PİRHA- Kadın Meclisleri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 8 Mart’a ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada,” Kadınları o kutsal ailelerin içerisine sokmaya çalışacağınıza, karakol kapılarında çantalarında şikayet dilekçeleriyle evlerine geri gönderdiğiniz, 6284’ten yararlanmasına izin vermediğiniz kadınları koruyun” denildi.
Kadın Meclisleri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ankara Sakarya Caddesi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin basın açıklaması yaptı.” Özgür şehirler, sokaklar, yaşamlar kuracağız” şiarıyla yapılan açıklamada platform adına Tuana Gençay konuştu.
“SİZİN YAPMANIZ GEREKEN CEMAAT YURDU AÇMAK DEĞİL KADIN SIĞINMA EVLERİ AÇMAKTIR”
Tuana Gençay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kadınları aileden ayıran zihniyeti tehlikeli buluyoruz” dediğini hatırlattı. Gençay, “Geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana Filistin’de, Gazze’de İsrail’in soykırım boyutuna ulaşan saldırılarını gördük. Afganistan’da kız çocuklarının okula gönderilmediğini, İran’da baş örtü dayatmasının nasıl kadınların canlarına mal olduğunu gördük. Dünyada otoriter rejimin kadınları kıskacı altına almaya çalıştığını gördük. Ülkemizde 338 kadın cinayeti işlendi, 248 kadının ise ölümü şüpheli bırakılmaya çalışıldı. Hala ölümü aydınlatılmadan 248 kadın kardeşimiz var bu ülkede.
Kadınları o kutsal ailelerin içerisine sokmaya çalışacağınıza, karakol kapılarında çantalarında şikayet dilekçeleriyle evlerine geri gönderdiğiniz, 6284’ten yararlanmasına izin vermediğiniz kadınları koruyun. ÇEDES protokolü ile abilik ablalıkla çokta uzak olmayan bir geçmişi hatırlatmak istiyorlar bize. Görüyoruz laiklik söylemleri, laiklik karşıtlıkları sadece söylem olarak kalmadı. Diyanet’in sağlık alanından, eğitim alanına, hayatımızın her alanında kadınların kamusal alandan çıkması için kullanıldığını görüyoruz. 6284’e saldırdıklarını görüyoruz. Anayasanın işleyişine saldırdıklarını görüyoruz. Ama en önemlisi laikliğin teminatı olan Medeni Kanun’u tartışmaya açmaya çalıştıklarını görüyoruz. LGBTİQ+’ların nefretle her geçen gün hedefe koymaya çalıştıklarını görüyoruz. Hal böyleyken, yerel seçimler gelirken görüyoruz değil mi? Hiç sığınma evinden bahsetmiyor o adaylar neyden bahsediyorlar? Mahallelerde açtıkları cemaat yurtlarından bahsediyorlar. Sizin yapmanız gereken cemaat yurdu açmak değil her mahallede kadın dayanışma birimleri açmaktır, kadın sığınma evleri açmaktır. Bunları yapmayanlar kadınlar için seçimlerde hiçbir şey vaat edemezler. Seçimler gelirken ne vaat ediyor bu iktidar, bu adaylar; kadınları otobüslerle geç saate kalırlarsa evlerine bırakacaklarmış, pembe otobüsler yapacaklarmış kadınlar için. Kadınları şiddet görmesinler diye kamusal alanlardan dışlayacaklarmış. Kadın cinayetlerini böyle durdurmak mümkün değil. Kadın cinayetlerini durdurmak isteyenler buradaki kadınların söylediklerine baksın. Bizim mücadelemize baksın” dedi.
“MÜCADELEDEN KOPARTMAK İÇİN AİLELERİNİ ARADIĞINIZ KADINLAR BUGÜN BURADA”
Kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından 25 Kadına Şiddetle Mücadele Gününü katıldığı için ailesinin arandığını belirten platform üyesi Şevval Erdoğan, 25 Kasım eylemlerine katıldığı için ailesi aranan kadınlardan biriyim kişisel verilerin korunmasını, özel hayatın gizliliğini ihlal ederek yapılan bu aramalarda aileme var olan işimi kaybedebileceği, gözaltına alınabileceğim ettiğim söylendi. Yapılan bu aramalarla evlere hapsedilen kadınların mücadelesinin önü kapatılmaya çalışılıyor. Atılan tüm bu iftiralara her zaman yaptığımız gibi anayasal haklarımızla cevap verebilmek için reşit kadınların ailelerinin bu hukuksuz aranmaları ile ilgi suç duyurusunda bulundum. Sonucunda savcılık şüphelilerin tespit edilemediğini, yeni delil bulunma imkanının olmadığını belirterek dosyayı kapattı. Bu suç duyurusunun ardından ailelerimiz aynı kişiler tarafından tekrar arandı. Biz korkmuyor ve anayasal haklarımızı kullanıyoruz.
Hakları, hayatları için mücadele eden kadınların sayısının çoğalmasından korkmuş olanlara, ‘arkasında duramayacağınız hukuksuzluklara kalkışmayın’ diyoruz. Ankara Kadın Meclis’i üyelerinin ailelerini araması için bir polis memuru görevlendiren devlet, neden koruma kararlarına rağmen Mersin’de boşandığı erkek tarafından öldürülen Mervegül’ü, Ankara’da boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından öldürülen Ümmühan Karagöz’ü korumak için birer polis görevlendiremedi. Bu korkusuzluğu, bu cüreti elinizden alacağız. Sizden korkmuyoruz. Mücadeleden kopartmak istediğiniz için ailesini aradığınız kadınlar bugün burada, ben buradayım” diye konuştu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.