Alevi Haber Ajansi

Kavga türküleri ile büyüdüğü Grup Yorum’da şimdi mücadele ediyor-VİDEO

PİRHA- 24 yaşındaki Bergün Varan, Grup Yorum’un marşlarıyla, kavga türküleriyle büyümüş bir genç kadın. Grup Yorum üyesi olan Varan, Hollanda’da rahat bir yaşam sürmek yerine ülkesine dönüp mücadele etmeyi seçmiş. Varan, “Uzaktan sevmenin gerçekten bir anlamı yok. Eğer bu kavga türküleriyle büyüdüysek, bu kavga türküleriyle harekete geçmek gerekiyor” diyor.

24 yaşındaki Bergün Varan, Hollanda’da doğup büyümüş. Grup Yorum türküleriyle, marşlarıyla büyüyen Varan, Grup Yorum üyesi olarak Türkiye’ye gelip mücadele etmeyi seçmiş. Varan, 26 Mayıs 2017’de Türkiye’ye geldikten çok kısa bir süre sonra yaşadığı gözaltı ve tutuklanma sürecini anlattı.

“TÜRKİYE’YE GELDİKTEN 3 GÜN SONRA TUTUKLANDI”

Türkiye’ye geldikten 3 gün sonra polisin İdil Kültür Merkezi’ni basması sonucunda gözaltına alınan Varan, işkenceye maruz kaldı, saçının ön ve üst tarafı yolundu. Gözaltına alındıktan 8 gün sonra serbest bırakılan Varan, uğradığı işkenceyi teşhir ettiği için polislerin kendisine ‘Tekrar bu tür şeyler söylersen, bu şekilde röportajlar verirsen, polisleri bu şekilde anlatırsan seni tutuklatırız’ denilerek tehdit ettiğini söyledi. Kendisiyle birlikte gözaltına alınıp tutuklanan arkadaşları için Çağlayan Adliyesi önünde adalet nöbeti tuttuğu ve işkenceyi teşhir ettiği için yeniden keyfi bir şekilde gözaltına alındığını dile getiren Varan, tutuklandıktan 3 ay sonra tahliye edildiğini belirtti. Tahliye edildikten bir gün sonra gözaltına alınan ablası için adliyeye elbise götürürken tekrar gözaltına alınıp 10 gün sonra da tutuklanan Varan, toplamda 19 ay tutuklu kaldı.

“UZAKTAN SEVMEK İSTEMEDİM”

Hollanda’daki hayatını geride bırakıp mücadeleyi seçerek Türkiye’ye gelen Varan, bunun nedenini şöyle anlattı:

“Biz Grup Yorum’un marşlarıyla, kavga türküleriyle büyüdük. Bu haklı mücadelede gözümüzün önünde her şey oluyor. Hollanda’da doğup büyüdüm ama sonuçta burası benim memleketim. Yani biz orada daha rahat bir yaşam yaşayabiliyorsak eğer buradaki halkımızın yoksul yaşamasından, sefalet içerisinde yaşamasından kaynaklıdır. Ben bunları görüp de uzaktan sevmek istemedim. Uzaktan sevmenin gerçekten bir anlamı yok. Seninse orası, burası benim vatanımsa eğer ben burada olmak zorundayım. Bu benim için bir zorunluluk aslında ve buradaki bütün bu haksızlığı hukuksuzluğu her şeyiyle görebiliyoruz. İnsanlar evine ekmek götüremiyor yoksulluktan kaynaklı, alamadığı maaşlardan kaynaklı. Zaten bu süreçte işçi direnişlerinin de çoğaldığını görebiliyoruz. Gittikçe zaten daha da kötü bir hal alıyor. Bunları görüp seyretmenin gerçekten hiçbir anlamı yok. Bizim de bir onurumuz varsa, eğer bu kavga türküleriyle büyüdüysek, bu kavga türküleriyle harekete geçmek gerekiyor. Grup Yorum’un da bize bir umut vermesiyle, inancımızı büyütmesiyle ben de buraya gelip, burada yaşayıp bütün bu haksızlık, hukuksuzluğa karşı mücadele etme kararı aldım.”

“KENDİ VATANINDAN BAŞLAMAK LAZIM”

Hollanda’da yaşadığı dönemde ırkçılık ve ayrımcılığa maruz kaldığını söyleyen Varan, “Orası da seni ırkçılıkla aşağılıyor, yozlaşmayla bir bataklığın içine sürüklemeye çalışıyor. Özellikle günlük yaşam içerisinde kendi ana dilimizi konuştuğumuzda ‘Burası Hollanda, burada Hollandaca konuşacaksın’ diyorlar. Yabancı ismimiz olduğu için müracaat ettiğimiz iş yerlerine alınmıyorduk. Bunu birebir herkes yaşıyor” dedi. Ancak tüm bunları seyretmek yerine bunlara karşı harekete geçmek gerektiğini kaydeden Varan, “Biz oraya ait değiliz. Biz bu sorunları orada yaşıyorsak bunlara karşı bir şey yapmak gerekiyor, özünde de kendi vatanından başlamak lazım. Benim köküm, tarihim, kültürüm, değerlerim her şey burada” diye ifade etti.

“GRUP YORUM HER SÜREÇTE İLLE DE KAVGA DİYOR”

Neden Grup Yorum üyesi olduğu sorusuna ise, “Grup Yorum her süreçte ille kavga diyor” şeklinde yanıt veren Varan, sözlerine şöyle devam etti:

“Diğer sanatçıları da görüyoruz özellikle Yavuz Bingöl gibi. Kendine ‘solcuyum’ diyen bir sanatçı halbuki bu. Röportajlarını da okuyoruz ‘Sonuna kadar Erdoğancıyım’ diyor bu süreçte. ‘Feriştahıyım’ bu şekilde röportajlar vererek kendine sarayda bir yer ediniyor. Piyasada yer edinmek başka hiçbir şey değil.”

“AKP KENDİ HEGEMONYASINI KURMAYA ÇALIŞIYOR”

AKP iktidarının bu süreçte yanına bir takım sanatçıları çekerek kültür sanat alanında kendi hegemonyasını kurmak istediğine işaret eden Varan, “Sanat özellikle halka bir şekil veriyor. Onların düşünce biçimini yönlendirebiliyor, onların sorunlarına umut olabiliyor. Bununla da halkları onun düşünmesini istediği gibi yönlendirmek istiyor. Bunu da sanatsal anlamda bu şekilde yapıyor. Kendi yanına sanatçıları çekerek, bize baskı uygulayarak.”

“DİRENMEK İNSANI GÜÇLÜ KILIYOR”

AKP iktidarının kendinden yana olmayan sanatçılara baskı uyguladığını, onların albümlerini, oyunlarını yasakladığını dile getiren Varan, bu baskılara karşı kendilerinin geri adım atmadıklarını ve bunun için de sürekli kurumlarının basıldığını, arkadaşlarının tutuklandığını, işkence gördüklerini kaydetti. Cezaevindeki Grup Yorum elemanlarına Mahzuni Şerif türkülerinin notaları sakıncalı görülerek verilmediğini belirten Varan, kendisinin de cezaevinde bulunduğu bir dönem flüt alamadığını, “Her koğuşa bir müzik aleti” gibi keyfi dayatmalara maruz kaldığını ifade etti. Ancak bu baskılara karşı direnmenin kendisini güçlendirdiğini söyleyen Varan, “Bunları kabul etmek demek ‘Tamam ben kabul ediyorum, sesimi çıkartmayacağım, susuyorum. İstediğin gibi bir insan haline dönüşeceğim’ demek iktidardan taraf olmak demek. Onun istediğini yapmak demek. Ama bunlara karşı direnmek insanı gerçekten çok güçlü kılıyor. Ne istediğini bilmek yetmiyor, mesele ne istediğini bilip de yapmak. O doğrultuda hareket etmek gerçekten. Biz de direndik, flütümüzü de aldık. Hapishanelerde hala direnişler de devam ediyor” dedi.

“GRUP YORUM HALKSA EĞER SONUNA KADAR VAR OLACAKTIR”

Kendilerinin cezaevinde olduğu dönemde Avrupa’daki Grup yorum üyelerinin üretimlerinin devam ettiğini belirten Varan, 16 bestelerinin yayınlandığını, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde 20 konser yapıldığını söyledi. Ancak Grup Yorum üyelerinin sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da baskılar gördüğünü özellikle Alman devleti ve Avrupa Birliği’nin Grup Yorum’un konserlerini yasakladığını ifade eden Varan, “Bu süreçte konser yapmamızı istemiyorlar. Meydanları yasakladılar kasalara çıktık konserler verdik, damlara çıktık konserler verdik. Yani biz her daim baskı gördüğümüz halde geri adım atmadık” diye konuştu. Bu süreçte dinleyicilerine ulaşmak için verdikleri internet konserlerine 30-40 kişilik bir ekiple sahneye çıkabildiklerini söyleyen Varan, “Biz 10 kişiden ibaret değiliz. Benden veya Eren’den, ondan bundan ibaret değil bu grup. Biz de halktan çıktık yani ben de bu halkın içinden bir insanım ve ben de öğrenerek bu güne geldim. Halktan oluşuyor bu grup ve halk varsa da zaten Grup Yorum da asla bitmez, o sahneler asla boş kalmaz. Ne kadar tutuklasalar da bunun bir sonu yok yani Grup Yorum halksa eğer sonuna kadar da var olacaktır” dedi.

Varan, 21 Şubat’ta Seher Adıgüzel’in, 5 Mart’ta Fırat Kıl ve Dilan Ekin, 6 Mart’ta Özgür Zafer Gültekin, 28 Mart’ta ise Duygu Yasinoğlu ve Meral Hır’ın Çağlayan Adliyesi’nde görülecek olan davalarına katılım çağrısı yaptı.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak