PİRHA – İnanç Özgürlüğü Girişimi’nin, “Türkiye’de din, inanç veya inançsızlık temelli nefret suçları 2023” raporuna göre yıl içerisinde 47 nefret suçu ve olayı tespit ettiklerini duyurdu. Raporda, Alevi dergah ve ziyaretlerine yönelik saldırılara da yer verildi.
İnanç Özgürlüğü Girişimi (İÖG), “Türkiye’de din, inanç veya inançsızlık temelli nefret suçları 2023” raporunu yayımladı. 2023 yılı içinde 47 nefret suçu ve olayı tespit edildiği bilgisi paylaşıldı.
Yapılan çalışmayla birlikte, nefret suçunun önlenmesine ve nefret suçuyla ilgili cezasızlığın önüne geçmeye katkı sunmayı amaçlandığı belirtildi. Raporda, inanç topluluklarından gelen bildirimler ve medya izleme sürecinde erişilen veriler temel alınıyor.
İzleme çalışması kapsamında, Ocak – Aralık 2023 aralığında din, inanç veya inançsızlıkla bağlantılı 47 nefret suçu veya olayı bilgisine ulaşıldığı bilgisi verildi. Yapılan açıklamada “Nefret suçlarının ihbar edilmesi önünde önemli engeller olduğu için rapordaki verilerin bu suçların gerçek boyutunu yansıtmadığını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Önceki yıllarda olduğu gibi, 2023 yılında yaşanan nefret suçu veya olayının çoğunda da nefret suçu boyutunun irdelendiği etkili bir hukuki süreç yürütülmediği ve bu suçların sıklıkla cezasız kaldığı görülüyor.” diye belirtildi.
İNANÇ TOPLULUKLARINA YÖNELİK NEFRET SUÇLARI!
2023’te “hedef alınan gruba göre” ulaşılan nefret suçu/olayı bilgisi şöyle:
Hristiyanlar 22,
Yahudiler 14,
Aleviler 7,
Müslümanlar 4,
Ezidiler 2,
Ateistler 1.
Paylaşılan raporda, nefret suçunun çok farklı şekillerde karşımıza çıktığına ve Türkiye’nin birçok noktasında yaşanabildiğine işaret edildi. Bu olaylar sırasıyla, tehdit veya tehdit edici davranış, kişilere yönelik şiddet içeren saldırı, ibadet yeri veya mezarlıklara zarar verme, mala veya eşyaya zarar verme, hakaret ve taciz suçlarını içeriyor. Önceki yıllara kıyasla, 2023’te kişilere yönelik şiddet içeren saldırı sayısında ve oranında bir artış olduğu bilgisi de paylaşıldı.
“EN ÇOK HEDEF ALINAN GRUPLAR HRİSTİYANLAR, ALEVİLER”
Geçmiş yılların izleme verileriyle birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de yaşanan din, inanç veya inançsızlık temelli nefret suçlarıyla ilgili öne çıkan bazı bulgular ise şu şekilde sıralandı:
-Din veya inanç topluluklarıyla ilişkili bazı mekânlar tekrarlayan bir şekilde hedef alınıyor.
-Mezarlık, ibadet yeri, ev veya okul gibi din veya inanç topluluklarıyla ilişkili mekânlara yönelik saldırıların en sık karşılaşılan olaylardan olduğu görülüyor.
-Bazı kişi veya gruplar sistematik tehdide veya baskıya maruz kalıyor. Özellikle Protestanların, Süryanilerin ve Ezidilerin hedefi oldukları nefret suçlarını incelediğimizde, bu olayların sistematikleştiğini ve bu grupların sürekli baskıya maruz kaldıklarını söylemek mümkün.
-2023 yılında özellikle Protestanlara ve Yahudilere yönelik nefret suçlarında bir artış gözlemleniyor.
-2023 yılında, okullarda antisemit sembollerin kullanıldığı iki ayrı olay yaşandı. Bu durum, kapsayıcı, çoğulcu ve ayrımcılık karşıtı bir eğitim sistemi ve müfredatına duyulan ihtiyacı bir kez daha gösteriyor.
-2020’den beri, sırasıyla en çok hedef alınan gruplar Hristiyanlar (52), Aleviler (42) ve Yahudiler (23) oldu. Bu veriler, Türkiye tarihi boyunca birçok kez nefret suçunun hedefi olan bu gruplara karşı kemikleşmiş önyargıların ve düşmanca tutumların devam ettiğini gösteriyor.
“YASAL MEVZUAT VE UYGULAMA İSE BU SUÇLARA KARŞI OLDUKÇA ETKİSİZ”
“Türkiye’de din, inanç veya inançsızlık temelli nefret suçları 2023” raporunda yasal mevzuat ve uygulamanın etkisiz olduğuna da vurgu yapıldı. Paylaşılan bilgilerin devamında şu ifadelere yer verildi:
“Kişileri, toplumları veya kurumları din, inanç veya inançsızlıkları nedeniyle hedef alan nefret suçları, Türkiye’nin önemli insan hakları sorunlarından biri. Nefret suçları toplumsal barışın önünde ciddi bir engel teşkil ediyor. Türkiye’deki yasal mevzuat ve uygulama ise bu suçlara karşı oldukça etkisiz. Nisan 2021 tarihli İnsan Hakları Eylem Planı, ayrımcılık ve nefret suçuna ilişkin Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yeni bir düzenleme ile bu suçlara dair veri tabanı ve istatistiklerin iyileştirilmesi hedeflerini içeriyordu. Ancak, aradan üç yıl geçmesine rağmen bu önemli adımlarla ilgili hala sonuç alınmadı.
Raporun ortaya koyduğu veriler, Türkiye’de bu suçlarla mücadelenin bütünlüklü bir şekilde geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu yeniden hatırlatıyor. Bu doğrultuda, öne çıkan başlıklar şöyle:
-Nefret suçlarına yönelik etkili soruşturulma yapılması;
-Din, inanç veya inançsızlık temelli nefret suçlarının kamu kurumları tarafından sistematik bir şekilde izlenip raporlanması ve ayrıştırılmış verilerin kamu ile paylaşılması;
-Zarara ilişkin etkili tazmin;
-Mağdurların desteklenmesine yönelik bütünsel bir yaklaşım;
-Sivil toplumun nefret suçu konusunda izleme ve savunuculuk çalışmaları yapması;
-Nefret suçlarıyla mücadele için çok paydaşlı çalışmalar.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.