PİRHA- İstanbul’da Ayazağa Cemevi’nin tam karşısına bağlanan ‘korsan hoparlör’den yüksek sesle ezan okutulmasına tepki gösteren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, devlet Alevi köylerinde online olarak hoparlör koyarak ezan okutmayla başladı. Bu asimilasyonun bir parçasıdır” dedi.
İstanbul Şişli ilçesi Ayazağa Mahallesi’ndeki cemevinin bulunduğu sokak ve çevresine aylardır ‘korsan hoparlör’ bağlanarak yüksek sesle ezan dinletilmeye başlandı.
Belediye ve müftülük hoparlörün kendi bilgileri dışında bağlandığını açıkladı. HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu da ‘korsan hoparlörü’ Meclis gündemine taşıyarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sormuştu.
Cemevinin önünde bulanan direklere bağlanan ‘korsan hoparlör’den ezan okutulmasına ise tepkiler büyüyor. Konuya ilişkin Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan PİRHA’ya konuştu.
“Öncelikle arkadaşlar bu hoparlörü söküp atacaklar” diye sözlerine başlayan Kaplan, “Bizim cemevlerimiz karşısında hoparlör koymaya cesaret etseler biz söker atarız. O direği oradan kaldırırız” ifadelerini kullandı.
ALEVİ KÖYLERİNE ONLİNE EZAN
Kaplan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devlet böyle çok gizliden birbirinin üzerine attığı bu tip şeylerde iyi sonuç verdiğinde herkesin kabul ettiği, üstlendiği diğer sonuçları hiç kimsenin kabul etmediği, tepki duyduğu anda herkesin birbirine attığı suç ile karşı karşıyayız. Devlet Alevi köylerinde online olarak hoparlör koyarak ezan okutmayla başladı. Ege’de bu çok yaygındır. Bunu zaman zaman köyün içerisinde köyün bir gencini valiliğe, bir gencini kaymakamlığa işe alarak ona yaptırarak işe başladı böyle şeyler. Bu asimilasyonun bir parçasıdır. Kulakları ezana alıştırmaya çalışıyorlar. Bu ülkede artık ezanın hoparlörle okunmasına da gerek yoktur. Çünkü herkes ezan vaktini saatini biliyor. Asıl olan ezanın çıplak sesle okunmasıdır. Dinin emri odur.”
“HOPARLÖRDEN HABERLERİ VARDIR”
Cemevi yönetiminin konuya ilişkin başvurduğu yetkili mercilerin haberinin olmadığını söylemesine de tepki gösteren Kaplan şöyle konuştu:
“Gelip özellikle bizim ibadethanelerimizin karşısında ve Alevi köylerinde böyle bir online ezan okunması kaymakam ‘benim haberim yoktu’ müftü, vali ‘benim haberim yok’ deme şansına sahip değil. Onlardan habersiz bir şey olmaz. Biz geçen Erzincan’a girdik, on dakika sonra derneğe gittik; dernek başkanını aradılar ‘genel başkanınız buraya gelmiş açıklama mı yapacaksınız’ diye. İstihbaharatın bu kadar güçlü olduğu bir ülkede bir cemevinin karşısında ezan okutulmasından kaymakamın, valiliğin, müftülüğün benim haberim yok deme şansı yok. Haberleri vardır.”
“İNANCIMIZA SAYGILI OLMALILAR”
Bunu bilerek yaptıklarını söyleyen Kaplan, “Burada asıl sorun bizde. Bizim buna karşı ne yapmamız gerektiği noktasında. Nasıl ki Aleviler bir caminin önünde cemini yapmıyorsa, (çünkü biz tüm inançlara saygılı olmak durumdayız.) o hoparlörü koyanların da bizim inancımıza saygılı olması gerekir. Eğer bu işi kaşırlarsa sonu kötü olur. Dolayısıyla takanlar sessizce söksünler” diyor.
“KATLİAMLARIN ALTINDA DİNİ İÇERİKLİ ÖGELER YATIYOR”
Kaplan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Biz de zaman zaman din dersi öğretmenleri ile karşı karşıya geldiğimizde, “Sen müslüman mısın? gibi bir tepkiyle karşılaşıyorduk. O zaman ‘Biz müslüman değiliz Aleviyiz’ deseydik belki bu sorunların çoğu aşılmış olurdu. Orada cemevi yöneticilerine de hak vermek gerekiyor. Din hassas biz konu, Türkiye’deki 12 Eylül öncesi ve sonrası aşağı yukarı katliamların hepsinin altında dini içerikli ögeler yatıyor. ‘Aleviler camiye saldırdı, Aleviler camiye silah soktu, Aleviler camiyi bombaladı’ savıyla ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla bu hassas bir konu ama oraya nasıl gece takılmışsa gece de rahatlıkla sökülebilir.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.