PİRHA- İzmir’de binlerce kadın, erkek devlet şiddetine karşı miting alanına aktı. Kadın kazanımlarına yönelik saldırılara, erkek devlet şiddetine, ekonomik şiddete, Filistin ve Suriye’deki yönelik saldırılara dikkat çeken kadınlar savaş tezkerelerinin geri çekilmesi çağrısında bulundu.
İzmir Kadın Platformu öncülüğünde bir araya gelen kadınlar Türkan Saylan Kültür Merkezi önünden Eski Leman Kültür önüne yürüdü. “Savaşa, yoksulluğa, gericiliğe, erkek devlet şiddetine karşı mücadeleyi yükseltiyoruz’ yazılı pankartı açan kadınlar sık sık, “Jin jiyan azadi” “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Bağır herkes duydun erkek şiddeti son bulsun” sloganları attı.
Basın metninin Kürtçesini Emine Bozdağ, Türkçesini Pınar Çetin kaya ve Elif Uygurlu okudu. Eyleme HEDEP İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, çeşitli siyasi parti ve emek örgütü temsilcileri ile binlerce kadın katıldı.
“9 AYDA 136 KADIN İŞ CİNAYETİNDE KATLEDİLDİ”
Ekonomik krizin yükünün bakım emeği olarak kadınların sırtına yıkıldığı ve kadın emeğinin ucuzlaştığı ifade edilen açıklamada, “2023 yılının ilk dokuz ayında 136 kadın iş cinayetine kurban gitti. Güvencesiz işlerde çalıştırılıyor, mobbing ve ağır sömürüye maruz bırakılıyor; işten çıkarmalarda ilk gözden çıkarılan biz oluyoruz. İş güvenliği sağlanmadığı gibi sermaye düzeni devlet politikalarıyla pekiştiriliyor. Gündemdeki Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı ile emekçilerin ağır vergi yükleri, adaletsiz ücret dağılımı, kıdem tazminatı ve emeklilik haklarına saldırı, kadınları esnek çalışma ve geleceksizlikle karşı karşıya bırakıyor” sözlerine yer verildi.
“KADINLARA DİYANETİN ONDA BİRİNDEN AZ BÜTÇE”
Tek adam rejiminin kamusal alanı yeniden gericilikle inşa etmeye çalıştığı ifade edilen açıklamada pilot il olan İzmir’de ÇEDES uygulaması ile okullara imam, müezzin ve din görevlisi atandığı, kız okulları ile karma eğitime son verilmeye çalışıldığı belirtildi. Cemaat ve tarikatlarda yaşanan istismar ve tacizin cezasızlıkla ödüllendirildiği dile getirilen açıklamada, “Kadınlara bütçeden 2 milyar 900 bin yani binde 8.6 pay ayrılırken, Diyanet’e ayrılan 35 milyar bütçe ile hayatımızı gericilik ile kuşatmanıza, bizleri öldürüldüğümüz evlere hapsetmenize izin vermeyeceğiz. Parasız, bilimsel, laik, nitelikli, anadilde bir eğitim için mücadele edeceğiz” diye ifade edildi.
“ÜNİVERSİTELERDE MÜCADELE EDECEĞİZ”
Genç kadınların ekonomik krizle beraber barınma, beslenme, sağlık, eğitim gibi en temel haklarına ulaşamaz hale geldiği ifade edilen açıklamada erken yaşta evlilik ve çocuk doğurmaya teşvik veren devletin üniversiteli genç kadınlara denetimsiz, güvenliksiz yurtları reva gördüğü dile getirildi. Aydın KYK yurdunda asansöre sıkışarak hayatını kaybeden Zeren Ertaş’ın hatırlatıldığı açıklamada, “Genç kadınlar olarak güvenli barınma ve eğitim için bütçe talebimizle meydanlarda, sokaklarda, yurtlarda, üniversitelerde mücadele edeceğiz ve dayanışmamızı büyüteceğiz” denildi.
“ROJAVA’DA SAVAŞ POLİTİKALARI SÜRDÜRÜLÜYOR”
Emperyalist savaş politikalarının en fazla kadınları ve çocukları etkilediği belirtilen açıklamada AKP’nin İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırılarını kınamaktan öteye geçmediği dile getirilen açıklamada AKP’nin Kuzey Suriye’de savaş politikalarını sürdürdüğü dile getirildi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ne (HEDEP) yönelik operasyon sürerken HEDEP İzmir İl Eş Başkanı Berna Çelik’in tutuklandığı ve çıplak arama işkencesine maruz kaldığı kaydedilen açıklamada, “Onur Gencer tarafından katledilen Deniz Poyraz’ın katiline ise ödül gibi ceza veriliyor. Azami tutukluluk süresi biten Gülten Kışanak hala cezaevinde tutuluyor. Kürt illerinde polis-bekçi-asker şiddeti, ajanlaştırma-tutuklama politikaları ile kadınlara yönelik saldırılar artıyor” diye belirtildi.
“SAVAŞ TEZKERESİ GERİ ÇEKİLMELİDİR”
Erkek-devlet şiddetine karşı İran’da molla rejimine karşı mücadele eden, Afganistan’da Taliban rejimine, Filistin’de işgalci İsrail’e karşı direnen kadınlardan güç aldıkları dile getirilen açıklamada, “Filistin halkının siyasal hak eşitliği ve devlet olma talebi tanınmalı, Rojava dâhil olmak üzere sınır ötesi operasyonlara son verilmeli, savaş tezkeresi geri çekilmelidir” vurgusu yapıldı.
MÜLTECİ KADINLAR
Göçmen ve mülteci kadınların hem ucuz iş gücü hem de ayrımcı politikaların hedefi haline geldiği ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi; “Hepimizin yaşadığı yoksulluk, şiddet ve sömürüyü daha derinden yaşayan göçmen kadınlar için bir diğer tehdit ise Geri Gönderme Merkezleri’ndeki fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalma korkusudur. Biz kadınlar, ülkemizde ve dünyada savaşın yüklerinin omuzlarımıza bırakılmadığı, barış içinde bir yaşam istiyoruz.”
“DEPREM BÖLGESİNDE KADINLAR ŞİDDETİ AÇIK YAŞIYOR”
6 Şubat depreminin üzerinden 9 ay geçtiğini ancak deprem bölgesindeki kadınların hala temel ihtiyaçlarına dahi erişemediği, can güvenliği olmadan, taciz, istismar riski altında konteynırlarda yaşadığı dile getirilen açıklamada, “Deprem bölgesindeki kadınlar için güvenli barınma, sağlık ve hijyen ürünlerine erişim sağlanmalı. Kentlerin yağmalanmasına son verilmeli, güvenli ve sağlıklı konutlarda yaşama için gerekli önlemler alınmalı” sözlerine yer verildi.
Açıklamanın ardından kitle sloganlarla eyleme devam etti.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.