PİRHA – 2017’de yaşamını yitiren ve cenazesi PTT yoluyla ailesine gönderilen Agit İpek’in durumuna ilişkin İçişleri Bakanlığı’na soru önergesi veren HDP Milletvekili Alican Önlü, “Çatışmalarda yaşamını yitiren kişilerin ölü bedenlerine yapılan saldırılar, suç teşkil etmekle birlikte toplumun bir arada yaşama kültürüne zarar vererek kutuplaşmayı aşan fiili bir ayrışmayı da ortaya çıkarmaktadır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi Dersim Milletvekili Alican Önlü, Dersim’de 2017 yılında yaşanan çatışmada yaşamını yitiren HPG’li Agit İpek’in cenazesinin ailesine 3 yıl sonra PTT ile gönderilmesini meclis gündemine taşıdı.
Önlü, “Özelikle 1990’lı yıllarda yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren PKK’lilerin cenazelerine yapılan işkencelerin, cenazelerin tanınmaz hale getirilmesinin, parçalanmasının, panzer ya da zırhlı araçlar arkasına bağlanıp sürüklenmesinin günümüzde de hiçbir değişikliğe uğramadan sürdürüldüğünü görmekteyiz. Agit İpek’in cenazesine yapılan uygulamaların bütünü Türkiye’nin taraf olduğu Cenevre Sözleşmelerine ve İnsan Hakları Sözleşmelerine aykırıdır. Evrensel insan haklarına ve bireyin kendi onuruna doğrudan saldırı olan bu uygulamalar aynı zamanda toplumsal travmalara yol açmakta ve hiç bitmeyen nefret tohumlarını da geliştirmektedir” dedi.
Önlü, İçişleri Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:
- “Agit İpek’in cenazesinin kargo kutusunda ailesine verilmesi kararı hangi kurum, makam ya da kişiler tarafından alınmıştır?
- Evrensel insan haklarına ve bireyin kendi onuruna doğrudan saldırı olan bu uygulamaya ilişkin bakanlığınızın bilgisi var mıdır?
- Hayatını kaybeden birinin bedenine yönelik saldırı hem evrensel hukuk hem Türkiye’nin iç hukuku, hem de toplumun inanç değerleri açısından tartışmasız bir şekilde suç teşkil etmektedir. Bu saldırıyı yapanlara karşı soruşturma açılmış mıdır? Soruşturma açıldıysa hangi kapsamdadır?
- Geçtiğimiz günlerde ‘Etkisiz hale getirilen teröristlerin fotoğraflarını pek paylaşmayız ama ibret olsun diye bunların resimlerini paylaşacağız” diye bir açıklama yapmıştınız. Bu uygulamanın bu açıklamayla bir ilişkisi var mıdır?
- Çatışmalarda yaşamını yitiren kişilerin ölü bedenlerine yapılan saldırılar, suç teşkil etmekle birlikte toplumun bir arada yaşama kültürüne zarar vererek kutuplaşmayı aşan fiili bir ayrışmayı da ortaya çıkarmaktadır. Bu fiili ayrışma bilinçli bir politikanın ürünü müdür? Eğer öyleyse bu ayrıştırma politikası devletin hangi organlarında karara bağlanmıştır? Değilse bu suçun bireysel olarak yürütücüsü kimdir?
- ‘Çatışmada yaşamını yitirmiş kişi düşmandır ve cenazesine yapılacak her türlü muameleyi hak etmiştir’ düşüncesini normalleştirmek için mi bu uygulamaya gidilmiştir?”
HDP’li Pero Dündar, Ebru Günay, Dersim Dağ, Remziye Tosun, Hişyar Özsoy ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de aynı konuya ilişkin Meclis’e soru önergesi verdi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.