PİRHA-HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, Avrupa ülkelerindeki Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bazı imamların casusluk-ajanlık yaptıkları iddialarına ilişkin meclise soru önergesi verdi.
HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, Başbakan Binalı Yıldırım’ın cevaplaması istemiyle soru önergesi verdi.
Önergede, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Avrupa ülkelerindeki temsilcilerine gönderdiği evrakta 11-14 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 9. Avrasya İslam Şuarasına sunulmak üzere rapor istediğini belirtmişti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Avrupa ülkelerindeki temsilcilerinden gelen raporları Melis’teki Darbe Komisyonu’na sunması üzerine, bu temsilcilerin, Avrupa ülkelerinde ki tüm AKP muhaliflerine yönelik istihbarat faaliyeti yürüttüğünü ortaya çıktığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca, Avrupa ülkelerinde görevlendirilen bazı imamların bu ülkelerdeki tüm AKP muhaliflerine yönelik istihbarat topladığı ve Ankara’ya rapor ettiği iddiaları ilk olarak Aralık ayında Hollanda’da gündeme gelmiş ve parlamentoya taşınmıştı. Ardından da Almanya parlamentosu ve kamuoyunda Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı camilerde görev yapan bazı imamların istihbarat topladığı ve Ankara’ya gönderdiği iddiası Alman kamuoyunda ve meclisinde geniş yer almıştı.
02 Şubat’da da Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yapılan görüşme sonrası düzenlenen ortak basın açıklamasında Merkel, Almanya’da diyanete bağlı görev yapan imamların bazı kişiler hakkında Ankara’yı bilgilendirmesine tepki göstermiş ve “Örneğin DİTİB nezdinde çalışan imamlar. Bu imamların bazı kişiler hakkında bilgi toplaması Alman hukuk devletine aykırı bir şey, demokratik sistemde olmamalı” uyarısında bulunmuştu.
Yine Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-GeorgMaassen şu ifadeleri kullanmıştı.
“Bir taraftan Türkiye’deki gelişmelerden büyük endişe duyuyoruz. Diğer yandan, Türk azınlığa ya da Türk kökenli Alman vatandaşlarına yönelik nüfuz etme operasyonları olduğu görülen faaliyetlerden endişeliyiz. Almanya’da, Alman çıkarlarına karşı istihbarat faaliyeti niteliğinde operasyonların yürütülmesi gibi bir durumu kabul edemeyiz. Bu nedenle Türkiye gibi NATO müttefikimiz söz konusu olsa da buna karşı dururuz.”
Federal Savcılığın Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Almanya’da görevlendirilen bu imamlar hakkında yürüttüğü soruşturma sürerken, hakkında soruşturma açılan bazı imamların Türkiye’ye geri döndükleri haberleri basına yansımıştı.
Son olarak “casus imamlara” ilişkin bir açıklama da Avusturya’dan geldi.
Avusturya Yeşiller Partisi Milletvekili ve Güvenlik Sözcüsü Peter Pilztarafından açıklananraporda “MİT, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Avusturya Türk İslam Birliği-ATIB, Avrupa-Türk Demokratlar Birliği-UETD ve MÜSİAD Avusturya gibi kuruluşlar aracılığı ile Avusturya’da yaşayan AKP muhaliflerini rapor edip merkeze bildiriyor. Hükümet her yıl düzenli olarak 20 ila 30 milyon Euro bütçeyle bu oluşuma destek veriyor. MİT, Avusturya’da 200 ajan barındırıyor. Cumhurbaşkanlığıyla bağlantılı olarak çalışan bu casuslar, buradaki muhalifleri direkt olarak Ankara’ya bildiriyor”şeklindeki ifadeler yer aldı.
HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü bunlara ilişkin Başbakan Binalı Yıldırım’a yanıtlaması istemiyle şu soruları sordu:
- Avrupa ülkelerinde Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı kaç imam hakkında casusluk-ajanlık yaptıkları iddiası ile soruşturma açılmıştır?
- Avusturya Yeşiller Partisi Milletvekili ve Güvenlik sözcüsü Peter Pilz’in açıklamış olduğu raporda MİT‘in Avusturya’da 200’e yakın ajan barındırdığını öne sürülmüştür. Bu veriler doğru mudur?
- Yine Peter Pilz’in sunmuş olduğu raporda Türk İslam Birliğinin, ATİB, Avrupa Türk Demokratlar Birliği, UETD ve MÜSİAD Avusturya, gibi kuruluşlar aracılığıyla Avusturya’da yaşayan AKP muhaliflerini rapor ettiği öne sürülüyor. Bu iddialar doğru mudur?
- Hükümetin her yıl düzenli olarak 20 ile 30 milyon Euro bütçeyle bu oluşuma destek verdiği iddiaları doğru ise, hükümet bu bütçeyi hangi kaynaktan aktarmaktadır?
- Diyanet İşleri Başkanlığı’nca casusluk-ajanlık yaptığı iddia edilen kaç imamın Avrupa ülkelerinde ki görevi sonlandırılmıştır? Bu imamlardan kaçı Türkiye’ye geri çekilmiştir? Ve şuanda ki görevleri nedir?
- İmamlık görevi adı altında casusluk–ajanlık yaptığı iddia edilen bu kişilerin vermiş olduğu istihbarat sonucu ne tür faaliyetler yürütülmektedir?
- Hollanda, Almanya ve Avusturya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin imamlar hakkında yaptıkları casusluk ve ajanlık iddiaları doğru mudur? Doğru ise Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı din görevlilerinin istihbarat alanında kullanılmasının hukuki ve yasal dayanağı nedir?
- Söz konusu iddialar göz önüne alındığında imamların “ajan”, muhtarların “muhbir”, esnafların “savcı-yargıç, adalet sağlayanlar” olarak görülmesi, toplum arasında derin kutuplaştırma, ayrıştırma, bölünme yaratmayacak mıdır?
- İmamların casusluk, ajanlık faaliyetlerinde bulundukları iddiaları gerçek ise, bu faaliyet bulundukları ülkelerin iç hukukuna müdahale değil midir?
- Bahsi geçen casusluk iddiasına ilişkin hükümetiniz tarafından herhangi bir resmi açıklama yapılmış mıdır?
Yoruma kapalı.