PİRHA- Dersim İnşa Kongresi ve Winterthur Alevi Kültür Merkezi öncülüğünde düzenlenen panelde Seyit Rıza ve arkadaşları anıldı.
Dersim’de 84 yıl önce idam edilen Seyit Rıza, oğlu ve arkadaşları anılıyor. Bundan tam 84 yıl önce Dersim’in önde gelenleri, seyitleri, Seyit Rıza, Wusênê Seydi, Aliye Mirzê Sili, Hesen Ağa, Findik Ağa, Resik Uşen ve Hesenê Ivraimê, Ankara’dan özel görevle gönderilen İhsan Sabri Çağlayangil’in denetiminde yapılan göstermelik mahkeme neticesinde Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edildi.
Seyit Rıza ve arkadaşlarının katledilişinin 84’üncü yıldönümünde İsviçre’de Dersim İnşa Kongresi (DİK)ve Winterthur Alevi Kültür Merkezi (WAKM) öncülüğünde panel düzenlendi.
Panelde, Seyit Rıza ve soykırımda katledilenlere ait fotoğrafların asıldığı panele, Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Yalçın Çakmak ve Central Europan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yektan Türkyılmaz’ın panelist olarak katıldı.
“DERSİM’DE KÜRTLÜK VE KIZILBAŞLIK İLE HESAPLAŞMAK İSTENDİ”
Akademisyen Yalçın Çakmak, ‘Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Dersim’de Kızılbaşlık’ başlıklı bir sunum yaptı.
Osmanlı devletinin sürekli Dersim’i baskı altında tutulması gereken bir yer olarak gördüğünü belirten Çakmak, Osmanlı’nın Dersim ve aşiretlerle ilgili her zaman raporlar tuttuğunu, bu raporlar doğrultusunda oluşturduğu politikalarla aşiretler arası bölünmelere yol açarak kendi açısından başarılı olduğunu vurguladı.
Çakmak, gerek Osmanlı devletinin, gerek kurulan Cumhuriyetin Kürt-Kızılbaş ve Dersimliler ilgili her dönem belge ve rapor tuttuğunu, bunun çok verili şekilde devlet arşivlerinde yer aldığını, bu nedenle devletin bu konuda çok bilgili olduğunu aktararak, ‘Dersim’e sefer olur zafer olmaz’ sözünün de bu raporların sonucu olarak Osmanlı ve Cumhuriyet’in kendi söyleminde açığa çıktığını kaydetti.
Dersim’in bir çıban olarak sökülüp atılmasının planının Osmanlı’dan beri gelen bir söylem olduğunu aktaran Çakmak, bu hesaplaşmanın sadece Atatürk ve Kemalist rejimin değil aynı zamanda Osmanlı’nın hesaplaşması olduğunu belirtti. Bu anlamda Osmanlı ile bir kopuş olduğunun düşünmediğini söyleyen Çakmak, Dersim’le olan Kürt ve Kızılbaş ile hesaplaşmanın bu yönlü olduğunu belirtti.
“SOYKIRIM, SADECE ÖLDÜRMEK ÜZERİNE KURULU BİR EYLEM DEĞİLDİR”
Kısa bir sinevizyon gösterimden sonra konuşan Akademisyen Yektan Türkyılmaz, kendisinin ağırlıkta Ermeni soykırımı üzerine çalışma yaptığını belirterek, Dersim’de yaşananların tam olarak soykırım olduğunun altını çizdi. Türkyılmaz, Ermeni Soykırımı ile yaptığı karşılaştırmada; Dersim Soykırımı’nın Ermeni soykırımından farklı olarak zamana yayılarak adım adım planlanmış olduğunun altını çizdi.
‘Soykırım bir tek öldürmek üzerine kurulu bir eylem değildir’ diyen Türkyılmaz, “Dersim Soykırımı bir tek öldürmek üzerine planlanmamıştı. Onu tarif etmek ve yeniden şekillendirmek soykırımcıların çok önemli bir arzusuydu. Yeni bir Dersim oluşturmak istedikleri için eğitim önemli bir araç haline getirildi. Örneğin sürekli Dersim’in sınav benzeri konularda birinci çıkartması da bu soykırımın bir ürünüdür. Dersimlinin anadilini bir kenara atarak, güzel Türkçe konuşması da buna bir örnektir. Eğitim kurumlarının yeniden bir Dersimli tarifi için özellikle kullanıldı” şeklinde konuştu.
Panelden sonra müzisyen Mehmet Durna’nın klamlarıyla anma son buldu.
PİRHA/İSVİÇRE
Yoruma kapalı.