Alevi Haber Ajansi

Kadıköy’de 8 Mart buluşması: Yoksulluğa, şiddete, sömürüye, savaşa karşı mücadelemiz var! -VİDEO

PİRHA – 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelen kadınlar taleplerini haykırdı.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Kadıköy’ün birçok noktasına çağrı yapan kadınlar sloganlar ve zılgıtlar eşliğinde yürüyerek rıhtımda bir araya geldi.

8 Mart Kadın Platformu, “Yoksulluğa, şiddete, sömürüye, savaşa karşı mücadelemiz var” şiarıyla Kadıköy Beşiktaş İskelesi önünde kadın buluşması düzenledi. Kadın örgütü temsilcilerin ve yüzlerce kadının katıldığı buluşma öncesi yürüyüş gerçekleştirildi.

Kadınlar sık sık, “Jin, jiyan, azadî”,“Bijî berxwedana zindanan”, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları attı.

DEM MİLLETVEKİLİ KONUKÇU’YA POLİS MÜDAHALESİ

Alana giriş noktasında polisler Kürtçe dövizlere ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu’ya müdahale etti. Eyleme DEM Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan adayı Meral Danış Beştaş, kadın milletvekilleri ve yüzlerce kadın katıldı.

“KADIN DÜŞMANI POLİTİKALAR”

İstanbul 8 Mart Kadın Platformu adına ortak açıklamayı Şenay Kumuz okudu. Kumuz, 8 Mart’ın ilan edilmesinin üzerinden geçen 107 yılda rağmen kadınların yaşam koşullarınınn değişmediğine dikkat çekerek, dünyanın her yerinde kadınların bu gidişatı değiştirmek için mücadele ettiğini söyledi. Bugün, kadınların hayatını hiçe sayarak politika üretildiğini ifade eden Kumuz, “Kadınların, çocukların yaşama hakkını dahi göz ardı ederek aileyi kutsallaştırıyorlar. En çok da kadınlar, o ailelerin içerisinde en yakınları tarafından öldürülüyor. Gerici politikalarıyla kazanılmış tüm haklarımızı elimizden almak için tüm mekanizmalarını devreye sokuyorlar. Boşanma hakkımıza, nafaka hakkımıza gözlerini dikiyorlar. Bunları, ‘kadınlar için’ yaptıklarını iddia ediyorlar. Gerçeği biliyoruz. Kadın düşmanı politikalarıyla hayatlarımızı karartmaya devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.

“AKP-MHP KADINLARI UCUZ İŞ GÜCÜ HALİNE GETİRİYOR”

Kumuz, İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çeken tek adamın kadınlar adına karar alma cüretini gösterdiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“6284 tartışmaya açıldıkça failler cesaret buluyor, kadın cinayetleri artıyor. Mücadele eden kadınları ise cezalarla yıldırmaya çalışıyorlar. 2 günde 8 kadın boşandığı erkek, babası ve de boşanmak istediği erkekler tarafından öldürüldü. Haklarımıza saldıranlar bu cinayetlere sus pus! Erkek şiddetine karşı sokakları, alanları terk etmeyeceğiz! Diğer yandan kadınlar, esnek ve güvencesiz işlerde çalışmaya mahkum ediliyor. AKP-MHP iktidarı, kadınları daha da ucuz iş gücü haline getiriyor. 10 milyon kadın işgücünden dahi sayılmıyor. Bu ekonomik planları ise ‘aile ve iş yaşantısının uyumlu hale getirilmesi’ olarak meşrulaştırmaya çalışıyor. AKP-MHP iktidarı “kutsal aile”sini kadınların ekonomik sömürüsü için de kullanıyor. Ancak işçi ve emekçi kadınlar bütün bu emek sömürüsüne karşılık; Özak’tan Agrobay’a, Corning’ten Burda Bebek’e, Sputnik’e eşit işe eşit ücret ve sendikalaşma hakları için direnişi örgütlüyor. Kadın emekçiler mücadeleleriyle yanındaki işçileri, emekçileri, ailelerini değiştirip dönüştürüyor. Kadınlar, sömürü çarklarını kırabilmek için en önde, mücadeleyi yükseltiyor.”

“GÜVENLİ KAMPÜS, EŞİT YURTLAR, BİLİMSEL EĞİTİM”

Devlet yurtlarında kalan üniversiteli kadınlar ve LGBTİ+’ların parasız ve bilimsel eğitim talepleri ile birlikte erkek şiddetine ve eşitsizliğe karşı da mücadele etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Kumuz, gençlerin temel ihtiyaçları yerine Diyanet İşleri Başkanlığı’na aktarılan bütçeyi ve ÇEDES protokolünü eleştirerek şunları vurguladı:

“Geçtiğimiz aylarda KYK yurdundaki asansörün düşmesi sonucu Zeren Ertaş ve tarikat-cemaat yurtlarındaki sistematik şiddet nedeniyle Enes Kara yaşamını yitirdi. Niteliksiz eğitimi, gelecek kaygısı, geçim sorunları sebebiyle intihar eden üniversite öğrencilerini görmezden gelen AKP-MHP iktidarı; gençlerin temel ihtiyaçları için bütçe ayırmak yerine Diyanet Başkanlığı’nın bütçesini arttırıyor, ÇEDES protokolü ile okullara din görevlileri atıyorlar! Ancak üniversiteli kadınlar ve LGBTİ+’lar bu düzene yeter diyor! Üniversiteli kadınlar ve LGBTİ+’lar, güvenli kampüsler, eşit haklara sahip olacağı yurtlar ve bilimsel bir eğitim istiyor.”

ZEREN ERTAŞ’IN ARKADAŞI: EVET O BİZİM KIZ KARDEŞİMİZ

KYK yurdunda hayatını kaybeden Zeren Ertaş için eyleme katıldığı gerekçesiyle yurttan atılan Aynur Moral de kürsüde söz aldı. Üniversitelerin açıldığı ilk andan itibaren yemekhane zamları, kayyumların keyfi uygulamaları ve niteliksiz barınma koşullarıyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Moral, “KYK yurdunda denetlenmeyen bir asansörün düşmesi sonucu sıra arkadaşımız Zeren’in hayatını kaybettiği haberini aldık. Bu haberle birlikte başta kadın yurtları olmak üzere çok sayıda yurtta Zeren için eylemler gerçekleştirdik. Eylemler sürerken,” O kız sizin kardeşiniz mi, neyi savunuyorsunuz” diyerek bizleri susturmaya çalışan yurt yönetimlerine yurtlarda kampüslerde, sokaklarda “Zeren bizim kız kardeşimiz” sloganıyla cevap verdik. Bu eylemler Zeren’i kaybetmenin öfkesiyle birlikte yurtlardaki niteliksiz barınmanın koşullarına karşı isyanımızın da göstergesiydi. Biz üniversiteli kadınlar ve LGBTİ+’lar yurtlarda yalnızca niteliksiz barınma koşullarıyla değil, hayatlarımız üzerinde kurulmaya çalışan tahakkümle de mücadele ediyoruz.”

GREVDEKİ SPUTNİK ÇALIŞANLARI: DAYANIŞMA VE KARARLILIKLA ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ

Sputnik’te grevde olan gazetecilerden Günce Nur İnce, “Grev sürecimiz bize çok şey öğretti. Desteğinizle sadece bir gazetecinin talepleri için alanda olmadığımızı anladık. Eşitsizlik ve haksızlıktan doğan tüm mücadelelerin bir parçası olduğumuzu fark ettik. Bu noktada en çetin savaşı veren biz kadınlar için bugün burada olmak bize güç ve umut veriyor. Kadınlar günü sadece kutlamak için değil, sesimizi duyurmak için bir fırsat. Çünkü sesimizi her duyurduğumuzda inanıyorum ki dünya değişmeye bir adım daha yaklaşacak ve unutmamalıyız ki bu mücadele sürecinde hiçbir zorluk, dayanışma ve kararlılıkla üstesinden gelemeyeceğimiz kadar büyük değil. Kadınlar olarak haklarımız için mücadele etmeye devam etmeliyiz, ediyoruz, edeceğiz. Son olarak grevimizin 200. gününde bile destekte olduğunuz için tüm Sputnik grevcileri adına teşekkür ederiz” diye belirtti.

“GÖZALTINA KAYBEDİLENLERİ ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Cumartesi Anneleri / İnsanları adına söz alan Besna Tosun ise gözaltında kaybeden kadınları hatırlatarak, “Makbule Ökdem, Ayten Öztürk, Rıdda Yavuz, Sedika Dal, Hamide Şarlı, Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin, Lütfiye Kaçar, Gülnaz Tatu, Kadriye Tatu, Ayşenur Şimşek, Hatice Şimşek, Şükran Daş, Fahriye Mordeniz, Zozan Eren, Neslihan Uslu ve Konca Kuriş güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak kaybedildiler. Bunlar sadece İnsan Hakları Derneği’nin ulaşabildiği isimler. Kaç kadının gözaltında kaybedildiği ise bilinmiyor. Kaybedilen kadınların başlarına neler geldiğini bilmeye, hakikati öğrenmeye hepimizin hakkı var. Hangi tarihte yaşanmış olursa olsun gözaltında kaybedilen kadınlar gerçeği ile yüzleşmek, cezasızlığı sonlandırmak ve sorumluların yargı önünde hesap vermesini sağlamak mevcut iktidarın görevi olduğu hatırlatıyoruz. Kadınları katledenleri, kaybedenleri, cezasızlık politikalarıyla ödüllendirenler, en temel hakları için mücadele eden bizleri; açılan soruşturmalarla ve davalarla cezalandırmak istiyorlar. Kaç yıl geçerse geçsin ve bedeli ne olursa olsun gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi aramaktan ve onları kaybedenlerden hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

PİRHA/İSTANBUL

 

 

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak