Alevi Haber Ajansi

İsveç’te her inanç, devlet tarafından destekleniyorken Türkiye’de yok sayılıyor-VİDEO

PİRHA- Türkiye’de Alevilere yönelik yürütülen asimilasyon politikalarını eleştiren Götenborg Alevi Derneği Eş Başkanı Melek Şakar, “Hiçbir İsveç yönetiminde bir imam, bir kilise görevlisi, gidip insanların inançlarına müdahale etmiyor. İsveç’te kilisenin, toplum üzerinde dayatmasını göremezsiniz. Bizler ise Türkiye’de inkarın inkarını yaşıyoruz” dedi.

İsveç Götenborg Alevi Derneği Eş Başkanı Melek Şakar, Alevilerin Türkiye’de yaşadıkları sorunlara değindi. “Aleviliği mi konuşalım? Alevileri mi konuşalım?” gibi tartışmaların Alevileri ayrıştırdığını belirten Şakar, Bütün Alevi kurumların ortak hareket etmesi gerektiğini savundu.

Melek Şakar ayrıca Türkiye’de hala Aleviliğin yasal olarak tanınmamasını işaret ederek, İsveç’te yönetimin, bütün inançlara eşit şekilde destek verdiğini söyledi. Şakar, İsveç’te devlet, inançları bir tehlike olarak değil, bir zenginlik olarak görmekte” diye de ekledi.

Türkiye’de İslamiyet’in devlet tarafından dayatılmasının Alevi toplumunca kabul edilemeyeceğinin önemine vurgu yapan Şakar, İsveç’te yasalar çerçevesinde herkesin eşit bir şekilde inancını yaşadığını söyledi.

“ALEVİLERİN ÖRGÜTLÜ OLMASI İNANÇLARININ TANINMASINI SAĞLADI”

Alevilerin örgütlenmesi sonucunda İsveç’te inançlarının devlet tarafından tanındığını ifade eden Şakar, “İsveç Alevi Federasyonu çatısı altında Alevilerin bir örgütlülüğü var, dernekleri var. Derneklerin içerisinde yer alan Aleviler İsveç eğitim kurumlarında, eğitim müfredatında yer alıyor. 2008’de Alevilik İsveç’te bir inanç olarak kabul edildi. Türkiye ile İsveç’i kıyasladığımız zaman Aleviler ülkemizde ne tanınıyor ne de hukuksal olarak bir zemine oturtulmamış. Yaşadığımız ülkede bunu hayata geçirmek bir kazanımdır açıkçası. Bu da örgütlülüğün vermiş olduğu bir kazanım” diye konuştu.

“İNANÇLARA ZENGİNLİK OLARAK BAKILIYOR”

İsveç’teki Alevilerin coğrafyadan dolayı dağınık olmasına rağmen örgütlediklerini söyleyen Şakar, “Tarihsel özümüzü ve sürecimizi iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü yaşamış olduğumuz coğrafya katliamlara uğramış, ezilmiş bir kesim. Biz de buradan yola çıkarak örgütlülüğümüzü sağlamaya çalışıyoruz. Yaşadığımız ülkenin bize sunmuş olduğu demokratik çerçevedeki haklarımızı hayata geçirmenin koşullarını sağladık. Bize sunulan bu haklar devlet tarafından destekleniyor ama bu destekler müdahale etmenin dışında devlet, bizlere kültürel anlamda, inanç anlamında bir zenginlik olarak bakıyor. Bize inancımızın korunması, taşınması gerektiği noktasında ön ayak oluyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE BİR DAYATMA VAR”

Türkiye’de Alevilerin, eşit yurttaşlık hakkını talep etmesi durumunda katliamlarla karşılaştıklarını, inkâr edildiklerinin altını çizen Şakar, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “İsveç’e baktığımız zaman dinler bir araştırma niteliğinde ele alınıyor. Bir bilgi, tarih, çözümleme olarak öğretiliyor. Bunu öğrencilere inandırma olarak dayatmıyor. Türkiye’ye baktığımızda tam aksine insanlara dayatmak, şekillendirmek ve kendine göre bir eğitim sistematiğini oluşturmaktır. Hiçbir İsveç yönetiminde bir imam bir kilise görevlisi gidip insanların inançlarına dahil olmuyor, müdahale etmiyor. İsveç’te kilisenin herhangi bir işlevini, kilisenin toplum üzerindeki dayatmasını göremiyorsun. Birçok inanca sahip insanlar vardır İsveç’te. Yasal ve hukuksal bütün güvenceler sağlanıyor. Bu haklar dışında inançlarını sürdürmek için yönetim bütçe bile sağlıyor ve eşit bir şekilde de bunu dağıtıyor.”

“TARAF DEĞİL ALTERNATİF OLMASI GEREKİYOR”

Şakar, son 20 yılda artan asimilasyon politikalarına karşı Alevi örgütlenmesinin daha planlı ve mücadeleci olması gerektiğini söyleyerek şunları vurguladı:

“Bunlar karşısında Alevi inancının dayanışma, örgütlenme ve çevresindeki bütün demokratik kurumlarda kendini göstermesi gerekiyor. Taraf değil alternatif arayışı içerisinde olması gerekiyor. Türkiye’deki ve Avrupa’daki Alevi örgütlerinin birlikte hareket etmesi gerekiyor. Bizler Aleviliği mi konuşalım, Alevileri mi konuşalım gibi tartışmalar Alevileri eritiyor. Geçmişte adını bilmediğimiz ayrımcılığı, asimilasyonun adını bu örgütlülük içerisinde öğrendim. Bu örgütlülük içerisinde öğrendik, öğrettik, tamamladık.”

Kamber YILDIZ/MALATYA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak