PİRHA – Araştırmacı-Yazar/Alevi aktivist Naz Atmaca, Meclis’in yine erkek ağırlıklı olmasını değerlendirirken, “Aslında kadın yoksa insan da yok” dedi. Atmaca, bu tablo karşısında hem Aleviler hem de Alevi kadınlar olarak çeşitli çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, “Yeni bir kadın örgütlenmesi, kadın yapılanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 28. yasama döneminde çoğunluğun Cumhur İttifakı’nda olması, HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi gibi kadın ve LGBTİ+’lara yönelik radikal söylem ve politikaları olan partilerin meclise girmesi kadınlar açısından kaygı verici bulunuyor. 6284 Sayılı Yasa’nın kaldırılmasına dönük sinyaller verilmesi, LGBTİ+’ların ‘sapkın’ olarak tanımlanması, kadınların kamusal alandan soyutlanarak cinsiyetlerine göre çalışmalarının savunulması ve daha bir çok kadın düşmanı söylemler, toplumda tepkiyle karşılanıyor.
Yasama çoğunluğunun Cumhur İttifakı’nda olması kadınlar özelinde en çok Alevi kesimi etkileyeceği endişesi yükseliyor. Sağcı ve erkek egemen meclisi değerlendiren Alevi kadınlar, tüm zorluklara rağmen hayatları için mücadele edeceklerinin altını çiziyorlar.
Araştırmacı-Yazar-Alevi aktivist Naz Atmaca, Meclis’in erkek ve gerici tablosunu değerlendirdi.
Meclis’teki bu tabloya bir günde gelinmediğini söyleyen Naz Atmaca, son yapılan seçimlerin Cumhuriyet tarihinin en fazla kadın milletvekili girdiği seçim olarak sunulduğunu, yüzdeye vurulduğu zaman da çok az kadının mecliste yer aldığını dile getirdi.
Yeşil Sol Parti ya da HDP’yi bunun dışında tuttuğunu da söyleyen Atmaca, meclisteki kadın sayısı için “Orada en azından kadınlar için eşitlik var. Ama diğerlerinde gerçekten kadın yok, yani kadın istenmiyor. Çünkü güç, para odaklı siyaset yapılıyor. Ekonomiyi kontrol eden kimler? Erkekler. Dolayısıyla meclise girmeye de insanları yönetmeye söz sahibi olmaya da erkekler her zamanki gibi karar veriyor. Seçilen üç beş kadın da ‘hiç kadın yok’ denmesin diye alınan kadınlardır” değerlendirmesini yaptı.
“ALEVİ KADINLAR OLARAK DUYARSIZIZ”
“Hem Aleviler olarak hem de Alevi kadınlar olarak neler yapmalıyız onu konuşmak gerekiyor” diyen Atmaca, genel anlamda Alevi kadınların duyarsızlaştığını, hazıra konduğunu belirterek şunları söyledi:
“Alevi kadını inancının içinde eşit, bu hazıra konuş bize genel anlamda da o kadar rehavet veriyor ki evi dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir kesim var. O evdeki özgürlük, o başının açık olması özgür olduğunu düşündürüyor maalesef Alevi kadına!”
“İNSAN DÜŞMANI BİR PARTİ MECLİSE GİREBİLDİ”
AKP hakkında konuşan Atmaca, “Devletin bütün imkanlarını kendi yandaşları için seferber etti. Bugün HÜDA-PAR gibi bir parti meclise girdi. Zaten AKP’nin kafasının arkasında olan şey de buydu. Kadın yoksa aslında insan da yok. İnsan düşmanı bir parti Meclis’e girebildi” dedi.
AKP’nin, zihniyetini yavaş yavaş her gün bir adım üzerine ekleyerek yerine getirdiğini dile getiren Atmaca, “Bizler de her gün yavaş yavaş kaybettik. Maalesef kaybetmeye devam ediyoruz. Bu durumda ne yapacağımızı -önemli olan da bu- bilmiyoruz. Çok umutsuz değilim. Önemli olan o zihniyetin bütün devlet kadrolarına, bütün sosyal yaşamın içine yerleşmiş olması ve bizleri de etkiliyor olması” ifadelerini kullandı.
“ALEVİ KADIN EVİNE KAPANMIŞ DURUMDA”
Günümüzle geçmişteki Alevi kadınları kıyaslayan Atmaca şöyle devam etti:
“Biz Aleviler olarak Alevi kadınları olarak şu an geçmişteki kendimizle bir kıyaslayalım. Çok ilerideymişiz gibi geliyor ama ben kendime şöyle bir baktığımda anneannemin durumundan daha ileride olarak görmüyorum. Onlar bizlere göre çok daha aslında özgürlermiş. 1920’lerde, 30’larda bir kadın at sırtında Sivas’tan kalkıp aylarca yol gidip Manisa’ya, Aydın’a gidebiliyormuş. Şu an pek çok Alevi kadın evine kapanmış durumda. Ve Alevi kadın olmasından ötürü daha da zor durumda aslında. Burada ne yapılabilir o önemli.”
“GELECEĞİMİZİ YAVAŞ YAVAŞ YİTİRİYORUZ”
Alevi kadınların gelecekle ilgili projelerinin olması gerektiğini söyleyen Naz Atmaca, Alevi kurumların başındaki erkekler hakkında da bir değerlendirme yaparak şunları kaydetti:
“Alevi kurumları da pek bir şey yapmıyor. Kurumların başındaki erkekler de siyasete oynuyorlar. Benim gördüğüm her alanda hangi parti onlar için alan açarsa o partiye geçebiliyorlar. Gidebiliyorlar. Yeni bir kadın örgütlenmesi, kadın yapılanması gerekiyor. Buna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Düşünen, fikir üreten Alevi kadınların ya da laik düşüncede olan kadınları da bir araya alarak yeni düşünceler, yeni politikalar üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Üretilen şeyin arkasında gitmekten, savunma yürütmekten çok yorulduk. Eyleme geçme zamanının geldiğini düşünüyorum. Yoksa bu durum hepimize kaybettirecek. Geleceğimizi yavaş yavaş yitiriyoruz. Gelecekle ilgili projelerimizin olması lazım. Şunu da eklemek isterim: Alevi temsilci kadın ben Yeşil Sol Parti’de de görmedim. Yine belli gücü elinde tutan Alevi erkekleri meclise, Yeşil Sol Parti taşıdı.”
Devrim FINDIK / İSTANBUL
Yoruma kapalı.