PİRHA-Turabi Baba Ocağı evladı İlhami Özkan, ziyaretlerin önemini anlattı. Çoğunlukla çocuğu olmayanların, felçli olanların ziyarete gelip mum yakıp, duasını ettiklerini söyleyen Özkan, inanç ve ritüellerin işleyişinin çok değiştiğini kaydetti. Özkan, “Eskiden insanlar ilk başta ziyaretlere gelirlerdi. Ama şu an önce doktorlara gidiyorlar çare bulamıyorlar en son ziyarete geliyor” dedi.
Alevilikte ocaklar çok önemli bir yere sahiptir. Aleviler, ocaklara daha da özel bir anlam yükleyerek tüm ilke ve esaslarını kural ve yöntemlerini ocak örgütlenmesi biçiminde geliştirmişlerdir. Ocaklar Aleviliğin kitleselleşmesi ve eğitimin kesintisiz uygulanması örgütsel ve inançsal denetimin sağlanması için çok önem arz etmektedir. Alevi ocaklarında her türlü ekonomik ve finansal dağıtım, paylaşım örgütlenir. Hukuksal denetim cemler vasıtasıyla yapılır. Çocukların eğitim ve gelişimi planlanır. Aile kurumu (Yol-Erkan hükümlerine göre musahiplik yöntemiyle)denetlenir. Ocaklar arası hiyerarşik iletişim sağlanır. Ortak erkanname doğrultusunda fikir alışverişi yapılır. Kısacası tüm toplumsal, kültürel, siyasal, ekonomik ve inançsal işleyiş ocaklar tarafından organize edilerek halka, liyakat ve eşitlik esasına dayanarak iletilir. Ocaklar Özyönetim mekanizmasının merkezi konumundadır.
Turabi Baba Ocağı evladı İlhami Özkan, ocağın tarihini, kerametlerini, inanç ve ritüellerin geçmiş ile günümüz arasındaki farklılıklarını PİRHA’ya değerlendirdi.
“ASIRLARDIR BURAYA FELÇİ GELİP DÜZELEN İNSANLAR VAR”
Turabi Baba Ocağı’nın 1160’lı yıllara dayandığını söyleyen Turabi Baba Ocağı’nın hizmetkârlığını yapan İlhami Özkan, “Asırlardır buraya felçli gelip düzelen insanlar var çok şükür bugüne kadar kerametinde bir kusur olmadı. Gösterdiği kerameti burası inşaat halindeyken köylü toplanıp bir kavak ağacı var onu getirmeye gidiyor ancak kaldıramıyorlar yerinden. Mübarekte şart koşuyor bu gece kimse dışarı çıkmasın perdesini çeksin ben getireceğim diyor. İki horozunu, iki de mumunu alıyor horozların kafasının üstünde mumları yakarak kavak ağacını horozların arkasına atıp çekip getiriyor. Genç bir gelin çıkıyor mübareğin sırrını bozuyor orada ve o ağaç orada kalıyor. Direkler evliyanın sırrı arkasında asılı diğerlerini koymamıştık yer kaplamasın diye ama rüyasını gördük kardeşlerimi benden ayırmayın diye tekrar onları da koyduk. Üst taraflarda oyma işaretler var, yukarı bakan ok işaretleri desteği gösteriyor, aşağı bakan ok işaretleri gün batımı ile onu simgeliyor. Ortada da bir yuvarlak var ay ışığı ve güneşi anımsatıyor” dedi.
“İNSANLAR SON ÇARE OLARAK ZİYARETE GELİYORLAR”
Çoğunlukla çocuğu olmayanların, felçli olanların ziyarete geldiğini vurgulayan Özkan, şunları ifade etti:
“Mum yakıp, duasını ediyor mutlaka şifasını da bulmuşlardır. Asırlardır bu şekilde devam edip gidiyor. İnanç ve ritüellerin işleyişi çok değişti. Eskiden ziyaretler, evliyalar diyerek insanlar ilk başta ziyaretlere gelirlerdi ama şu an en son ‘ziyaretlere’ geliyorlar. Önce doktorlara gidiyorlar çare bulamıyorlarsa en son çare ziyarete geliyorlar. Eski inancımız kalmadı, sosyal medyada insanları epey bir caydırdı. Evliyalarımız sosyal medyalarda anlatılması gereken bir şey değil, insanların bizzat kendisinin görüp yaşaması ve dilden dile anlatılması daha inandırıcı olur. İnsanların gücüne göre kimi horoz getirir, kimi büyük hayvan alıp getirir. Bu maddiyata dayanıyor. Lokmasını getirirler burada kurbanı kesilir. Kalıcılarsa lokma burada pişirilir geri kalanı kapı komşuya dağıtılır. Buranın örf adetleri bu şekilde.”
Cihan BERK/PİRHA
Yoruma kapalı.