PİRHA- İdam edilişlerinin 86. yılında Seyit Rıza ve arkadaşlarını anan İzmir Dersim Dernekleri, DAD İzmir Şubesi, DEDEF ve ABF İzmir bileşenleri soykırımla yüzleşme ve adalet talebinde bulundular. Açıklamada, soykırımın başlıca sorumlusu olan ırkçı ideolojinin aynı uygulamayı 86 yıldır sürdüren mevcut devlet aklıyla sürdürdüğü vurgulandı.
İzmir Dersim Dernekleri, Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi, Dersim Dernekler Federasyonu ve Alevi Bektaşi Federasyonu İzmir bileşenleri, idam edilen Dersim direniş önderi Seyit Rıza ve arkadaşlarını anmak için Karşıyaka’da basın açıklaması yaptı.
“Az Birnayîs û Az Vurnayîs Qewul Nê Keme! Serba Seyîdunê Xo Dare De Rîme- Kefensiz Toprağa Düşenlerimizi Unutmadık, Unutmayacağız” pankartlarının açıldığı açıklamada “Arşivler açılsın hesap verilsin”, “Dersim, Maraş, Koçgiri, Roboski unutulmaz hiçbiri” ve ” Tertele Dersim Xo Vira Meke” sloganları atıldı. Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti ve kurum temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Açıklamayı Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şube Eş Başkanı Fırat Dikmen okudu.
“KATLEDENLERİN DEĞİL, HAKLARIN VİCDANINA SESLENİYORUZ”
Dersim Soykırımı şahsında tüm travmaların halkların özgürlükçü, eşitlikçi birlikteliği ve mücadelesiyle aşılacağını söyleyen Dikmen, “Evet, halklarımızın vicdanına sesleniyoruz, çünkü Dersim halkını soykırıma uğratan ve uğratmaya devam etmekte olan zihniyet ve muktedirlerden bir beklentimiz yoktur. Çünkü dünden bugüne, tüm çağrılarımıza, en demokratik hak taleplerimize aynı tekçi-ittihatçı zihniyet ve fiillerle karşılık verildiğini görmekte, yaşamaktayız. Bu mana da halklarımıza sesleniyor, gerek Dersim meselesinin, gerekse bu topraklarda yaşanmış ve yaşanmakta olan tüm travmaların ancak halklarımızın özgürlükçü, eşitlikçi birlikteliği ve ortak mücadelesiyle aşılabileceğine inanıyoruz” dedi.
“DERSİM, SOYKIRIMLAR ZİNCİRİNİN SON HALKASIYDI”
Dikmen, halkların ortak yaşam alanı olarak bilinen toprakların tekçi ittihatçı zihniyet ve politikalar ile ‘halklar mezarlığına’ çevrildiğini belirterek, “Oysa Türk-İslam sentezi olarak formüle edilen resmi ideoloji ne Türklüğün, ne de kültürel İslam’ın gerçeği olmadığı gibi, özünde onların doğasına saldıran, tahakkümcü sisteme esir ederek araçsallaştıran bir olgudur. Dersim 1937-38’de yaşananlar, İttihatçı zihniyetin 1. Paylaşım savaşı süreciyle Müslüman olmayan halklardan başlayarak 1938’e kadar Anadolu ve Kürdistan’da yürüttükleri soykırımlar zincirinin son halkasıydı” diye konuştu.
“DERSİM’E KÜRT VE ALEVİ KİMLİĞİ NEDENİYLE MAKRO DÜZEYDE SOYKIRIM PLANLANDI”
Dikmen, Dersim’in hem Kürt, hem Alevi kimliği nedeniyle makro düzeyde planlanan soykırım saldırısına maruz bırakıldığına işaret ederek,
uçak filolarının, zehirli gazların ve on binlerle ifade edilen askeri güçlerin kullanıldığı bu saldırıda, cenazelerimize çoğu zaman bir mezar dahi çok görülerek ya nehirlere dolduruldu, ya da güneş altında bırakılarak kurda kuşa yem edildi. Hayatta kalabilen ve sayısını bilemediğimiz özellikle kız çocuklarımız gasp edilerek bilinmeyen yerlere götürüldü, bir daha da kendilerinden haber alınamadı. Yürürlüğe konulan militarist-cinsiyetçi politikalarla Dersimli kadınlar teslim alınmak istendi. Tüm saldırılara rağmen, teslim olmayarak uçurumdan Munzur’a kendini atan Dersimli kadınların ve Bese’ler ve Zarifelerin şahsında çizgisel bir kadın direniş geleneği oluşturdu” ifadelerini kullandı.
“SOYKIRIM DEVAM EDİYOR”
Dersim’e yönelik 1937-38’de yürürlüğe konulan politikaların göçertme, asimilasyon ve yoksullaştırma biçiminde sürdürüldüğünü ifade eden Dikmen, “Kadın-kırım, eko-kırım ve toplum-kırım politikaları olarak özetleyebileceğimiz yönelimler hala Dersim üzerinde işletilmekte olup, toplumsal varlığımızı yok etme odaklı kurgulanan zihniyet; göçertme, asimilasyon, yoksullaştırma ve gereğinde fiziki tasfiye biçiminde güncel olarak da kendini göstermektedir” şeklinde konuştu.
“SEYİT RIZA VE ARKADAŞLARININ MEZAR YERLERİ AÇIKLANSIN”
Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şube Eş Başkanı Fırat Dikmen, 15 Kasım 1937’de, Elazığ Buğday Meydanında idam edilen Seyit Rıza ve yoldaşları şahsında yaşamını yitirenleri anarak talepleri şöyle sıraladı:
-Seyit Rıza ve beraberinde idam edilen canlarımızın mezar yerleri açıklanmalı ve cenazelerin Dersime nakli engellenmemelidir.
-Arşivler açılmalı, Dersim ismi iade edilmelidir.
-Sürgünler, kayıplar, el konularak götürülen çocuklarımızın listesi ve akıbetleri açıklanmalıdır.
-Asimilasyon, göçertme ve her türlü şiddet biçimine son verilmelidir.
-Dersim halkından özür dilenilmeli, toplumsal haklarımız tanınmalı, anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.