PİRHA-İzmir’deki Alevi kurumları ve çevre dernekleri Dersim’deki orman yangınlarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada ‘güvenlik’ bahane edilerek Dersim’de insansızlaştırma politikasının uygulandığına dikkat çekilerek, Dersim dahil Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanan orman yangınlarına karşı mücadele çağrısı yapıldı.
HABERİN VİDEOSU
Dersim’deki orman yangınlarına ilişkin İzmir Sümerbank önünde gerçekleşen açıklamaya Demokratik Alevi Dernekleri ve Dersimliler Derneği’nin basın açıklamasına Narlıdere ve Balçova Cemevleri, İnsan Hakları Derneği, Eğitim-sen, Alevi Bektaşi Federasyonu ABF İzmir bileşenleri, BDSP, HDP Milletvekili Müslüm Doğan ve yurttaşlar katıldı.
“Dersim dört dağ içinde dört dağ yangın içinde”, “Dersim onurdur onuruna sahip çık” pankartı açıldığı açıklamayı kurumlar adına Narlıdere Dersimliler Derneği Yöneticisi Hüseyin Berkan Alpar yaptı. Alpar, “Dersim’de son dönemlerde yaşanan askeri operasyonlarda helikopterler tarafından bombalanan bölgelerde orman yangınları giderek artıyor. Yangınlara ise ‘güvenlik’ gerekçesiyle müdahale edilmeyen bölgede köylüler kendi çabalarıyla yangını söndürmeye çalışıyor” dedi.
“HEKTARLARCA ORMAN ALANI KÜLE DÖNDÜ”
Dersim’de operasyonlarda rüzgarında etkisiyle hektarlarca büyüklükteki ormanlık alanın külle döndüğünü belirten Alpar, ” Pülümür ilçesinde bulunan Meçi, Rabat Tepesi karşısındaki Mezra Köyü, Uzun Evler Mahallesi ve Kaymaz Tepe, Dere Boyu köyü civarı, Hozat’ın Boydaş mevkii ve Ali Boğazı bölgeleri, Dersim’in Nazimiye ilçelerinde ve merkeze bağlı Sarıtaş, Doğantaş mevkileri, keza Ovacık ilçesi ve Elazığ Karakoçan’da yangınlarda hektarlarca büyüklükteki ormanlık alan yok olma tehlikesi ile karşı karşıya” şeklinde konuştu.
“BASIN BU FELAKETİ GÖRMEZDEN GELİYOR VE YAZMASI ENGELLENİYOR”
“Biz Dersimlilerin yüreği yanıyor çünkü bir kez daha başlatılan askeri operasyonlarla ormanlarımız yakılıyor” diyen Alpar şunları ifade etti:
“Geniş ormanlık alanları yaygınlaştırılarak devam eden operasyonlarla birlikte genişleyerek yakılıyor, imha ediliyor. Daha önce defalarca yapıldığı gibi bir kez daha ormanlarımız yakılarak coğrafyamız yaşanılamaz hale getirilmeye çalışılıyor. Yine öncekilerde olduğu gibi basın bu felaketi görmezden geliyor veya yazması engelleniyor.”
“DERSİMLİLER’İN YANGINI SÖNDÜRMESİ ENGELLENİYOR”
‘Güvenlik’ gerekçesiyle müdahale edilememesini de değerlendiren Alpar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yine öncekilerde olduğu gibi devletin güvenlik güçleri Dersimlilerin yangınları söndürmeye gitmesini engelliyor. Dersim coğrafyası, “güvenlik” gerekçesiyle yapılan ve yapılması planlanılan baraj HES projelerinin tehdidi yetmezmiş gibi bir de artık sistematik hal alan orman yangınlarıyla tahrip ediliyor.”
“PEK ÇOK ENDEMİK BİTKİ YOK EDİLDİ”
“Devlet ve rantçı sermaye elbirliği halinde Dersim’i öldürüyorlar” diyen Alpar, bu yangınlarla Dersim sadece insanlar için değil aynı zamanda hayvanların yaşam alanı ve hakları yanı sıra pek çok endemik bitki türü de yok edildiğine dikkat çekti.
Alpar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçmişten günümüze her çatışmanın ya da operasyonun ardından sürekli orman yangınları çıkarılarak sözde ‘terörle mücadele’ edildiği ileri sürülüyor. Oysa yapılan şey, Anadolu’nun binlerce yılda oluşmuş olan bu önemli orman ekosisteminin tükenmesine yol açacaktır. Biz Dersimliler olarak orman yakmakla hiçbir sorunun, hele ki toplumsal sorunların çözülmeyeceğini çok iyi bilmekteyiz. Çözüm, kendi doğasını tahrip edecek denli büyük bir akıl tutulmasıyla sosyolojik gerçeklerle savaşma inadını sürdürmek değil, barışı ve evrensel hukuku sağlamaktır. Ancak barış ve hukukla uyuşmaz hayallerini Türkiye’ye dayatanlar tam aksini yapıyor. Bu kapsamda Dersim halkı; ormanları yakılarak, barajlarla kuşatılarak, siyanürlü altın faaliyetleri geliştirilerek ve köyleri boşaltılarak terbiye edilmek isteniyor. Böylece istiyorlar ki, Dersim yaşanılmaz hale gelsin, insansızlaşsın, çaresizlikten Dersim’de yaşamaya devam edenler de kimliğine, haklarına, doğasına sahip çıkmak yerine boyun eğsin!”
“DERSİM TÜRKİYE’NİN BÜTÜNÜ, GELECEĞİN AYNASIDIR”
“Esasen bu yangınlarla ilgili olarak devletin hiçbir kurumunun açıklama yapmaması ve toplumun konuya ilişkin bilgilenmesinin engellenmesi de, bu işteki sorumluları göstermektedir” diyen Alpar son olarak şu çağrıda bulundu:
“Bu kapsamda biz Dersimliler, gerilim politikalarının, doğanın tahribinin, inançsal ve etnik asimilasyonun ve operasyoncu siyaset tarzının derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Orman yakmalara, köy boşaltmalara, barajlara, HES’lere, ormanların ev sahibi hayvanların kovulmasına HAYIR diyor ve tüm Türkiye’den bu konularda dayanışma istiyoruz. Çünkü Dersim Türkiye’nin bütünü, geleceğinin aynasıdır.”
“DERSİM’DEKİ YANGIN ÜLKENİN HER YANINI SARABİLİR”
Basın açıklamasının ardından konuşan HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan da şöyle konuştu:
“Orman yangınları kabul edilemez. Valiliğin özellikle yangına müdahale etmemesi ve halkın müdahalesini engellemesi bu siyaset tarzının nasıl olduğunu da göstermektedir. Dersim ormanı sadece Dersimlilerin değil ortak yaşamımızda her etkin yapıda yaşayanların ormanıdır. Ortak değerimizdir burası. Eğer siz de bunu yakarsanız, siz de bu ateşin içinde yanarsınız. Bu zulme derhal son vermeniz gerekiyor. Bu kadar ağır işkence ve baskının dayatılması artık kabul edilemez. Bu ülkede gerçek demokrasinin inşası için vicdanlara sesleniyoruz. Dur demenin zamanı geldi. Tüm halk ve inançlar için gerçek bir demokrasiyi inşa etmek zorundayız. Dersim’deki yangın ülkenin her yanını sarabilir.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.