PİRHA-Adana’da yaşayan İranlı Mimar Galavizh Ayoubi Amirabad evli olduğu erkek Zülküf Coşkun tarafından 2 yıl sistematik şiddete uğradı. Son şiddet görüntülerinin sosyal medyada paylaşılması üzerine erkek tutuklandı. Yaşanan şiddet olayının ardından açılan davanın ilk duruşması 18 Mayıs Salı günü Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Duruşma öncesi PİRHA’ya konuşan Amirabad ve kızı, “Burada insan gibi yaşamak istiyoruz” derken, avukat Tuba Torun ise “İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansa bu tür şiddet olayları yaşanmaz” dedi.
Adana’nın Yüreğir ilçesinde yaşayan İranlı Mimar Galavizh Ayoubi Amirabad ve kızı, evli olduğu erkek Zülküf Coşkun’un 2 yıl boyunca sistematik şiddetine maruz kaldı.
14 Nisan’da Amirabad’ın şiddet gördüğü ana ait bir görüntü sosyal medyada paylaşıldı. Daha önce de defalarca şiddet uygulayan Zülküf Coşkun, şiddetin sosyal medyaya yansıması nedeniyle gelen tepkiler üzerine gözaltına alınıp tutuklandı.
Çıkarıldığı mahkemece ‘Kasten yaralama’ suçundan tutuklanan Coşkun, sosyal medyada tepkilere neden olan şiddet görüntüsünde ‘3-5 ay yatar çıkarım, hiçbir şey olmaz’ sözleriyle dikkat çekmişti.
Yaşanan şiddetin ardından açılan davanın ilk duruşması 18 Mayıs Salı günü saat 12.00’de Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Asıl mesleği mimarlık olan Amirabad, mimarlık mesleğinin yanı sıra birçok alanda uluslararası çalışmalar yapmış, projeler üretmiş, kitaplar yazmış, spor alanında ödüller almış bir kadın. Dünya çapında yapılan IQ yarışmasında ikinciliği de olan Amirabad 6 dil biliyor.
Amirabad, 2003 yılında kadın hakları mücadelesi içerisinde yer alırken katıldığı eylemler gerekçe gösterilerek İran’da tutuklandı. İdam cezasıyla yargılanan Amirabad, 2015 yılında cezasının kesinleşmesi üzerine Türkiye’ye kaçtı. 2017 yılında ise şiddet faili Zülküf Coşkun’la tanışarak evlendi. Evliliğin ardından Amirabad hamile kalmasıyla birlikte şiddete uğramaya başladı. Zülküf Coşkun tarafından 2 yıldır sistematik olarak her türlü şiddete maruz kaldıklarını söyleyen Galavizh Ayoubi Amirabad ve kızı Arshin Fozi Jookendan yaşadıklarını PİRHA’ya anlattı.
“SOSYAL MEDYAYA YANSIYAN OLAY YENİ DEĞİL, BİZ İKİ SENEDİR ŞİDDET GÖRÜYORUZ”
Amirabad’ın kızı Arshin Fozi Jookendan annesi, kendisi ve 2 yaşındaki küçük kardeşi ile birlikte şiddet gördüklerini belirterek şunları aktardı:
“Ben, annem ve 2 yaşındaki küçük kardeşim birlikte yaşıyoruz. Bu son olaydan önce üvey babam da arada bir gelip gidiyordu. Üvey babam evi terk ediyordu aylar sonra sarhoş bir şekilde gelip bizim bütün paramızı alıyordu ve bize şiddet uygulayıp tekrar gidiyordu. Sosyal medyaya yansıyan olay yeni değil. Biz bunu iki senedir yaşıyoruz.”
“BİZE SAHİP ÇIKACAK KİMSEMİZ YOK”
2015 yılında annesi ile birlikte İran’dan Türkiye’ye kaçarak geldiklerini söyleyen Jookendan sözlerine şu şekilde devam etti:
“İran’da annem kadın haklarını savunan eylemlere katıldığı için idam cezasına çarptırıldı. Biz de 2015 yılında kaçıp Türkiye’ye geldik, yerleştik. Bize sahip çıkacak akrabamız yok. Annemin annesi, annem 6 yaşındayken ölmüş. Babası da doktordu ancak o da İran’da bir muhalifi tedavi ettiği için idam cezasına çarptırıldı ve idam edildi. O yüzden kimsemiz yok. Annem İran’da yaşarken başarılı bir mimardı ve oradaki okullarda eğitim veriyordu, öğretmenlik yapıyordu. Aynı zamanda annem İran’ın ilk kadın kâşifi, o işlerle uğraşıyordu. Annem buraya geldikten sonra tercümanlık yaptı bir süre. Ders veriyordu ayrıca.”
“BAHÇEYE MEZAR KAZDI, ANNEMİ ÖLDÜRÜP ORAYA GÖMECEĞİNİ SÖYLEDİ”
Kendilerine şiddet uygulayan Zülküf Coşkun ile annesinin 2017 yılında tanıştığını ve son iki yıldır sistematik şiddete maruz kaldıklarını ifade eden Jookendan şunları dile getirdi:
“Bu kişinin de güzellik salonu var. Annem arkadaşları aracılığı ile bu adamla tanışmış. Başlarda çok iyi birisiydi, annemi evliliğe ikna etti. Annem bu adama bütün parasını verdi. Onun iş sahibi olmasını sağladı. Güzellik salonunun borçlarını ödedi. Annem hamile kaldığı günden bu yana şiddet görmeye başladık. Başlarda alkol de kullanmıyordu, sonradan alkol de kullanmaya başladı. Daha sonra evi terk etmeye başladı. Gidiyordu aylar sonra geliyordu. Para alıp, şiddet uygulayıp tekrar gidiyordu. Annem boşanmak istedi ama o istemedi. Birkaç ay önce evimizin bahçesine bir mezar kazıp yine bize şiddet uyguladı. Annemi öldürüp oraya gömeceğini söyledi. Komşular müdahale ettiler ve annem öyle kurtuldu. Yoksa o gün annemi öldürecekti. Biz şikâyetçi olduk ancak daha sonra annemi 2 yaşındaki kardeşimi elinden almakla tehdit etti. Annem de şikâyetini geri çekti. ‘Senin burada kimsen yok, bu çocuğu sana vermezler, göstermem bir daha’ dedi.”
“BURADA KENDİ HALİMİZDE, İNSAN GİBİ YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Zülküf Coşkun’un, annesinin çalışmasına izin vermediğini, bu yüzden annesinin şu an işsiz olduğunu ve maddi sıkıntılar yaşadıklarını belirten Jookendan şunları aktardı:
“Ben çalışıyordum eve para getiriyordum ancak son yaşanan olaydan sonra ben de çalışamıyorum. Son yaşadığımız olayda üvey babam kaç aydır eve gelmiyordu. Biz komşuya yemek yemeye gitmiştik. Maddi durumumuz iyi olmadığı için komşular yardımcı oluyor, yemeğe çağırıyorlar. O gün üvey babam eve gelmiş bizi bulamayınca komşuları tek tek gezmiş. Bizim olduğumuz eve gelince bizi gördü ve direkt bize saldırmaya başladı. Annemi çok kötü dövdü. Annemin eli yüzü kan içerisinde kaldı, eli kırıldı. Komşular müdahale edemedi çünkü hem tehdit etti hem de saldırdı onlara da. Bir komşumuz bu yaşananları videoya çekip sosyal medyada paylaşmış. Bu da tepki toplayınca üvey babamı tutukladılar. Ayın 18’inde (18 Mayıs) mahkememiz var. Herkesin sesimizi duymasını istiyoruz. Biz buraya kaçıp geldik. Burada kendi halimizde, insan gibi yaşamak istiyoruz.”
AV. TUBA TORUN: SIĞINMACI KADINLARLA İLGİLİ ÖZEL DÜZENLEMELER YAPILMALI
‘Kadın cinayetlerini durduracağız platformu’ avukatlarından Tuba Torun da söz konusu davayı PİRHA’ya değerlendirdi. İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulandığı takdirde kadına karşı yaşanan şiddetin önüne geçilebileceğini vurgulayan Torun şöyle devam etti:
“Bu adam bunu sistematik bir şekilde sürekli uygulayan birisi. ‘Eziyet’ suçuna da giriyor bu zaten. Bu kadın 2 yıldır sürekli şiddete maruz kalmış. ‘Eziyet’ suçundan tutuklanması gerekir bu adamın hukuken. Son yıllarda bunu savunuyoruz, söylüyoruz sürekli. Sistematik şiddet ‘eziyet’ suçuna girmelidir öyle yargılanmalıdır. Bu kişilere mutlaka tutuklama tedbiri uygulanmalıdır.”
Melis CİDDİOĞLU/PİRHA
Yoruma kapalı.