Alevi Haber Ajansi

Kelleci: Reşadiye’deki Alevi köylerinin yüzde 65’ine cami yapıldığı duyumları aldım -VİDEO

PİRHA- CAN TV Programcısı Hüseyin Kelleci, Tokat’ın Güllüce köyündeki cemevi-cami projesine dair izlenimlerini anlattı. Kelleci, Reşadiye’deki Alevi köylerinin yüzde 65’ine cami yapıldığı duyumları aldığını söyledi. Kelleci ekledi: Ben bu sorunun derinliklerine inmeye başladıkça oradaki köylülerde müthiş derecede korku gördüm. Hatta çok kısa bir süre önce beni oraya mihman eden taliplerimizden biri, beni arayarak ‘bu konuyu kapatalım, siz yayınladığınız o görüntüleri kaldırabilir misiniz? Beni düşkün sayacaklar’ dedi.

Fethullah Gülen ve Cem Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın 2012 yılında Hacı Bektaş Veli Kültür Eğitim ve Sağlık Vakfı adıyla Tokat’ın Reşadiye ilçesi Güllüce köyünde açmış oldukları cemevi-cami binasında hala 5 vakit ezan okunuyor. Alevilerin yaşadığı köyde ezan okunması halkı rahatsız ediyor.

CAN TV’den Hüseyin Kelleci’nin “Can Bizim Eller” programında konuşan Güllüce köylüleri Alevi oldukları halde köyde uzun süredir ezan okunduğunu belirterek bu durumdan rahatsız olduklarını söylemişlerdi.

Tokat’ın Reşadiye ilçesine bağlı Güllüce köyünde cemevi-cami projesi kapsamında yapılan binada ezan okunduğu sırada çekim yapan CAN TV Programcısı Hüseyin Kelleci, Güllüce köyündeki izlenimlerini PİRHA’ya aktardı.

“İKİ KAPI VAR, BİRİNDEN DEDE DİĞERİNDEN İMAM GİRİYOR”

Hüseyin Kelleci, “Güllüce, benim de mensupları olduğum Hubyar Ocağı’nın taliplerinin yoğun olduğu köylerden bir tanesidir. Biz orada çekim yaparken uzaktan gelen ezan sesiyle şoke oldum. Oradakilere sordum. Dediler ki uzaktan kumanda. Ben, ‘bir Alevi köyünde caminin olması mümkün müdür?’ diye sorduğum adam, korkmaya başladı. ‘İkisi de lazım’ demeye başladı. Bu cami cemevi projesi mi diye sordum. ‘Evet bu cami-cemevi projesi’ dediler. Hatta ben cemevinin içerisine girdiğimde iki tane kapı gördüm. Enteresan bir şekilde birinden imam diğerinden dede girdiğini söyledi oradaki yetkili” dedi.

“BİR TANE DEĞİL, BİRKAÇ KÖYDE CEMEVİ-CAMİ PROJESİ VAR”

Bu durumdan rahatsız olduğunu belirten Kelleci şöyle devam etti:

“Biraz rahatsız oldum. İlçe ile köy arası 13 kilometre, ana yola yani Doğu Anadolu’ya bağlayan yola ise üç buçuk kilometre olan bir Alevi köyü ve bu üç buçuk kilometreye insanlar milyonlarca parayı oraya yatırıyor cami-cemevini yapıyor. Ama üç buçuk kilometre yolu Alevi köyü olduğu için yapmıyor. Alevileri asimile etmek için cami-cemevi projesini orada hayata geçiriyor ama yolunu yapmıyor. Ben o bölgenin en büyük ocağı olan Hubyar Ocağı’na mensup bir insan olarak da bizim taliplerimiz nasıl böyle bir şeye onay verir diye üzüldüm. Bunun altından derin meseleler çıktığını, muhtarın babasının daha önce bu konuda başka yerlerde 15 Temmuz sonrası tanıklık yaptığını öğrendim. Fakat sadece orası değil birkaç köyde cami-cemevi projesi yapıldığını öğrenmekteyim, hala da şu an öğreniyorum.”

“ORADAKİ İNSANLAR ARTIK İBADETLERİNİ YAPMIYOR”

“Üzücü olan ise oradaki insanların artık ibadetlerini yapmıyor olması” diyen Hüseyin Kelleci, “Ne camiye gidiyorlar ne de cemevi olarak kullanıyorlar. Sadece yemeklerini; kırk yemeği, varsa cenaze yemeği ve kurban kesilmişse kullanıyorlar. Onun dışında kullanmıyorlar. Sebebini de sorduğumdaysa ‘kışın artık burada kimse kalmıyor, biz geleneklerimizi, göreneklerimizi İstanbul’da yapıyoruz’ cevabını aldım. Bu cevapları alırken insanların gözlerinde bir korku hissettim. ‘Cami de bizim cemevi de bizim’ demeye başladılar. ‘İzzettin Doğan bu cami-cemevi projesini önermişti, siz ona mı karşı geliyorsunuz’ dediler. Ben de ‘evet ben İzzettin Doğan’ın önerdiği projeye karşı çıkıyorum. Alevi köylerinde olması gereken cemevidir. Eğer devlet yapıyorsa cemevidir, Sünni köyde yapılması gerekiyorsa da camidir’ dedim. Ondan sonra anlatmaya başladılar. Köyde hakikaten farklılıkların oluştuğunu, farklı insanların gelmeye başladığını söylediler. O proje tam anlamıyla bitseymiş o köyde öğrenciler konaklayacakmış. Abiler, ablalar gelecekmiş” ifadelerini kullandı.

“KÖYLÜLER KORKUYOR”

Köylülerin korku yaşadığını ifade eden Kelleci, şunları kaydetti:

“Ben bu sorunun derinliklerine inmeye başladıkça oradaki köylülerde müthiş derecede korku gördüm. Hatta çok kısa bir süre önce beni oraya mihman eden taliplerimizden biri beni arayarak ‘bu konuyu kapatalım, siz yayınladığınız o görüntüleri kaldırabilir misiniz? Beni düşkün sayacaklar’ dedi. Oraya 2 Ekim günü farklı bir basın organı getireceklermiş. ‘Bizim köyümüzde cami de var cemevi de var’ diyerek methedeceklermiş. Daha doğrusu Reşadiye bölgesindeki korkularını, kendi yandaşlarıyla birlikte böyle bir şeyin olmadığını söyleyeceklermiş.

Şu an araştırmalarıma göre Reşadiye’deki Alevi köylerinin yüzde 65’in üzerindekilerin hepsine uzaktan kumandalı cami yapıldığı duyumları alıyorum. Hatta şu an ki Güllüce köyü muhtarının babasının Reşadiye’nin merkezindeki büyük caminin yapımında çok büyük emekleri olduğu, o camiyi yaptırdığı söylenmekte.”

“ALEVİLERİ; ALEVİ İŞ İNSANALRIYLA, ALEVİ AKADEMİSYENLERLE, DEDELERLE ASİMİLE EDİYORLAR”

Tokat’ta Alevi köylerinin yollarının çok kötü olduğunu ifade eden Kelleci, devletin Tokat’taki yaklaşımına ve bölgede Aleviler üzerinde yapmak istediği asimilasyona dair şunları söyledi:

“İnançla ilgili herhangi bir şey geldiği zaman hem Türkiye’nin Alevi iş adamları hem devlet ve Diyanet, komple Alevi köylerinde ciddi bir şekilde çalışıyor. Tokat Amasya bölgesinde, Çorum’un Alaca bölgesinde, Kürt Alevilerin olduğu bölgede asimilasyon için ellerinden geleni yapıyorlar. İlçeye 26 kilometre olan bir yere ambulansın gelmediği, bırakın köyün yolunu, hasta için ambulans gelmiyor. PİRHA’nın bu konuda yaptığı haber etkili oldu. Ve bu bölgede hemen oraya taş döşendi. Yani ambulans daha rahat gitmeye başladı. Yani kısacası bu bölgelerde devletin müthiş derecede asimile etmek için baskıları var. Üstelik Alevilerle asimile ediyor. Alevi iş insanlarıyla, Alevi akademisyenlerle, Alevi dedeleriyle asimile ediyorlar.

“MUHTARLARI KANDIRIYORLAR; KÖYLERDEKİ CEMEVLERİNDE CEMEVİ BAŞKANLIĞI’NIN TABELALARI VAR”

Bu belki 50-100 yılın projesi ama projeyi çok hızlandırıyorlar şu an. Muhtarları kandırıyorlar. Bütün o bölgedeki cemevleri yalan söylüyor. Hepsinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın tabelaları var. Tabelayı koyduğu yerde devlet etkili. Tabelayı koyuyorsa olay bitmiştir. Gece gündüz durmadan çalışıyorlar. Üstelik çalışma taktiklerini o kadar güzel değiştirmişler ki Alevi sivil toplum örgütlerinden ‘hayır’ cevabı aldıklarını, pasif, hiçbir şey karışmamış, kimsenin beğenmediği, umursamadığı dedeler ve o köyün muhtarını ikna etmişler. Ve saydığım Tokat, Sivas, Amasya, Çorum bölgeleri hatta Samsun’a kadar uzanan bölgeye müthiş derecede hakim olmuşlar. Devlet kendi Alevisini var etmeye çalışıyor.

“İNSANLAR PİRHA’NIN BU KONUDA HAKLI OLDUĞUNU GÖRÜYOR”

Dolayısıyla PİRHA gibi haber ajanslarının, televizyonların o bölgelere gidip sık sık bu haberleri yapması; devleti biraz daha geriye çekip Alevilerin de kendine gelmesini sağlayacak. Çünkü haberlerin oturduğu ve belirdiği yerlerde gördüklerim bunlardır. İnsanlar, mesela PİRHA’nın bu konuda haklı olduğunu görüyor.”

Devrim FINDIK/İSTANBUL

İLGİLİ HABERLER

Cami-Cemevi projesinin sonucu: Tokat’ın Alevi köyü Güllüce’de ezan okutuluyor-VİDEO

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak