Kaz Dağları’nı savunmak için başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti” sürerken Çanakkale’deki maden alanı önünde açıklama yapan Halkevleri Genel Sekreteri Özge Ozan, “Hepimizin ‘Kaz Dağlarını kim, ne kadara sattı?’ sorusunu sorması gerekir” dedi.
Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu kaynağı olan Atikhisar Havzası’nda Kanadalı şirket Alamos Gold’un yerli taşeronu olan Doğu Biga Madencilik tarafından yapılan ağaç katliamı ve siyanürlü madencilik faaliyetine karşı Kaz Dağlarını savunmak başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti” sürüyor.
Çanakkale Halkevi yöneticileri ve üyeleri, dün (3 Ağustos) yaklaşık 100 çadırla bir haftayı aşkın bir süredir nöbetin sürdürüldüğü alanı ziyaret etti. Maden sahası sınırında açıklama yapan Halkevleri Genel Sekreteri Özge Ozan, Kaz Dağlarının dünyanın en önemli miraslarından birisi olduğunu hatırlatarak, “İnsanlık tarihinin efsanelerindeki ismi ile İda, bugün uluslararası ve yerel şirketler ve doğrudan Erdoğan-AKP iktidarı tarafından tehdit altında. Ormanları, su havzaları, varlıkları, bütün canlılarıyla bütün bir ekolojik sistem burada katlediliyor. Öyle bir suç işleyerek bunu yapıyorlar ki kendi hukuksal düzlemlerini dahi tanımıyorlar. Halkın itirazını tanımıyorlar” dedi.
“TOPRAKLARIMIZI ZEHİRLEYEREK TEŞVİK ALDILAR”
Doğrudan Erdoğan’ın kararı ile Alamos Gold şirketi ve taşeronu Doğu Biga şirketinin özel bir teşvike layık bulunduğunu belirten Ozan, “Bizim topraklarımızı, havamızı, suyumuzu zehirleyerek üstüne 865 milyonluk bir teşvik aldılar. Bu teşvik öyle bir şey ki; biz katliam sürecinde çalışan işçilerin SGK’larını kamu bütçesinden ödeyeceğiz. Yüzde 80’e varan KDV indirimleri, yatırım teşvikleri, gümrük muafiyetleri alacaklar” dedi.
Herkesin “Kaz Dağlarını kim, ne kadara sattı?” sorusunu sorması gerektiğini belirten Ozan, “Bizler bu direnişi sürdürmeye kararlıyız. Geleceğimiz, çocuklarımız, toprağımız, ülkemiz ve bütün canlı hayat için burada direnmeye devam edeceğiz. Kaz Dağları hepimizin. Herkesi bulunduğu yerden buraya gelerek direnişe destek olmaya, gelemiyorsa neredeyse orada direnişe bir şekilde katılmaya, bu uluslararası ve yerel ağlara sahip suç şebekesi karşısında insanlığın, doğanın ve bütün canlıların hakkını savunmaya çağırıyoruz. Hep beraber direneceğiz ve direnişi kazanacağız” dedi.
Herkesin “Kaz Dağlarını kim, ne kadara sattı?” sorusunu sorması gerektiğini belirten Ozan, “Bizler bu direnişi sürdürmeye kararlıyız. Geleceğimiz, çocuklarımız, toprağımız, ülkemiz ve bütün canlı hayat için burada direnmeye devam edeceğiz. Kaz Dağları hepimizin. Herkesi bulunduğu yerden buraya gelerek direnişe destek olmaya, gelemiyorsa neredeyse orada direnişe bir şekilde katılmaya, bu uluslararası ve yerel ağlara sahip suç şebekesi karşısında insanlığın, doğanın ve bütün canlıların hakkını savunmaya çağırıyoruz. Hep beraber direneceğiz ve direnişi kazanacağız” dedi.
Yoruma kapalı.