PİRHA-621. haftada bugün Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri 20 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’u unutmadık dedi. Oturumda Karakoç ailesi adına konuşan Hasan Karakoç “Karşımızdakiler kör, sağır ve dilsizi oynuyorlar” dedi.
Oturuma CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Avukat Eren Keskin, Avukat Gülseren Yoleri, oyuncu Nur Sürer’in yanı sıra bir çok kayıp yakını ve vatandaş da katıldı.
Açıklamada anne Asiye Karakoç’un olmadığı ilk Rıdvan Karakoç anması olduğu bilgisi verildi.
“ONLARCA RESİM GÖRDÜM”
Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın ağabeyi Hüseyin Ocak, 22 yıl önce Mayıs ayının 14 ya da 15’inde İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kardeşiyle ilgili bir resim görmüş ve resmin kaynağının Beykoz Savcılığı olduğunu öğrenince savcılığa gitmiş. Savcılıkta Hasan ve Rıdvan gibi işkenceden geçirilmiş onlarca insanın resmini gördüğünü söyleyen Ocak “O resimlerden birini gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’e benzettim. Daha sonra gördüğüm resmin Rıdvan Karakoç’a ait olduğu ortaya çıktı” bilgisini verdi.
Rıdvan’ın da aynı kardeşi Hasan Ocak gibi işkenceden geçirildiğini ve yine Hasan gibi Beykoz ormanlarına atıldığını söyleyen Ocak, “Aynı işkenceden geçirilmiş onlarca resim gördüm. 15 ay içerisinde normal olmayan 295 tane işkenceden geçirilmiş insan tespit ettiler. Toplumsal bir bilincimiz olsaydı inanıyorum ki Asiye anne çocuğunun katilini görerek onu cezalandırarak giderdi. Son kemiklerini buluncaya kadar iki elimiz bu katillerin yakasındadır” dedi.
“ARAMAZSAM BİL Kİ BENİ ALDILAR”
Oturumda Avukat Eren Keskin’in gönderdiği Rıdvan Karakoç ile ilgili tanıklığı anlatan bir yazı okundu. Yazıda “Rıdvan Karakoç’un bir gün telefonla aradığını ve görüşmeleri gerektiğini söylediğini ve görüştükleri belirtildi. Görüştüklerinde takip edildiğini söyleyen Rıdvan Karakoç, Keskin’e ‘Seni her gün arayacağım. Bir gün aramazsam bil ki beni aldılar’ dedi. Bir gün aramadı ve o gün anladım ki gözaltına alınmıştı. O günden sonra ne ben ne ailesi ondan haber alamadık. Bir gün Avukat Selim Okçuoğlu, O’nun işkence edilmiş cansız bedenine ulaşıldığı haberini verdi. Dosya İHD’nin çabalarıyla kapanmasa da hala Beykoz Savcılığı’nın raflarında kalmaya devam ediyor” ifadeleri okundu.
“DOSYA BOMBOŞ”
Rıdvan Karakoç dosyasını takip eden Avukat Gülseren Yoleri, Rıdvan’ın kaybedilmesinden devletin sorumlu olduğuna dair güçlü iddialar olduğunu belirtti. Yoleri, devletin ya da devlet güçlerinin işlediği suçların ortaya çıkartılabilmesi için etkin bir soruşturma yürütülmesinin şart olduğunu vurgulayarak “Rıdvan’ın dosyasında bırakın etkin soruşturma yapılmasını adli herhangi bir suç işlendiğinde savcılık hangi usullerle soruşturma yapıyorsa onları dahi kullanmamış bu dosyada. Dosya neredeyse bomboş” dedi.
Geçtiğimiz yıl ailenin özel çabalarıyla Rıdvan’ın gözaltına alınıp kaçırıldığının tanıkları olan isimleri savcılığa bildirdiklerini, buna rağmen tanıkların ifadelerini tutanak altına alıp dosyaya sunana kadar herhangi bir işlem yapılmadığını belirten Yoleri, “Sonrasında Savcılık gösterdiğimiz tanıkları dinledi. Ama yine bir şey olmadı” şeklinde konuştu.
Savcılığın kesin delil istediğini söyleyen Yoleri, “Belgeleyebilecek olsak bu dosya 22 yıldır çözümsüz kalmazdı” dedi.
“KARŞIMIZDAKİLER DUVAR”
Karakoç ailesi adına konuşan Hasan Karakoç, 22 yıldır söylemedikleri bir şey kalmadığını belirterek, “Karşımızdakiler duvar, karşımızdakiler kör, sağır, dilsizi oynuyorlar” dedi.
“Yüzlerine haykırdık. Zaman zaman yüzlerine tükürdük. Feryat ettik, yalvardık, eylem yaptık, mücadele ettik. Yok. 22 yıldır söylemediğimiz şey kalmadı.” diyen Hasan Karakoç, “Bir tek biz mi. Binlerce Kürt genci var bu şekilde katledilen. Roboski’de katledilenler. Vahşet bodrumlarında katledilenler. Bu kayıp aileleri içerisinde en şanslılarından biri biziz. Çünkü biz cenazemizi bulabildik. Çiçek koyabileceğimiz, ziyaret edebileceğimiz, dua edebileceğimiz bir mezarımız var” şeklinde devam etti.
“YALAN SÖYLEMİŞLER”
Dönemin başbakanının “Bu sorun bizim de kabinemizin sorunu. Yarından tezi yok bu olayın üzerine gideceğim” dediğini vurgulayan Hasan Karakoç, “Ama ne yazık ki 104 yaşındaki annenin gözlerinin içine baka baka yalan söylemişler. 22 yıldır burada insanlık mücadelesi veriyoruz. Vazgeçmeyeceğiz. Asiye anne evladının katilleriyle hesaplaşamadan göçüp gitti” dedi.
“EY DEVLET SENDEN ALACAĞIM VAR”
22 yıldır burada olduklarını ve gerekirse bir 22 yıl daha burada olacaklarını vurgulayan Karakoç, “Ey devlet! senden bir alacağım var. Bir ağabey, bir kardeş, bir yoldaş alacağım var. Neşemizi aldın, ömrümüzü aldın. Gençliğimi aldın ey devlet! Yaşlı anaların evlatlarını aldın. Babasız çocukların babalarını aldın. Kayıp eşlerinin eşlerini aldın. Senden bir alacağım var ey devlet!” şeklinde ifade etti.
Son olarak asla vazgeçmeyeceklerini ve pes etmeyeceklerini belirten Karakoç “Çocuklarımıza hak ettikleri yaşanılabilir bir dünya bırakmak için mücadele edeceğiz.” dedi.
Haftanın basın açıklamasını oyuncu ve Cumartesi İnsanı Nur Sürer okudu.
Açıklamada iktidarın gücünü sınırlayan, yurttaşın hak ve özgürlüklerini devlet karşısında koruyan demokratik bir anayasal rejim inşası talebi dile getirildi.
Sürer, 34 yaşındaki Rıdvan Karakoç’un 90’lı yıllarda Kürt siyasi partilerinde çalışmalar yürütmesi, Kürt sanatı ve kültürünü tanıtmayı amaçlayan Mezopotamya Kültür Merkezi’nin çalışmalarında yer aldığı için polis takibinde olduğunu ayrıca Rıdvan’ın evinin de polis ablukası altında olduğu bilgisini verdi. Rıdvan yakalandıktan sonra bu polis ablukasının kalktığını ve ev baskınlarının da son bulduğunu belirtti.
Sürer, ailesinin 3 Haziran 1995’te Rıdvan’ın mezarına ulaştığını cenazesini bulunduğu yerden alarak alarak Gazi Mahallesi Mezarlığı’na tekrar defnettiklerini söyledi.
(HABER MERKEZİ)
Haberin Videosu
Yoruma kapalı.