PİRHA- Dünya Kadın Yürüyüşü, Filistin için açıklama yaptı. Açıklamada, ” 30 Mart’ta da Güneş dünyanın farklı yerlerinde doğup batarken, seslerimizi de hep birlikte yükseltiyoruz. Dünyanın dört bir yanında eylemler gerçekleştiren kız kardeşlerimizle birlikte Nehirden Deniz’e Özgür Filistin talebini haykırıyoruz” denildi.
Dünya Kadın Yürüyüşü, ‘Filistin için 24 Saat Feminist Dayanışma Eylemi” kapsamında, Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye; Dünyanın dört bir yanında kadınlar, Filistin halkı ile dayanışmak üzere eylemler gerçekleştirirken, bu eylemlerin Türkiye ayağını düzenledi.
Açıklama metnini Dünya Kadın Yürüyüşü adına İrem Bağcı Çalışkan okudu.
“FİLİSTİN HALKI KİRLİ SU İÇMEYE MECUR BIRAKILIYOR”
Ekim 2023’ten bu yana, işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail’in soykırımına tanık olduğumuzun altını çizen Bağcı, “İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi’nde Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştiriyor. Uluslararası hukuk hiçe sayılırken temel insan hakları ihlal edilerek siviller, hastaneler ve okullar hedef alınıyor. Trajik bir şekilde, hayatını kaybedenlerin sayısı şimdiden otuz bini aştı ve altmış beş binden fazla yaralı yeterli tıbbi yardım alamıyor. Binlerce kişi hala enkaz altında kayıp. Kurbanların %70’i çocuk ve kadın. İsrail, şimdi de zorla yerinden ettiği yaklaşık 1.4 milyon sivilin yaşadığı Refah’ı bombalıyor. İsrail’in açlığı bir savaş taktiği olarak kullanması Filistin halkını kıtlığa sürüklüyor. Filistin halkı Gazze’de devam eden soykırımın ortasında hayatta kalabilmek için çaresizce kirli su içmeye mecbur bırakılıyor. Bir kez daha buradan ifade edelim; Dünya Kadın Yürüyüşü olarak Filistin’de gıda ve suyun silah olarak kullanılmasını şiddetle kınıyoruz” dedi.
“İSRAİL SOYKIRIMCI İŞGALİ, KAPİTALİST ATAERKİL DÜZENİN BİR BAŞKA ÜRÜNÜ”
Bağcı, İsrail’in işgalinin kadınların halihazırda karşılaştığı zorlukları daha da ağırlaştırdığını belirterek, ” Evlerinden ayrılmak; geçim kaynaklarını kaybetmelerine, şiddete karşı daha savunmasız olmalarına ve temel hizmetlere erişimde zorluk yaşamalarına neden olmakta. Kadınlar temel üreme ve anne sağlığı hizmetlerine erişememekte. Bu durum hamilelik, doğum ve üreme sağlığı ile ilgili riskleri artırmakta. Yerinden edilmiş kadınların plastik çadırlarda doğum yaptığına tanık oluyoruz. Hamile kadınlar arasında düşük vakalarında da artış görülüyor.
Bizler biliyoruz ki İsrail’in soykırımcı işgali, kapitalist ataerkil düzenin bir başka ürünüdür. Sömürgeci, ırkçı, otoriter nekropolitiğin yol açtığı yıkımla kesişmektedir. Bu baskıcı sistemler silah ticareti yapmak, askeri sınırlar inşa etmek ve doğal kaynaklarımızı sömürmek için birlikte çalışıyorlar. Bu suç ortaklığını ABD’nin Gazze’de acil insani ateşkesi veto etmesinde görüyoruz. Biz bu suç ortaklığını Sudan’dan, Yemen’den, Batı Sahra’dan ve dünyanın pek çok yerinden biliyoruz. Bir kez daha söyleyelim, bizim kızkardeşliğimiz sınır tanımaz. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” diye konuştu.
“DÜNYA KADIN YÜRÜYÜŞÜ HER YIL 30 MART FİLİSTİN TOPRAK GÜNÜ’NDE, FİLİSTİN HALKIYLA DAYANIŞIYOR”
İrem Bağcı Çalışkan, 30 Mart’ta gerçekleştirilen uluslararası eylemlerin tarihi bir önemi olduğunu söylerek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“30 Mart 1976’da Filistin halkı, topraklarının İsrail hükümeti tarafından işgal edilmesini grevle ve binlerce kişiyle protesto etti. Bu protestolar esnasında altı Filistinli öldürüldü, yüzlercesi yaralandı. O tarihten bu yana Filistin Toprak Günü’nde İsrail polisi tarafından öldürülen altı Filistinliyi anmak; dünya çapında yerinden edilmeye karşı toprak haklarını savunmak için her yıl eylemler düzenleniyor. Dünya Kadın Yürüyüşü olarak her yıl 30 Mart’ta, Filistin Toprak Günü’nde, Filistin halkıyla dayanışmamızı gösteriyor, eylemler düzenliyoruz.
Bu 30 Mart’ta da Güneş dünyanın farklı yerlerinde doğup batarken, seslerimizi de hep birlikte yükseltiyoruz. Dünyanın dört bir yanında eylemler gerçekleştiren kız kardeşlerimizle birlikte Nehirden Deniz’e Özgür Filistin talebini haykırıyoruz. Bugün gezegenin her saat diliminde öğle saatlerinde, Filistinli kadınlara ve insanlara desteğimizi göstermek için eylemdeyiz.”
“SÖMÜRGECİ, KAPİTALİST, PATRİYARKAL BASKIYA MEYDAN OKUMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Güneşi takip eden eylemlerin ilkinin Wallis Futuna’da gerçekleştiği söyleyen Bağcı, ” Ardından Yeni Kaledonya’daki kız kardeşlerimiz gerçekleştirdi. Filipinler’deki, Bangladeş’teki, Nepal’deki, Pakistan’daki kız kardeşlerimiz “Nehirden Denize Filistin Özgür Oluncaya Dek Kadınlar Yürümeye Devam Edecek!” sloganını en gür sesleriyle haykırdılar! İşgali ve soykırımı yaşayan Filistinli kız kardeşlerimizle Lübnanlı kız kardeşlerimiz “İsrail işgaline ve soykırımına son!” çağrısını yinelediler! Ve şimdi Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye olarak Tanzanya’daki, Irak’taki, Kenya’daki kız kardeşlerimizle aynı anda biz de haykırıyoruz: Nehirden Denize Özgür Filistin! Avrupa’daki, Afrika’daki ve Latin Amerika’daki yüzlerce kız kardeşimiz de eylemi bizlerden devralacaklar.
İsrail işgali ve soykırımının derhal sona erdirilmesi çağrımızı yineliyoruz! Ataerkil sistemlere meydan okuma, baskıcı yapıları ortadan kaldırma ve herkes için daha adil, daha eşitlikçi bir toplum inşa etme kararlılığımızı sürdüreceğiz. Dünyanın dört bir yanında sömürgeci, kapitalist, patriyarkal baskıya meydan okumaya devam edeceğiz! Özgür bir Filistin için eylemde olmaya devam edeceğiz! Çünkü birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için! Çünkü biliyoruz ki herkes özgür oluncaya dek kimse özgür değil! Nehirden denize Filistin özgür oluncaya dek, kadınlar yürümeye devam edecek!” diyerek açıklamasını bitirdi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.