PİRHA- Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Karşıyaka Şube Başkanı Turgut Aydın, mevcut eğitim sisteminin tamamen çöpe atılarak, yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerektiğini söyledi. Aydın, “AKP iktidarı kendi ideolojisi doğrultusunda bir toplum yaratmak için eğitimi araç olarak kullanıyor” dedi.
Haberin videosu
17 yıl boyunca birbiri ardına yapılan değişikliklerle yapboz tahtasına dönen eğitim sistemine dair konuşan Veli-Der İzmir Karşıyaka Şube Başkanı Turgut Aydın, mevcut iktidar döneminde gözle görülür biçimde eğitimin dinselleştirilerek gericileştiği ve ticarileştirildiği eleştirisinde bulundu.
İktidarın kendi ideolojisi doğrultusunda yaratmak istediği toplum modeline göre eğitimi bir araç olarak kullandığının altını çizen Aydın, bu kapsamda eğitimin cemaat ve tarikatlara devredildiğine dikkat çekti.
“EĞİTİM GERİLEŞTİRİLİYOR, TİCARİLEŞTİRİLİYOR”
“AKP’nin iktidar olmasından bu yana gözle görülür biçimde laiklikten uzaklaşılarak çağdışı bir eğitim sistemine geçiliyor” diyen Aydın, 4+4’e geçiş sonrası giderek müfredatın değiştirilmesi, sınav sisteminde yapılan değişiklikler ve yoksul aile çocuklarının imam hatiplere zorlanması ile son aşamaya gelindiğine vurgu yaptı.
“SİYASAL İSLAMLA NEOLİBERALİZM İTTİFAK HALİNDE”
Aydın, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunu sadece eğitimin dinselleştirilmesi olarak ele almamak gerekiyor. Eğitimin ticarileştirilmesi boyutu var. Bu ikisi birbiriyle paralel olarak gidiyor. Eğitimin ticarileştirilmesi için din bir araç olarak kullanılıyor. AKP iktidarı, kendi ideolojisi doğrultusunda bir toplum yaratmak için eğitimi araç olarak kullanıyor. Bir toplum mühendisliği uyguluyor. Dolayısıyla siyasal islam ile neoliberalizmin ittifakı söz konusu. Olayı ekonomik-politik yönü ile ele alırsak doğru tespitler yapabiliriz. Doğru tespit yaparsak buna karşı doğru mücadele yöntemleri geliştirebiliriz.”
“AKP TABANINDA BİLE RAHATSIZLIĞA NEDEN OLUYOR”
Devletin, asli görevi olan eğitimi tarikat ve cemaatlare devrettiğini söyleyen Aydın, bu tarikatlar ile yapılan protokollerin gün geçtikçe arttığını ifade etti. Alanlarda yürüttükleri çalışmalardaki gözlemlerinde eğitimin dinselleştirilmesinin sadece Aleviler değil toplumun diğer kesimleri ve hatta AKP’nin kendi tabanında da rahatsızlığa neden olduğunu dile getiren Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
“Eğitim aslında 60 milyonu ilgilendiren bir konu. Hedef kitlemiz bu olmalı. Eğitimin diğer bileşenleri olan eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ile birlikte ortak mücadele hattı oluşturmak gerekiyor. Biz Veli-Der olarak özellikle cemaatlerin ve tarikatların yuvalandığı bölgelerde çalışma yürütüyoruz. Özellikle yoksul bölgelerdeki okullarda sorunlar daha fazla görünüyor.
“MÜFREDATLAR HURAFELERLE DOLU”
Devlet, zaten okullarını gözden çıkarıp, başkalarına devretmiş durumda. Bunun en açık örneği de cemaat ve tarikatlarla yapılan protokoller. Milli Eğitim’in asli görevi eğitim öğretim faaliyetlerini yürütmek. Bu görevini devredemez. 2002 yılında Milli Eğitim’e genel bütçeden yüzde 17-18 pay ayrılırken bugün ise yüzde 5 ayrılıyor. Yığınla sorun var. Müfredatların içeriği boşaltıldı, hurafeler ile dolduruldu. İktidar bunu bir araç olarak kullanıyor ve her şeyi yapıyor. Eğitimin dinselleştirilmesi sadece Alevileri değil toplumun diğer kesimlerini de AKP’nin kendi tabanını dahi rahatsız ediyor. Alanda çalıştığımız için buna birebir şahit oluyoruz. İmam hatiplerin üniversite sınavındaki başarısı yüzde 17 idi, bu sene yüzde 15’lere düştü. Temel bilimsel bilgiler verilmiyor. Gericileştirilmiş bir müfredatla eğitim var.”
“VAR OLAN EĞİTİM SİSTEMİ RAFLARA KALDIRILMALI”
Alevi çocuklarının imam hatibe kayıt ettirilmeye çalışılmasını bir asimilasyon politikası olarak değerlendiren Aydın, tüm farklı inançların bundan payını aldığını ifade etti. Sorunun çözümünün ise eğitim sisteminin tümden rafa kaldırılıp, yeni baştan eğitimin bileşenleri olan veliler, öğretmenler ve eğitim bilimcilerle ile birlikte laik, bilimsel, parasız ve ulaşılabilir bir eğitim sisteminin oluşturulması ile çözüleceği tespitinde bulunan Aydın, son olarak şunlara dikkat çekti:
“Tabi ki Aleviler bu sorunu daha fazlası ile yaşıyor. Farklı inandığı için buna tepki gösteriyor. Onur Mahallesi’nde bir ortaokulun imam hatibe dönüştürülmesi için bir yürütülen bir çalışma var. Veliler tepkili. Tepki gösteren aileler içerisinde dindar aileler bile var. Bu kadar da kararlılar. AKP’nin tabanından dahi böyle tepki var. Ama elbette Alevi çocuklarını daha fazla vuruyor. 35 yıl öğretmenlik yaptım. Öğretmenlik yaşamımdan bu yana eğitimin sorunları hep vardı. O dönem ki eğitime de laik eğitim denilemezdi. 12 Eylül 1980 darbesi ile anayasa içerisine din dersinin zorunlu olarak yerleştirilmesi bunu tamamen bitirmişti. Ama AKP iktidarı döneminde toplumsal dönüşümü sağlamak için eğitim kullanılıyor. Müfredatın içi boşaltılarak, kırıntısı olan bilimsellik kaldırılarak eğitim tamamen gericileştirilmeye ve piyasalaştırılmaya çalışılıyor. Buna karşı yapılacak tek bir şey var. Eğitim sistemini komple çöpe atıp yeni baştan laik, bilimsel, parasız ve ulaşılabilir kamusal eğitim sistemini oluşturmamız gerekiyor. Çünkü bu eğitim sisteminin neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Eğitimin planlamasından uygulamaya konmasına kadar eğitimin tüm bileşenleri veliler, öğretmenler, demokratik kitle örgütleri ve eğitim bilimcilerle birlikte çağdaş bir eğitim sistemi oluşturulabilir.”
PİRHA / İZMİR
Yoruma kapalı.