PİRHA- Dersim soykırımının ilk adımı kabul edilen 4 Mayıs 1937 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararının 80. yılı dolayısıyla bu akşam İzmir’de katledilen binlerce insan anıldı. İzmir Demokratik Alevi Derneği (DAD) ve İzmir Dersimliler Derneği, 1937-1938 Dersim katliamını protesto etmek ve katliamda yaşamını yitirenleri anmak için bir açıklama yaptı.
İzmir Demokratik Alevi Derneği (DAD) ve İzmir Dersimliler Derneği, 1937-1938 Dersim katliamını protesto etmek ve katliamda yaşamını yitirenleri anmak için Karşıyaka Çarşı girişinde basın açıklaması yaptı.
Yurttaşların yanı sıra çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katıldığı açıklamada, “Devlet Dersim tertelesi ile yüzleşmeli”, “Zulme diz çökmemeyi senden öğrendik” ve üzerinde Alişer, Seyit Rıza ve Doktor Nuri resmi bulunan “Senin yalanlarınla, hilelerinle baş edemedim bu bana dert oldu, senin önünde diz çökmedim bu da sana dert olsun” yazılı pankartlar taşındı.
ALPAR: 1937-38 DERSİM TARİHİNDEKİ EN KANLI DÖNEM
Katliamda yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşunun ardından Zazaca ve Türkçe olarak açıklama yapıldı. Açıklamada konuşan Narlıdere Dersimliler Derneği yöneticisi Hüseyin Alpar, 1937-38 katliamının Dersim tarihindeki en kanlı ve trajik dönemlerin başında geldiğini söyledi.
“KARA PROPAGANDALARLA SOYKIRIM PERDELENMEK İSTENDİ
4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla on binlerle ifade edilen askeri gücün ve uçak filolarının Dersim’e doğru harekete geçtiğini söyleyen Alpar, yaşanan katliam nedeniyle 4 Mayıs’ın “Roza Şaye” ilan edildiğini söyledi. Katliamın ardından yaşananların dile getirilmesinin yasaklandığını, yalan ve dezenformasyonlarla hakikatin gizlendiğini söyleyen Alpar, “Eşkiyalık ve isyan vardı” gibi kara propagandalarla soykırımın perdelenmek istendiğini kaydetti. Dersim’in 1907-1938 yılları arasında 13 sefere maruz kaldığını belirten Alpar, cenazelerin kurda kuşa yem edildiğini ve insanların sürgünlere gönderildiğini söyledi.
“İTTİHATÇI VE TEK TİPÇİ POLİTİKALAR KANA BULAMAYA DEVAM EDİYOR”
İttihatçı ve tek tipçi politikaların bu toprakları kana bulamaya devam ettiğini de belirten Alpar, şunları kaydetti:
“Bu politikalar günümüzde bütün ülkeyi adeta felaketin eşiğine sürüklemiştir. Kürt karşıtlığı üzerine oturtulan politikalar terk edilmeli, diyalog ve barışın önü açılmalıdır. Toplumsal barış, toplumsal mutabakat ile mümkündür. Bütün talebimiz kendi toplumsal gerçekliğimizle insani değer ve kimliğimizle ortak vatanda özgürlükçü ve eşitlikçi bir yaşamdır. Roza şaye vesilesiyle bir kez daha tarih ile yüzleşme çağrısında bulunuyoruz ve diyoruz ki; öncelikle Dersim adı iade edilmeli, Seyit Rıza ve arkadaşlarının cenazeleri halkımıza teslim edilmeli ve Dersim’e nakline engel olunmamalıdır. Bundan sonra ise dünyadaki diğer örneklerden hareketle bir yüzleşme gerçekleştirilmelidir. Acımız bakidir ve yitirdiğimiz canlarımızı unutmadık, unutmayacağız. İttihatçı zalimler ve ardılları insanlığın vicdanında ebediyen mahkum kalacaklardır.”
Katliamda yaşamını yitirenlerin anısına sahip çıkma çağrısında bulunan Alpar, herkesi her yıl yapılan Munzur Festivali’ne de sahip çıkmaya davet etti.
Açıklamanın ardından yurttaşlara lokma dağıtıldı.
Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.