PİRHA- Alevilerin son süreçte yaşadığı gelişmeleri değerlendiren Kayseri Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı/ Yazar Abbas Tan, yazısının devamında son bölümü yayınladı. Tan paylaştığı yazısında, “Eğitime önem vermeliyiz. Yol hizmeti verenler, hurafelerle uğraşacağına bilime, mantığa uygun, güncel bilgiler ışığında hizmetler yürütmeli” dedi.
Kayseri Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı/Yazar Abbas Tan, Alevilerin son süreçte yaşadığı gelişmeleri değerlendiren yazısının devamını yayınladı.
Tan, sosyal medya hesabından paylaştığı yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Yayımlanan üç bölümde Alevilerin yaşadıkları olumsuzlukları dillendirerek tespit yapmaya çalıştım. Umarım bu tespitlerimle canları kırmamışımdır. Şayet kırılmış, incinmiş canlar var ise onlardan rızalık isterim. Bunca yaşanan olaylardan sonra ne yapmalıyız?
“ALEVİLİĞİ ÖĞRENMELİYİZ”
Öncelikle özümüzü dara çekmeliyiz. Alevilik, doğayı ve canlıları incitmeden onlarla birlikte yaşayarak, kamil insan olup Rıza şehrinde yaşamaktır. Bu düşünceyi içselleştirmeliyiz. Kendimizi tanımalıyız. Kimiz, ne yapıyoruz, ne yapmalıyız sorusunu kendimize sorup sonra da cevabını vermeliyiz. Ezilenler, asimile olmaya yüz tutmuşlar, emekçiler ile siyasi gücümüzü birleştirmeliyiz. Aleviliği öğrenmeliyiz. Eline, diline, beline, eşine, işine, aşına sahip olmayı içselleştirmeliyiz. Alevilik deyince neyi anlıyoruz. Cem, dem, bağlama, nefes, semah, dar, didar, ikrar, görgü, müsahiplik, Hızır, ziyaret, lokma, rızalık, Dört Kapı, Kırk Makam, kamil insan, Rıza şehri, düşkünlük, müşküllük, Erkan… gibi Alevi değerleri bilinmeli.
“BÖLGESEL FEDERASYONLARI HAYATA GEÇİREREK MERKEZİ GÜÇTEN KURTARMAK GEREKMEKTEDİR”
Hangilerinin hangi gerekçeyle güncellenmesi gerekir. ‘Hizmet yürütenlerin ocakzadeler olması şart mı?’ sorusuna net cevap vermeliyiz. Hizmeti ehil insanlar, yani bilen insanlar yürütür, yürütmelidir. Bu hizmetleri soydan gelenler değil yolu sürdürenler yürütmelidir diyebilmeliyiz. Mutlaka her türlü erkanları kadın canlarda yürütebilmeli. Kurumların işleyişini bilip yeniden yapılanmayı sağlamalıyız. Üyelik, yöneticilik şartlarını güncellemeliyiz. Köy ve yöre derneklerine sahip çıkarak birilerinin eline düşmesini engellemeliyiz. İçişleri Bakanlığı çok şubeli dernek ve vakıfların genel merkezlerine gitmedi, federasyonlara gitmediler ama köy ve yöre derneklerini tek tek ziyaret ettiler. Bölgesel Federasyonları hayata geçirerek, merkezi güçten kurtarmak gerekmektedir.
“30 YILLIK ÖRGÜTLERİMİZDE ÜYE SAYILARIMIZ HALA AZ”
Otuz yıllık örgütlülük sürecinde hala üye sayımız nüfusa oranla yüzde 10 dahi olmadı, olamadı. Alevi kurumları hala bağışlarla ayakta duruyorlar. Gelir getirecek faaliyetlere başlamalılar. 1993 Madımak olayından hemen sonra üyelikler hız kazanmıştı ki bir süre sonra duraklama dönemi başladı, hala o durağanlık devam etmektedir. Eskilerde Talip-Rehberi-Pir-Mürşid ilişkileri var idi (bazı yerlerde var ise de bitme noktasına geldi).
Bunun yerine yeni bir model geldi.
Talip= Üye,
Rehber= Dernek/Vakıf,
Pir= Federasyon,
Mürşid = Konfederasyon oldu.
Dedelerimiz talip ziyaretine gitmek değil dernek ziyaretine gelmeye başladı. Ocak dedesi değil, cemevi dedesi oldu. İnanç kurulları ile ruhban sınıfı oluşturuldu. Bu kurul yerine Eğitim Bilim kurulu, kreşler, oluşturulmalı. Kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapılmalı, teşvik edilmeli. Eğitime önem vermeliyiz. Yol hizmeti verenler, hurafelerle uğraşacağına bilime, mantığa uygun, güncel bilgiler ışığında hizmetleri yürütmeli.
“EĞİTİME ÖNEM VERMELİYİZ”
Alevilikteki Rıza Şehri hedefine ulaşma mücadelesindeki hakikatçı anlayış Alevilere çok iyi anlatılmalı. Gençliğimiz her geçen gün eğitimden uzaklaşmaya başladı. Bütün imkanlar zorlanarak öğrencilerin eğitimlerini tamamlamaları sağlanmalı. Mutlaka gençlerin meslek edinmeleri teşvik edilmeli. Gençlerimizin yanlıştan kurtulması için bir çok alanda eğitimler düzenlemeliyiz. Alevilik inanç mıdır, değil midir? ‘Cemevleri ibadethane midir, nedir?’ sorusunun cevabı tartışılarak netleşmeli. Alevilerin ve Aleviliğin devletle ilişkileri, Sosyal Hukuk devleti anlayışı içerisinde net bir şekilde ifade edilmeli. Başta Aleviler olmak üzere ötekileştirilen, yok sayılan tüm kesimleri ilgilendiren yasalar konusunda net düşünce ortaya koyup, olması gereken şekli, gerek siyasi partiler gerekse kamuoyu nezdinde net ifade edilmeli.
“İNSANLARIN BİRBİRLERİNİ SEVMELERİ, ÖĞRETİMİZİN GEREĞİ ANLATILMALI”
Gerçekleri görüp o doğrultuda yaşama mücadelesi vermelidir ki. GERÇEĞİN DEMİNE HÜÜ denebilsin. AŞK İLE derken çekinerek sağa sola bakmasınlar. Sabah karşılaştığına SELAMUN ALEYKİM derken karşıdakinin ALEYKİM SELAM demesi yerine. GÜNÜNÜZ AYDINLIK OLSUN denmeli. Karşıdaki de AYDINLIK YÜZLER (günler) GÖRESİNİZ diyebilmeli. AŞK İLE diyen cana karşıdaki AŞK OLSUN GÜL CEMALİNİZE veya AŞKIM GÜL CEMALE ya da AŞK İLE diyebilmeli.
İnsanların birbirlerini sevmeleri öğretimizin gereği anlatılmalı. Bütün bunların hayata geçirilmesi için Yöneticilerin, hizmet ehli insanların çok iyi eğitilmesi gerekir. Sürçü lisan ettiysem rızalığınızı isterim. AŞK OLSUN DOĞAYA CANLILARA HİZMET EDENLER, AŞK OLSUN DOĞRU YOLDA YÜRÜYENLERE, AŞK OLSUN GÜL CEMALLERİNİZE. AŞK İLE…”
(HABER MERKEZİ)
İLGİLİ HABERLER:
–Kayseri Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı Abbas Tan: Aleviler nereye gidiyor?
Yoruma kapalı.