PİRHA-Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri; Maraş, 19 Aralık Cezaevi ve Roboski Katliamları’na ilişkin Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “İnsanlık dışı uygulamaları yok saymak, unutturmak ya da üstünü kapatmak mümkün değildir. Sadece geçmişle değil, bugün yaşananlarla da yüzleşmek, hakikatleri ortaya çıkarmak vazgeçmeyeceğimiz bir amaçtır” denildi.
Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri; Maraş, 19 Aralık cezaevi ve Roboski katliamlarına ilişkin Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri adına HDP Dersim İl Eş Başkanı Nurşat Yeşil okudu.
“Devletin hâkimiyetini sağlama adına yakın tarihimizde onlarca insanımız devlet şiddeti sonucu yaşamını yitirdi” diyen Yeşil, “Sadece Aralık ayında yaşanan Maraş, 19 Aralık cezaevi ve Roboski katliamları aynı gerekçe ya da amaçla yapıldı. 43 yıl önce bugün, Maraş’ta başlayan saldırılarda 105 Alevi yurttaşımız katledildi, binden fazlası yaralandı, yüzlerce ev ve iş yeri tahrip edildi. Halklar ve inançlar bahçesi Maraş’ta Alevi, solcu, demokrat insanlar kıyıma uğratıldı, sağ kalanlar da baskı altına alınarak göçe zorlandı. Tarihimiz boyunca egemen güçler, ‘din ve mezhep’ öğesini kullanarak, halklarımızı düşmanlaştırdı. 43 yıl geçti, ancak bu devlet organizasyonunun arkasındaki güçler tam olarak açığa çıkarılmadı. Sorumluluğu bulunanlar ya hiç yargılanmadı ya da bir bölümü, göstermelik davalarla yargılanıp beraat ettirildi” dedi.
“SORUMLULAR YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMADI”
19 Aralık 2000 tarihinde “devletin hâkimiyetini sağlama” adına 28 tutuklu ve hükümlü katledildiğini belirten Yeşil, “Operasyonun adını utanmadan ‘Hayata Dönüş’ koydular. Oysa gizli belgelerde operasyon için en az bir yıllık hazırlık yapıldığı ve adının “Tufan” konduğu sonradan açığa çıktı. 20 hapishanede eş zamanlı olarak yaptıkları ‘operasyonla’ Cumhuriyet tarihinin en büyük cezaevi katliamını gerçekleştirenler bugün hasta tutsakları salıvermeyerek, tek tek ölümlerine sebebiyet vererek yeni katliamlara imza atmaya devam etmektedir. Katliamlarla, baskı ve tehditlerle halkları ve bireyleri terbiye etme, sistemin çizdiği sınırlarda yaşamaya zorlama ve resmi politikalara itaat etme dayatmasının kahredici sonuçlarından biri de 28 Aralık 2011 tarihinde Roboski’de yaşandı. On yıl önce, devletin savaş uçakları, çoğu çocuk ve genç 34 insanı bombalayarak katletti. Roboski Katliamı’nın üzerinden on yıl geçti, ancak sorumlular yargı önüne çıkarılmadı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada, şüphelilerin isimleri dahi tespit edilmeden görevsizlik kararı verildi.
“İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARI UNUTTURMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Katliamın asker, sivil, bürokrat ve siyasetçi sorumluları korunduğunu vurgulayan Yeşil, “Dava dosyası döndü dolaştı, katliamın emrini veren karargaha teslim edildi. Genelkurmay Askeri Savcılığı da, kurum içi yazışma yoluyla katliamın gerçekleştiği emir komuta zincirini tek tek tespit etmesine rağmen, faillerin hiç birinin ifadesini dahi almadı ve takipsizlik kararı verdi. Buna itiraz başvurusu ise katliama imza atan Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nca reddedildi. Bizler biliyoruz ki, insanlık dışı uygulamaları yok saymak, unutturmak ya da üstünü kapatmak mümkün değildir. Sadece geçmişle değil, bugün yaşananlarla da yüzleşmek, hakikatleri ortaya çıkarmak vazgeçmeyeceğimiz bir amaçtır. 19 Aralık, Maraş ve Roboski katliamlarının üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin failleri yargı önüne çıkarılarak cezalandırılmadan kalıcı, adil ve onarıcı bir toplumsal huzur sağlanamayacaktır” diye konuştu.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.