PİRHA-Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Avukat Aysel Tuğluk için İstanbul Barosu önünde bir araya gelen kadın avukatlar, Tuğluk’un sağlık sorununa rağmen tahliye edilmemesini protesto etti. Avukatlar ayrıca İstanbul Barosu’nun kendi üyelerinden olan Tuğluk için sessiz kaldığını belirterek, tepki gösterdi.
Kadın avukatlar, meslektaşları ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Avukat Aysel Tuğluk’un sağlık sorununa rağmen tahliye edilmemesini İstanbul Barosu önünde protesto etti.
İstanbul Barosu’nun Taksim İstiklal Caddesi’nde bulunan binası önünde bir araya gelen kadın avukatlar, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) Tuğluk hakkında “cezaevi sorumluluğunun tam olduğu” yönünde verdiği son raporuna da tepki gösterdi.
Açıklamaya HDP İstanbul Milletvekilleri Oya Ersoy ile Züleyha Gülüm, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de katıldı. Avukatlar adına ortak açıklamayı ise Av. Yelda Koçak Urfa okudu.
Tuğluk’un tutukluluk sürecine değinen Urfa, “Tuğluk, Kürt siyasi partiler tarihinin ilk kadın eş genel başkanı ve eş genel başkanı olduğu Demokratik Toplum Partisi’nin kapatılmasıyla siyaset yasağı getirilen tek kadın milletvekilidir. Siyasetçi kimliğinin yanında, insan hakları savunucusu bir hukukçu ve İstanbul barosu avukatlarındandır. Emeği, mücadelesi, ödediği bedel, siyasetçi ve insan hakları savunucusu olarak yaşamdaki duruşu, yakın dönem siyasi tarihimizde derin izler bırakmıştır” ifadelerini kullandı.
“ADLİ TIP KURUMU RAPORU TARAFLI SİYASİ YAPISINI GÖSTERİYOR”
Urfa, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanıp, 15 Şubat 2022 günü mahkemeye gönderilen rapora da değinirken, şunları söyledi:
“Söz konusu rapor ATK’nın mevcut taraflı siyasi yapısını göstermesi açısından çarpıcıdır. 25 sayfalık raporun 16 sayfası Aysel Tuğluk hakkında bugüne kadar yürütülen soruşturma ve yargılamaların özetini içerirken , sadece 2 sayfasında ATK’nın tıbbi tespitlerine yer verilmiştir. ATK’daki hekimlerin raporda, Cumhuriyet Savcıları gibi suçlamalara genişçe yer vermesinin tek amacının kamuoyunun dikkatini suç iddialarıyla meşgul ederek Aysel Tuğluk’un gerçek sağlık durumunun gizlenmesi olduğunun farkındayız.
ATK raporundaki bu sınırlı tespit ve değerlendirmelerden dahi Sayın Tuğluk’un bu haliyle savunma yapmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak bu tespitlere rağmen ATK bu hususta görüş belirtmekten özelikle kaçınmış ve sadece cezai sorumluluk boyutu ile değerlendirme yapmakla yetinmiştir. Yıllardır etik, vicdan, bilim ve hukuka aykırı raporlarla gündeme gelen ATK, politik mahpusların ağır ve ölümcül hastalıklarına rağmen mütemadiyen tıp bilimine aykırı raporlarından birini de Tuğluk için hazırlamış ve demans hastalığını inkâr etmiştir. Aysel Tuğluk’un sağlık durumunun geldiği aşama, insan onuruna uygun koşullarda tedavisinin yapılabilmesinden uzaktır. Sayın Tuğluk’un sağlık durumu ortadayken ısrarla gereğini yerine getirmeyen, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere bu durumu görmezden gelen tüm idari ve adli makamlar sorumludur.”
“İSTANBUL BAROSU’NUN SESSİZ KALMASI KABUL EDİLEMEZ”
İstanbul Barosu ile Türkiye Barolar Birliği’ne çağrıda bulunan Urfa, Tuğluk ile diğer hasta tutukluların durumuna sessiz kalınmaması gerektiğini kaydetti. Urfa sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün burada İstanbul Barosu önünde olmamızın sebeplerinden biri de, temel görevlerinden biri insan haklarının korunmasını sağlamak ve denetlemek olan Baroların, son dönemde sıkça gündeme gelen hasta mahpuslar ve cezaevlerinde ölümler konusunda sessiz kalmalarıdır. Dünyanın en büyük barosu olarak övünen İstanbul Barosu’nun, kendi üyelerinden biri olan Aysel Tuğluk için bugüne kadar sessiz kalması kabul edilemez. İstanbul barosu başta olmak üzere 82 il barosunu ve Türkiye Barolar Birliği’ni, Aysel Tuğluk ve onun nezdinde tüm hasta mahpusların yaşam hakkını savunmaya davet ediyoruz.
Senelerce kadına yönelik her türlü şiddete karşı ve kadın özgürlüğü için mücadele etmiş bir siyasetçi olarak bugün kendisine yaşatılanlara itiraz ediyor; Aysel Tuğluk’un tahliyesini talep ediyoruz. “Kadınlar İçin Adalet” talebimiz doğrultusunda Tuğluk ve onun gibi siyasi sebeplerle hapsedilen tüm kadınların özgürlüklerine kavuşması talebimizi yineliyoruz.
Ona yaşatılan bu hukuksuz süreçte imzası olan tüm yetkilileri bir kez daha hukuka, bilime ve vicdana uygun davranmaya çağırıyor; Tuğluk’un tedavisinin insanlık onuruna yaraşır bir şekilde sürdürülebilmesi için bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiğini hatırlatıyor, dayanışma çağrımızı yineliyoruz.”
PİRHA / İSTANBUL
Yoruma kapalı.