PİRHA- Arap Halkı Alevileri Dayanışma Derneği Başkanı Hamit Karaoğullarından, Suriye’de yaşanları değerlendirdi. Karaoğullarından, “Suriye, şu an cihatçı yapıların, merkezi yönetimi ele almasıyla demokratik düzeni kurmak pek gerçekçi olmaz. Çünkü laikliğe karşı bir düzen. Şeriatla yönetilmek istenen bir ülke var. Oradaki Alevi canlarımızın yaşamları çok sıkıntıda, ekonomik kriz içindeler” dedi.
8 Aralık’ta Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından ülkedeki kontrolü ele geçiren Selefi grupların, Alevi, Hristiyan, Ezidi gibi farklı inançlara mensup halklara düşmanlığı ve saldırı girişimleri büyük endişe yaratıyor.
Arap Halkı Alevileri Dayanışma Derneği Başkanı Hamit Karaoğullarından konuya dair PİRHA‘ya konuştu.
“SURİYE’DE MEZHEPÇİLİK KÖRÜKLENİYOR”
Karaoğullarından, Suriye’de mezhepçiliğin körüklenmek istediğine vurgu yaptı. Bölgeyi anlayabilmek için bölgenin demografik ve siyasi yapısının iyi bilinmesi gerektiğini belirten Karaoğullarından, “Bölgenin sistematiğini bilmek gerekiyor. Bölgede körüklenmek istenen mezhepçi anlayışlar Suriye’yi ve Suriye halklarını bugünlere getirmiştir. Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin birlikte yaptıkları plan ve programla Suriye’de oluşan olaylar şu an gözümüzün önünde. Bu savaşın bize doğurtacağı yansımalara bakmamız gerekiyor” dedi.
“OLAYLAR DEMOGRAFİK YAPIYI BOZABİLİR”
Karaoğullarından, Suriye’de başta Aleviler olmak üzere diğer azınlık gruplarına yönelik herhangi bir saldırı ve katliamın olası sonuçlarına dair şunları söyledi:
“Siyaseten kaybedilen bir durum bize sosyolojik açıdan insanlarla diğer halklarla iletişimi kopartacak. İkinci yansıması da iktisadi yansıma olacaktır. Ekonomik anlamda çok ciddi kayıplara uğrayan halklar, açlıkla karşı karşıya gelecek. Üçüncü yansıması da demografik anlamda olacak. İlerleyen süreçteki paylaşımda belki de Arap Alevilerin bulunduğu bölgeden alınıp farklı bir bölgeye götürülmesi gündeme gelebilir. Şunu da görmek gerekiyor. ÖSO denilen yapıyla HTŞ yapısı, çok farklı selefi ve cihatçı grupların bir araya gelmesiyle oluşan bir yapı. 2015 sonrası Astana süreciyle beraber Rusya, Türkiye, İran ve Amerika’nın da dahil olduğu imzayla garanti altına alınıp tüm terör örgütleri İdlib’te toplandı. Buradaki amaç, İdlib’te garantör ülke olan Türkiye’nin zaman içinde terör örgütü gruplarını silahsızlandırıp bölgeden bir şekilde tasviyesini yapmaktı. Ama maalesef gelinen süreç böyle olmadı. Süreç tamamen tersi yöne evrildi.
“NE OLDU DA ESAD’IN ESED OLDUĞU BİR SÜRECE EVRİLDİ”
Beşar Esad’ın yönetime gelmesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘kardeşim Esad’ dediği günlerde, sınırlararası vizelerin kalktığı, ekonomide ciddi bir iyileşmenin olduğu, insanlar arasındaki sosyalliğin ve kardeşlik bağlarının güçlendiği bir dönem gördük. O dönem sonrası ne oldu da Esad’ın Esed olduğu bir sürece evrildi? Bunun cevabını siyasi iktidarın vermesi gerekiyor.”
Suriye’deki cihatçı yapıların, merkezi yönetimi ele almasıyla demokratik düzenin kurulmasının pek gerçekçi olmayacağını dile getiren Hamit Karaoğullarından, bunun sebebinin laikliğe karşı bir düzenin varlığı olduğunu belirtti.
“Emevi zihniyetinin getirdiği düzen budur” diyen Karaoğullarından, ülkenin şeriatla yönetilmek istendiğini ve bundan dolayı Alevilerin büyük bir sıkıntı içinde olduğunu ifade etti.
SURİYE İÇİN MÜCADELE ÇAĞRISI
Kaygıların gerçekleşmemesi için bütün yetkililere ve sivil toplum örgütlerine çağrı yapan Karaoğullarından, son olarak şu ifadeleri kullandı:
“HTŞ’nin, rejimi devirmesi sonrası tüm tapu daireleri ve resmi kamu yerlerindeki kayıtların silindiği, yok edildiği ve kendi yönetimlerinde kendi kayıtlarının hakim olacağı, halkları kendi bulundukları yerleşim yerlerinden çıkartacakları aşikardır. Şu an yaşanan da odur zaten. Türkiye’deki emek ve demokrasi güçleri, siyasi partiler, tüm kamuoyu Avrupa’daki emek ve demokrasi kuruluşların Alevi halkıyla dayanışma içerisinde olup birlikte mücadele vermesi gerekiyor. Unutmayalım ki halklar kardeştir, direnen halklar her zaman kazanacaktır.”
Fatoş SARIKAYA- Devrim FINDIK/ İSTANBUL
Yoruma kapalı.