PİRHA-19 Aralık Hapishane Katliamı’nın üzerinden 23 yıl geçti. Katliamın tanıklarından Rauf Erdem, yaşadıklarını anlatarak “Cezaevlerine silahla saldıracaklarını öngöremedik” diye konuştu. Erdem, yaşadıkları işkenceleri, direnişlerinin nasıl kırılmak istendiğini anlattı.
“Hayata Dönüş Operasyonu” adı verilen 19 Aralık Katliamı’nın üzerinden 23 yıl geçti. F Tipi cezaevlerine geçişi protesto etmek için açlık grevinde olan yüzlerce tutukluya karşı gerçekleştirilen operasyona 10 binin üzerinde asker ve polis katıldı.
19-22 Aralık tarihleri arasında süren operasyonda gaz ve sinir bombaları kullanıldı. Operasyonlarda 30’u tutuklu olmak üzere 32 kişi katledildi, 600’den fazla kişi ise yaralandı.
Katliamın tanıklarından Rauf Erdem, o dönem Gebze Hapishanesi ve sonrasında Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nde yaşadıklarını PİRHA’ya anlattı.
“GEBZE HAPİSHANESİ’NE YAPILAN, 19 ARALIK’IN İLK EĞİTİM TATBİKATIYDI”
1999’da F tipi hapishaneler gündeme geldiğinde, tutuklular ve örgütler arasında F tipi hapishanelere karşı nasıl tutum alacakları, nasıl bir seyir izleyecekleri hakkında tartışmaların açıldığını belirten Rauf Erdem, Gebze Hapishanesi’ne özel olarak operasyon yapıldığını söyledi.
Erdem, “Bu 19 Aralık’ın ilk eğitim tatbikatıydı. Komandolar bir gece yarısı gelip bizi hücrelere kapatmaya çalıştılar. Bu ‘F tipi hapishanelere sizi sokacağız’ tatbikatıydı” dedi.
“CEZAEVLERİNE SİLAHLA SALDIRACAKLARINI ÖNGÖREMEDİK”
Cezaevlerine bir operasyon olduğunda fiili direnişlerin gerçekleşeceğini, fiili direnişlerin noktalandığında ölüm oruçları ve açlık grevlerinin gündeme geleceğini ifade eden Erdem, “Operasyon başladığında içeride gaz atacaklarını biliyorduk. Maske yapmayı denedik, havlu ve battaniyeleri ıslak halde tutmaya çalıştık ama bu kadar şiddetli olacağını hiç hesaplamadık. Fikirler vardı hatta içeride sert direnişler yapmayı önerenler de oldu. Ama biz, cezaevlerine silahla saldıracaklarını öngöremedik” diye konuştu.
“30 SAAT DİŞE DİŞ DİRENİŞ OLDU”
19 Aralık sabah 4’e doğru operasyonun başladığını ilk girişte tutukluların üzerine ateş açıldığını söyleyen Erdem, yapılan operasyonu şöyle anlattı:
“Ambulansları gördük, bir şey olacağını biliyorduk ama yapabileceğimiz çok fazla bir şey de yoktu. Barikat vardı ama barikatımız çok sağlam da değildi. Silahların ateşlenmesinden sonra arkadaşlarımız da yaralandı. Yaklaşık 30 saat dişe diş bir direniş oldu. Tavandaki betonu deldiler orayı dolap kapaklarıyla kapatmaya çalışıyorduk çünkü gaz bombası atıyorlardı. Çimentoya benzer bir toz serptiler üzerimize tenimize değince yakıyordu. Meğerse kimyasal tozmuş çok sonradan öğrendik.”
HÜCREDE İNSANLIK DIŞI İŞKENCELER
Yapılan ilk operasyonda F tiplerinin dolu olduğu söylenince yaklaşık bir ay sonra bir daha operasyon yapıldığını dile getiren Erdem, ikinci operasyonu ve hücreye kendisini aldıklarında yapılan işkenceyi ise şöyle anlattı:
“Tekirdağ F Tipi’nin inşaatı bitmiş, sizi oraya götüreceğiz dediler. Bizi F tiplerine ilk aldıkları zaman kapı altında ‘Avrupa cezaevlerine hoşgeldiniz’ diye karşıladılar. Biz de kötü muamele olacağını, saldırıya uğrayacağımızı biliyorduk. Beni içeri aldıklarında soyunmamı söylediler. Kendi ellerimle iç çamaşırıma varana kadar bütün kıyafetlerimi çıkarmamı istediler, kabul etmedim. İnsanlık dışı bütün uygulamaları kabul etmeyeceğimi söyledim. Böyle olunca da orada saldırdılar. Üç-dört kişi arkamda kollarımı kıvırdı, biri zorla saçlarımı kesmişti kafam yara olmuştu, bıyığımın bir tarafını aldı bir tarafını bıraktı dalga geçer gibi. Sloganlar eşliğinde hücreye götürüldük ki ben o zaman ölüm orucundaydım. Hava buz gibiydi, eşyalarım var ama vermiyorlardı, su sıcak değildi buradaki amaçları hem vücut direncimizi hem de psikolojik olarak hazırlanmışlığımızı kırmak, teslim almaktı.”
“TOPLUMU SUSTURMAYI BAŞARDILAR”
Rauf Erdem, 19 Aralık Cezaevi Katliamı ve F tipi hapishanelerin günümüzde toplum üzerinde yarattığı etkiyi ise, “Farklı bir ses istemediler. Bunun için de F tipi hapishaneleri esas aldılar. Ama asıl sorun F tipi değil. Türkiye’de devrimci hareketlerin Türkiye toplumu üzerinde çok ciddi etkisi yok. Ama olabilir mantığıyla tüm toplumu susturmak için F tiplerini esas aldılar. Ve ben başarısız olduklarını düşünmüyorum. Toplumun sesini kestiler. Şu an da bile bir basın açıklamasında kaç kişi bir araya gelebiliyoruz ki? Toplumu susturmayı başardılar” şeklinde ifade etti.
Devrim FINDIK-Cihan BERK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.