Alevi Haber Ajansi

‘Karadeniz Türk İslam algısıyla kuşatılmıştır’-VİDEO

PİRHA- Karadenizli sanatçı ve yazar Ali Mahir Abdik, bir zamanlar AKP’nin demokratik bir süreci başlatma iddiasında olarak iktidara geldiğini, şimdi ise demokrasinin engeli haline geldiğini belirtiyor. Abdik Karadeniz’in silkelenerek, kendi küllerinden kendisini yeniden varederek, geçmişteki güzel günlere çıkabilmesi için referandumda hayır çıkması gerektiğini ifade ediyor.

Ali Mahir Abdik Karadenizli bir yazar ve sanatçı. Aynı zamanda Gelsenkirchen Alternatif Derneği yöneticilerinden. Geçtiğimiz seçimlerde HDP için çalışmalar yürüttü, şimdi ise Avrupa’da Hayır Platformu bünyesinde Hayır kampanyası faaliyetleri yürütüyor. Abdik ile referandum sürecini konuştuk. Abdik referandum ile oylanacak anayasal değişikliklerin bir partinin ilelebet iktidarda kalabilmesinin güvencesi olan bir nizamname olduğunu düşünüyor. Bu vesileyle AKP’nin sürekli iktidarda kalmayı planladığına dikkat çeken Abdik, AKP’nin 15 senelik bir dönemde çok günaha, kanunsuzluğa ve yolsuzluklara battığını dile getiriyor.

Ayrıca hak ve hukukla anılmayacak önemli bir dönemin mimarı olduklarının da altını çiziyor. AKP’nin yargılanmaktan korktuğunu,bunun için kendisini bir anayasal zırha büründürerek , gelecekteki yargılamaların önünü kesmek istediklerini belirten Abdik, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Hayır olanakları ortadan kaldırılırken, evet için devletin bütün imkanları seferber ediliyor. Buna karşı hayır kampanyasını kısıtlı imkanlarla da olsa sürdürmeye çalışan demokrasi dinamiklerine kovuşturmalar , baskılar, tutuklamalar gırla gitmektedir. Adalet profili açısından sınıfta kaldığını söyleyeceğimiz bir süreci yaşıyoruz.’’

Bir zamanlar AKP’nin demokratik bir süreci başlatma iddiasında olarak iktidara geldiğini kaydeden Abdik, AKP’nin şimdi demokrasinin engeli haline geldiğini söylüyor. AKP’nin bu değişimini de şöyle açıklıyor:

“Kopenhag kriterleri ile birlikte Türkiye bir demokratikleşme sürecine girdi. İlk 10 yılını AKP böyle geçirdi. Bu bir kesim için AKP üzerinden Türkiye’ye demokrasi gelecek kanısına da yol açtı. Vesayet ilişkilerinin ortadan kalkması demokratikleşme sürecinin olmazsa olmazları idi. AKP’nin o dönemki işleri toplumsal bir destek aldı. Bu tıpkı serbest rekabetçi dönemin yaşandığı, milli burjuvazinin kendi sınırlarını çektiği, serbest rekabetçi koşulları devreye soktuğu bir dönemdeki kısmi demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılabilmesine benziyor. Sonrası; eşyanın doğasına uyan şey, serbest rekabetçi dönem, tekelleşme süreci ile ortadan kalkıyor, daha baskıcı, daha tekçi bir sistem oluşuyor. Tekelci sermayenin egemenlik arayışıdır bu. Çünkü kısmi demokratik koşullarda bile, kendi kazançlarını güvencede görmediği için tekelleşmeyi önümüze getiriyor. Bu siyasetin 10 yıllık geçmişinde serbest rekabet dönemini andıran gelişmelerin yaşanmasına benzetiyorum ben. Arkasından farklı siyasetlerin, farklı renklerin; sosyal topluluklar, çevre, kadın, emek, doğa, vs. Bütün bunlar siyasetin temsiliyete geçmesi gereken bölüklerdir. Bu bölüklerin siyasete dahil edilmesi demokratik bir iklimde mümkündür. AKP’nin siyaseti giderek tekelleşmiştir. Bütün bu farklıların kendi mekanizmalarını kurarak temsil edilmesini engellemeye çalışmıştır. Yani demokratik bir süreci başlattığını iddia eden AKP aynı zamanda gelecekte demokrasinin engeli haline gelmiştir.”

Abdik bir Karadenizli olarak bu süreçte Karadenizlilerin neden evet dememesi gerektiğini de açıklıyor. Temsiliyetine izin verilmeyen farklılıkların, eğer evet çıkarsa kendilerini ifade etme haklarının tamamen ellerinden alınacağına vurgu yapan Abdik, değişikliklerden geçirilmiş bu anayasayı yeni bir polis ve devlet nizamnamesi olarak adlandırıyor.

“Marmara’da, Trakya’da, Akdeniz’de , Güney’de, nerede olursak olalım ülkemizde bir demokrasi problemi var’’ diyen Abdik şunları belirtiyor:

“Demokratik bir iklimin gereksinimi olan yerlerden biri de Karadeniz’dir. Karadeniz bir bölge olarak Türkçülüğün ve İslamı iktidar etme hallerinin en yoğun yaşandığı ve toplumun bu güdülerle kullanıldığı bir coğrafya. Karadeniz geçmişinde Türkçü ve İslamcı unsurların çok az olduğu, çok az olsa bile Yahudiliğin, Alevi inancının, Kuzey ve Güney Kafkasya halklarının inançlarının kol gezdiği bir coğrafyadır. Bu coğrafyada güzel bir ilişki vardı, halklar birbirini ziyaret eder, Havralar, camiyi, camiler kiliseyi ziyaret eder özel günlerini beraber yaşarlardı. Karadeniz böyle bir coğrafya iken, bugün Karadeniz’de farklı halklar , Karadenizin kadim halkı Lazlar, Megreller, hemen hemen hepsi sanki buharlaşmıştır. Sanki bu coğrafyada sadece Türkler vardı, sadece İslam vardı gibi bir algı üzerinden Karadeniz kuşatılmış. Halkların nefes alabilme, kendilerini ifade edebilme, farklılıklarını kendi renklerini demokrasiye katabilme mekanizmalarını hapseden bir etken haline gelmiştir. Bu nedenle Karadeniz’in silkelenerek, kendi küllerinden kendisini yeniden varederek, o güzel günlere çıkabilmesi adına bu anayasanın geçmemesi, hayırla önünün kesilmesi gerekiyor.’’

Abdik son olarak demokratik bir iklimin hakim olması için bütün halklar, inançlar nezdinde, kimlikler nezdinde, demokrasinin bütün dinamiklerini kucaklayan bir ortak barış ve kardeşlik toplumu hülasasında buluşarak yola devam edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Elif SONZAMANCI

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak