PİRHA- İzmir Dersim Dernekleri, Dersim’in doğal, insani ve kültürel değerlerine yönelik politik saldırılara ve tahribatların hız kesmeden devam ettiğine dikkat çekerek, Dersimliler ve dostlarını bu saldırılara karşı durmaya çağırdı.
İzmir Dersim Dernekleri son dönemlerde hız kazanan siyanürle maden aramaları, inanç mekanlarına iş makineleri ile müdahaleler, ekosistemin tahrip edilmesi, avcılık ve dağ keçilerinin toplu ölümlerine ilişkin Karşıya İskele’de basın açıklaması yaptı.
İktidarın bu yıkım politikalarına karşı gelişen itirazları ve eylemleri dikkate almayarak şirketlerin ülke çapında yol açtığı bu tahribatların yolunu açmakta olduğuna değinilen açıklamada, bu müdahalelere son verilerek maden ruhsatları ve baraj projelerinin bir daha gündeme gelmeyecek şekilde iptal edilmesi çağrısında bulunuldu.
“TALANA KARŞI İTİRAZ VE DİRENİŞLER BASTIRILMAK İSTENİYOR”
Açıklamayı okuyan Hüseyin Ozan, ülke genelinde talan zihniyeti ve politikaların yıkıma yol açmadığı neredeyse tek bir alan kalmadığını belirtti. Ege, Akdeniz ve Marmara’nın sahillerinin ranta kurban edilerek betonlaştırıldığını, ormanlar tahripleri ile neredeyse tüm nehir ve derelerin barajlarla katledildiğine ve insanlığın kadim miraslarından olan Hasankeyf sular altına gömüldüğüne işaret etti.
Ozan, enerji, madencilik, ulaşım ve birçok alanda çıkarılan yasalarla ülkenin kar hırsıyla gözü dönmüş yerli ve yabancı şirketlerin talanına teslim edildiğine vurguda bulunarak, şöyle devam etti:
“Bu projelerle yaşam alanları tahribata uğrayan yerel sakinlerin görüş ve rızaları alınmadığı gibi itiraz ve direnişleri ise çoğu zaman kolluk güçleriyle bastırılma yoluna gidilmiştir. Enerji, madencilik ve diğer birçok alanda ekosistemi yıkıma uğratan yol ve yöntemlerle çalışmakta olan şirketler, yerel sakinlerin hukuki mücadeleleri sonucunda mahkemelerce verilen iptal ve durdurma hükümlerini dahi dikkate almamakta, gözü kara bir biçimde faaliyetlerini sürdürmekte ve hiçbir yaptırımla karşılaşmamaktadırlar. Yaşam alanları yıkıma uğratılan insanlarımızın itirazları niçin görmezden gelinmekte, meşru ve demokratik eylemlilikleri niçin cezai yaptırımlara maruz bırakılmaktadır?”
“DAĞ KEÇİLERİNİN KATLEDİLMESİNİ LANETLİYORUZ”
Hüseyin Ozan, Dersim’de de ekosistemi tahrip etmekte olan çeşitli projeler yürütüldüğünü ve bölgede 150 kadar maden işletme ruhsatı verildiği bilgisini paylaştı.
Dersim’de son günlerde artan avcılık faaliyetleri ve dağ keçilerinin toplu ölümleri hatırlatan Ozan, şunları belirtti:
“Öncelikle dağ keçilerinin üç-beş kuruş uğruna katledilmesi için açılan ihaleleri protesto ediyor, yaban hayvanlarını katlederek spor yaptığını iddia eden katil avcıları ve aynı fiili gerçekleştiren, av için gelenlere rehberlik eden yerel unsurları da lanetliyoruz. Dağ keçilerinin toplu ölümleri acı vericidir ve her yıl neredeyse düzenli biçimde ormanlarımızın yakılmasıyla ortaya çıkan doğa yıkımından bağımsız değildir.”
İnanç mekanı ve birinci derecede sit alanı olan Munzur gözelerine rıza göstermemesini rağmen iş makinalarıyla bu alana girilmesini kınayan Ozan, “Gerek Munzur, gerekse Pülümür vadilerimizde gözle görülür bir tahribat ve kirlilik gerçekleşmektedir. Son yıllarda, ilimizin her iki vadisi başta olmak üzere birçok doğal güzelliği ziyaretçi akınına uğramaktadır. İlin ekonomisi açısından yararlı görülmekte olan bu ziyaretler yol açtığı kirlilik boyutuyla endişe ve rahatsızlığa yol açmaya başlamıştır. Buradan hem ilimizin sakinlerine hem de bu güzel doğadan nasiplenmek için ilimize gelen ziyaretçilere çağrıda bulunuyor, doğa tahribatı ve kirlilik konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
“TALAN PROJELERİNDEN VAZGEÇİLSİN”
Son olarak Çemişgezek ilçesindeki Merekler-Sekatır- Kıraçlar mıntıkasında mera alanlarında ruhsatı dahi olmadığı ortaya çıkan Gökalp Maden adlı bir şirket iş makinalarıyla bu alanda çalışma yapmasının kabul edilemeyeceğin altını çizen Hüseyin Ozan, Dersim üzerindeki talan projelerinden vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Açıklamaya Ege Çevre Derneği de destek verdi.
PİRHA/ İZMİR
Yoruma kapalı.