PİRHA-“Pandeminin Türkiye’deki Merkez Üssü İstanbul’da Son Durum” başlıklı bir basın toplantısı düzenleyen İstanbul Tabip Odası, ikinci yılını doldurmak üzere olduğumuz Covid-19 pandemisinin en başından beri kontrol edilemediğini söyledi. İTO, “Salgın neredeyse kendi doğal seyrine bırakılmış durumda yayılmaya ve öldürmeye devam ediyor” dedi.
İstanbul Tabip Odası (İTO) Cağaloğlu’ndaki binasında “Pandeminin Türkiye’deki Merkez Üssü İstanbul’da Son Durum” başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Salgının en başından beri kontrol edilemediğini belirten İstanbul Tabip Odası, açıklamasında “Meslektaşlarımız artan iş ve hastalık yükü altında güvensiz çalışma ortamı nedeniyle tükeniyor. Sağlık çalışanları korunmaktan öte hasta hasta çalışmak zorunda kalıyor. En başından beri kontrol edilemeyen salgın neredeyse kendi doğal seyrine bırakılmış durumda yayılmaya ve öldürmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Açıklamayı İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç yaparken, Covid-19 pandemisinin ikinci yılını doldurmak üzere olduğumuz bugünlerde salgının seyrine ilişkin tespitlerde bulunuldu. İTO tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
“HASTANELER DOLUYOR, SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENİYOR”
“Hastaneler doluyor, sağlık çalışanları tükeniyor. Covid-19 pandemisinin ikinci yılını doldurmak üzere olduğumuz şu günlerde Omicron varyantının oluşturduğu yeni dalga adeta bir tsunami gibi dünyayı ve ülkemizi etkisi altına almıştır. Gerek Omicron varyantının artmış bulaşıcılık özelliği gerek kısıtlamaların azaltılması gerekse de kuzey yarım kürede kış döneminin etkisiyle ülkemizde ve dünyada genelinde olgu sayılarında yeniden artış gözleniyor. Birçok ülkede vaka sayıları rekor üzerine rekor kırarken, Türkiye’de resmi verilere göre test kısıtlamasına rağmen günlük vaka sayısı üç haftadır 60 binin üzerinde, test pozitiflik oranı da vaka sayılarına paralel şekilde üç haftadır yüzde 15’in üzerinde seyretmektedir.
Yine resmi verilere göre her gün 150 ile 200 arasında yani bir uçak dolusu insanımızı kaybediyoruz. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da itiraf ettiği gibi İstanbul pandeminin merkez üssü haline gelmiş durumda. Haftalık vaka sayısı pandeminin başından itibaren en yüksek sayıya ulaşan İstanbul’da yüz binde 1571 olarak açıklandı. Hastanelerde Covid servisleri ve yoğun bakımları doluyor, yenileri açılıyor.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI HASTA HASTA ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYOR”
Meslektaşlarımız artan iş ve hastalık yükü altında güvensiz çalışma ortamı nedeniyle tükeniyor. Sağlık çalışanları korunmaktan öte hasta hasta çalışmak zorunda kalıyor. En başından beri kontrol edilemeyen salgın neredeyse kendi doğal seyrine bırakılmış durumda yayılmaya ve öldürmeye devam ediyor. Semptomu olmayan temaslılara test yapılmaması, izolasyon ve karantinanın tamamen kaldırılması veya sürelerinin kısaltılması, aşısız veya eksik aşılı kişilerin test yaptırmadan kapalı alanlara girişi ve seyahatiyle ilgili kısıtlamaların kaldırılması hastalığın yayılmasını hızlandırıyor.
Yarıyıl tatili için yurdun dört bir yanına yayılan İstanbullular ile hastalığın daha da yaygınlaşması beklenmelidir. Herkesin hastalığı geçirmesi sonucu toplumsal bağışıklığın kazanılacağı beklentisinin bedeli daha fazla insan ölümü olacaktır. Omicron varyantının bir önceki Delta varyantına göre daha hafif atlatıldığı yönünde veriler olsa da özellikle hastalığı geçirmeyen, aşısız ve hatırlatma dozu yapılmayanlar dahil eksik aşılılar da oldukça ölümcül olabileceğini gösteren çalışmalar da bulunmaktadır.
“DELTA VARYANTI HALA DOLAŞIMDA”
Bunun yanında Delta varyantı hala dolaşımdadır. Kronik hastalığı bulunan veya ileri yaştaki kişilerin hem Delta hem de Omicron varyantına karşı kırılgan olduğu aşının yüzde yüz koruyucu olmadığı bilinmektedir. Diğer kişiler hastalığı hafif geçirse bile hastalığı daha ağır geçiren daha fazla sayıda hastaneye yatan, daha fazla ölen bu dezavantajlı gruptaki kişilere bulaşmasına neden olmaktadır.
“ATAMA BEKLEYEN SAĞLIK ÇALIŞANLARI DERHAL ATANMALIDIR”
Omicron sürecinde sağlık çalışanlarınım korunmasıyla ilgili önerdiğimiz düzenlemeler şunlardır:
Sağlık çalışanı ölümlerinde de aşısız ve eksik aşılı sağlık çalışanları göze çarpmaktadır. Yasal düzenlemeler de kullanılarak, tüm sağlık çalışanlarının Covid-19’a karşı zorunlu olarak tam aşılı olması sağlanmalıdır. Riskli alanlarda çalışan sağlık çalışanlarına FFP2, FFP3, N95 benzeri ve üzeri koruyuculuğu olan maskeler parasız şekilde sağlanmalıdır. Atama bekleyen, ataması yapılmayan, kamu görevlerine hukuksuzca son verilen sağlık çalışanlarının ataması derhal yapılmalıdır. İzolasyondaki sağlık çalışanlarından yedinci günün sonunda hala hastalık belirtisi olanlarda izolasyon uzatılmalıdır. Eğer kişinin belirtisi yoksa mevcut izolasyon kuralları uygulanmalıdır.
“RİSKLİ DURUMLARI OLANLARA KIŞ AYI BOYUNCA ÜCRETLİ İZİN VERİLMELİDİR”
Toplum için önerilerimiz:
Vakaların saptanabilmesi için PCR testinin yanında hızlı antijen testi yaygın olarak kullanılmalıdır. Hızlı antijen testi ve PCR testi ile saptanan vakalarda önlemler alınarak, izolasyon uygulanmalıdır. Kapalı ve kalabalık ortamlarda çalışanlar için aşı zorunluluğu getirilmelidir. Aşı kartı uygulaması ile aşısız veya eksik aşılıların kalabalık ortamlara girişine izin verilmemelidir. 5-11 yaş aralığındaki çocuklar için aşılama başlatılmalıdır. Bağışıklık yetmezliği, kronik hastalık gibi riskli durumları olan tüm çalışanlara risk durumlarına göre tüm kış ayı boyunca ücretli izin verilmelidir. Maske kullanılması, zorunlu olmadıkça kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunulmaması, kapalı alanların havalandırılması sağlanmalıdır.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.