PİRHA – İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü son sınıf öğrencisi Songül Halisdemir, öğrencilerin sorunlarını değerlendirerek Türkiye’de tekleştirilmiş ve ezberci bir eğitim sistemi olduğunu ve bu sistemde öğrencilerin var olan yeteneklerinin yok sayıldığını vurguladı.
Haberin Videosu
Songül Halisdemir İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü son sınıf öğrencisi. Hep edebiyat okumak istemiş Halisdemir ancak öğretmenlerinin edebiyatın Türkiye koşullarında atamasının yüksek olmadığı, coğrafyanın atamasının daha fazla olduğu şeklindeki yönlendirmeleriyle coğrafya okumaya karar vermiş. Yıllar geçtikçe eğitim sistemiyle birlikte coğrafya bölümünün atamalarının da düştüğünü belirten Halisdemir, şöyle devam ediyor: Eğitim sisteminin değişmesi, çökmesiyle birlikte bizim kendi alanımız da daraldı. Eskiden atamalar daha iyiyken şu anda daha düşük seviyede oluyor.
“BİR KİMLİĞİMİZ YOK”
Halisdemir’e göre coğrafya öğrencilerinin en büyük sorunu coğrafyacı kimliğiyle TBMM’de tanınmaması. “Bir tarihçinin kimliği varken ya da bir edebiyatçının kimliği varken coğrafya bölümü okuyan birinin TBMM’de kimliği yok” diyen Halisdemir, bununla ilgili imza kampanyaları başlatıldığını ancak çok yararlı olmadığını da ekliyor.
“ÖNÜMÜ GÖREMİYORUM, GELECEĞİMDEN ENDİŞELİYİM”
Halisdemir, mezun olduktan sonra Türkiye koşullarında öğretmenlik yapabilmesi için gerekenleri şöyle anlattı:
“İki dönemlik bir formasyon almam gerekiyor. Tabi bu da yine eğitim sisteminde olduğu gibi ücretli. Formasyondan sonra da KPSS’ye hazırlanacağım. Belli bir puan almam gerekiyor atanmam için. Atanırsam devlet memuru olarak görev yapacağım.”
Ancak atanamaması durumunda dershanelerde özelde çalışmayı düşündüğünü söyleyen Halisdemir, bunun kendisine getirisinin ne olduğunu bilmediğini vurgulayarak “Önümü göremiyorum. Bölümden mezun olacağım ama ‘Bana şöyle bir iş olanağı sunuldu’ diyemiyorum. O yüzden endişeliyim. Türkiye’de yaşayan bir genç kadın olarak ben geleceğimden endişeliyim” dedi.
“SADECE DERSLERLE UĞRAŞMIYORUZ, HAYAT MÜCADELESİ VERİYORUZ”
Öğrencilerin işlerinin sadece öğrencilik olmadığını aynı zamanda yaşam mücadelesi verdiklerini kaydeden Songül Halisdemir, “Eğitim sisteminin ve okuldaki hocaların anlayamadığı bir şey var; bir üniversite öğrencisi sadece derslerle ilgilenmiyor. Yani çalışanlar var, evine bakmak zorunda olanlar var, aileden bir destek göremeyen insanlar var. Öğrencilik sadece pastanın çok küçük bir dilimini kapsıyor. Ondan kaynaklı bir öğrencinin başarısız olması normaldir. Eğitim sistemi sorgulanmalı yani. Biz sadece derslerle uğraşmıyoruz, hayat mücadelesi veriyoruz” şeklinde konuştu.
“TEKLEŞTİRİLMİŞ BİR EĞİTİM SİSTEMİ VAR”
Küçük yaştan itibaren eğitim sisteminin ezberci mantığına maruz kaldığını belirten Halisdemir, “Türkiye’de çok farklı meslek dalından insanlar çıkabileceğini ancak öğrencilere böyle imkanlar tanınmadığını, onların yeteneklerinin gözardı edildiğini vurguladı. Halisdemir, “Sadece tekleştirilmiş bir eğitim sistemi var ve sen doğduğun andan itibaren bazı şeylere itiliyorsun ve bunu yapmak artık normalleştirilmiş.”
“TEK TİP ÖĞRENCİ MODELİ YARATILMIŞ BİR OKULA DÖNÜŞTÜ”
Türkiye’de OHAL’in etkilerini hayatının her alanında hissettiğine dikkat çeken Songül Halisdemir, “Okuldan direk örnek vereyim. Ben bundan 5 sene önce İstanbul Üniversitesi öğrencisi olduğum zaman o okul daha modern bir okuldu. Eğitime, bilime daha açık, daha farklı görüşlere sahip okulken şu anda tekleştirilmiş. Tek tip öğrenci modeli yaratılmış bir okula dönüştü. 5. Yılın sonunda bunları gözlemledim. Mesela korku çok beşeri bir duygudur, yalnız bunu insanlara fazlasıyla öğrettiler” şeklinde ifade etti.
“BİRAN ÖNCE OKULU BİTİRİP GİTMEK İSTİYORUM”
Okulda eskiye nazaran daha çok baskı olduğunu, öğrencilerin çoğunun sindirilmiş olduğunu söyleyen Halisdemir, “Bir öğrenci olarak biran önce okulumu bitirip gitmeyi istiyorum. Çünkü fazlasıyla sindirilmiş bir kesim görüyorum. Öğrenciler istedikleri gibi kendilerini ifade edemiyorlar. Normalde üniversitenin açılımı farklı görüşlerden olan, farklı görüşü kapsayan mekan anlamındadır. Ama bunu eğitim sistemindeki farklı uygulamalarla unutturdular insanlara” dedi.
“SEÇME HAKKIM OLSAYDI OHAL’İ YAŞAMAK İSTEMEZDİM”
“Seçme hakkım olsaydı OHAL’i yaşamak istemezdim” diyen Songül Halisdemir, kendinden sonraki nesillere daha güzel bir ortam bırakmayı istediğini vurguladı.
İsmet SEFER-Suay ABAK
İSTANBUL
Yoruma kapalı.