlerinin 664. haftasında 24 Aralık 1993 yılında gözaltında kaybedilen Üzeyir Kurt’un akıbeti sordu. Ayrıca Üzeyir Kurt’un annesi Koçeri Kurt’un ölümünün 1. yılı olması dolayısıyla mücadelesinin süreceği vurgulandı.
“Failler belli kayıplar nerede?” pankartının açıldığı eylemde pankartın üzerine kırmızı karanfiller ve barışı temsilen beyaz tülbentler bırakılarak kayıpların fotoğrafları taşındı. Eylemde ilk olarak Üzeyir Kurt’un oğlu Faruk Kurt’un mektubu okundu. Cumartesi insanı Kadir Celep tarafından okunan mektupta şu ifadeler yer aldı:
“DÜŞLERİMİN KAHRAMANI BABAM”
“Babam Üzeyir Kurt 24 Kasım 1993’de Diyarbakır Bismil’de gözaltında kaybedildiğinde ben 4 yaşındaydım.
Bugün Galatasaray’a kilometrelerce uzaktan babama sesleniyorum…
Hasretini ve özlemini içimde yaşadığım, düşlerimin kahramanı Babam.
Çocukluğumu sensiz, hayallerimi seninle birlikte geçirdiğim Babam. Seni kağıda dökmek o kadar zor ki anlatamam, düğümleniyor sözcükler boğazımda gözyaşlarımla ıslanıyor ve tekrar tekrar yazmam gerekiyor. Oysa ki, ilk kez anlatıyorum seni. Ya şu kısacık mektuba sığdırmak çok zor ya da seni hep yüreğimde sakladığım ve gözlerimde yaşattığım için mi bilemiyorum bunu.
YARIM KALMIŞ HİKAYELER…
Kemiklerine bile hasret bırakılan nice yiğitlerin çocuklarından sadece birisiyim. Yarım bırakılan hikayemi çocukken önüme serdiler ve benden eksik bırakılan, kaybedilen bir kahramanla nasıl yaşayacağımı zorla öğretmeye çalıştılar. Bunu başarabilmek bir çocuk için çok ağır bir yüktü. Zaten bu hikayeyi önüme koyan ve bana bunu alıştırmaya çalışanlar belli ki hiç çocuk olmamış gibiydiler. Çünkü bir çocuk babasız büyüyemez. Büyüse de yarım olacağını hiç düşünmemişlerdi.
Benim gibi nice esmer yüzlü çocuklar var. Solmasın gülüşleri ve yarım bırakılmasın hikayeleri istiyorum…”
“BÖYLE ANALAR ÖLÜMSÜZDÜR”
Ardından Koçeri Kurt’un mücadele arkadaşı Hanım Tosun söz aldı. Koçeri Kurt’u 1996 yılında tanıdığını söyleyen Tosun, acılarının aynı olduğunu ve içlerindeki sızıyla Avrupa ülkelerinde beraber dolaştıklarını belirtti. Oğlunu aramaktan hiç vazgeçmediğini ifade eden Tosun, kendi annesini kaybettiğinde bile bu kadar acı hissetmediğini belirterek “Böyle analar ölümsüzdür” dedi.
Gözaltında kayıpların sadece Kürt oldukları ve siyasi bir partide siyaset yaptıkları için kaybedildiklerini söyleyen Tosun, evlatlarıyla ve kardeşleriyle gurur duyduklarını kaydetti.
“İÇ HUKUK YOLLARINDAN MAHRUM BIRAKILDI”
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın yeğeni Dilcan Acar yaptı.
Acar , 24 yıl önce kaybedilen Üzeyir Kurt’un dosyasını kamuoyu ile paylaştı:
7 Çocuk babası Üzeyir Kurt Bismil’in Ağıllı (Birike) köyünde yaşıyordu. 24 Kasım günü Yüzbaşı İzzet Cural komutasındaki askerler köye baskın düzenledi. Üzeyir Kurt akrabasının evinden gözaltına alındı. Operasyon devam ettiği için iki gün boyunca askerler tarafından köydeki bir evde tutuldu
25 Kasım 1993 tarihinde anne Koçeri Kurt oğluna çorap ve ceket götürdüğünde Üzeyir Kurt’u tutulduğu evin önünde çok sayıda asker ve korucu arasında gördü. Üzeyir’in yüzünde darp izleri vardı. Bu Koçeri Kurt’un oğlunu son görüşü oldu.
Günlerce oğlundan haber alamayan Koçeri Kurt, 30 Kasım 1993 tarihinde Bismil Cumhuriyet Başsavcısı Rıdvan Yıldırım’a başvurarak oğlunun nerede olduğunun araştırılmasını istedi. Koçeri Kurt aynı gün Jandarma Komutanlığına da başvurdu. Jandarma Komutanlığı başvuru dilekçesine Üzeyir Kurt’un gözaltına alınmadığına ve PKK tarafından kaçırıldığına dair not düştü.
Bismil’de sonuç alamayan Koçeri Kurt 14 Aralık 1993 tarihinde Diyarbakır DGM Savcılığı’na başvurdu. Orada da kendisine Üzeyir Kurt’un gözaltına alındığına dair kayıt bulunmadığı cevabı verildi. 21 Mart 1994 tarihinde Bismil Cumhuriyet Savcısı ‘suçun PKK tarafından islendiği’ iddiasıyla görevsizlik kararı verdi. Kurt ailesi Üzeyir Kurt’un akıbetini aydınlatacak ‘etkin’ bir iç hukuk yolundan mahrum bırakıldı.
TÜRKİYE AİHM’DE MAHKUM EDİLDİ AMA…
11 Mayıs 1994 tarihinde İHD avukatlarınca AİHM’e taşındı. Üzeyir Kurt’un 25 Kasım 1993 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alınmış olduğunu tespit eden Mahkeme; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3-5-13 ve 25. Maddelerinin ihlal edildiğine karar vererek Türkiye’yi mahkum etti. 21 Kasım 2014 tarihinde AİHM mahkûmiyetine rağmen Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı Üzeyir Kurt’un gözaltında kaybedilmesine ilişkin yürüttüğü soruşturmada ( 2014/ 754) kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 16 Mayıs 2015 tarihinde bu karara yapılan itiraz da, Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi.”
GÖZALTINDA KAYBEDENLERE SORUŞTURMA DEĞİL TERFİ
İzzet Cural’ın Bismil Komando Bölük Komutanı olduğu dönemde Bismil’de Üzeyir Kurt, Arap Güven, İsmail Tunç, Musa Koluman, Şehmus Yüksel, Selahattin Akbulut, Turgut Yenisoy, Mehmet Selim Acar gözaltında kaybedildiğini hatırlatan Acar , “Üzeyir Kurt’un kardeşi Abdulkadir Kurt işkence ile öldürüldü. Çok sayıda infaz yaşandı. Ama İzzet Cural hiçbir soruşturmaya uğramadı, aksine terfi etti. Jandarma Genel Komutanlığı’nda Daire Başkanlığına kadar yükseldi” dedi.
“KOÇERİ KURT’UN HAKİKAT TALEBİ BİZİMLE SÜRECEK”
1 yıl önce yaşamını yitiren 89 yaşındaki Üzeyir Kurt’un babası Koçeri Kurt’un son nefesine kadar işkencede öldürülen oğlu Abdulkadir ve gözaltında kaybedilen oğlu Üzeyir Kurt için adalet aradığını hatırlatan Acar, şu ifadeleri kullandı:
“Biz onu direnciyle ve ağıtlarıyla hatırlayacağız. Üzeyir Kurt’un gözaltında kaybedilmesinde adli ve siyasi idare sorumluluklarını yerine getirmedi. Üzeyir Kurt’un akıbeti karanlıkta bırakılıp, kaybedenler cezasızlık zırhıyla korundu. Bu davada hakikat açığa çıkarılıncaya kadar, yerelden ulusala bütün sorumlular yargılanıp hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılıncaya kadar bu dava bizim için kapanmayacak. Koçeri Kurt’un hakikat ve adalet talebi bizimle sürecek.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.