PİRHA- Sinan Uysal Tokatlı Alevi bir genç. İstanbul İkitelli Gençlik Kolları Başkanı. belirledikleri illerde köy okullarında okuyan yoksul çocuklara giyim, kırtasiye yardımı yapıyorlar cemevi gençliği olarak. Hedefleri büyük: Daha çok çocuğa ulaşabilmek. Okullarda din dersinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını da isteyen Sinan Uysal, OHAL’in patronların işine yaradığını belirterek, “hakkımızı arayamayacağız. Elimizden geldiğince OHAL’e direneceğiz” diyor.
Haberin Videosu
İstanbul’da İkitelli Cemevi Gençlik Kolları Başkanı Sinan Uysal, eğitime katkı projesini, OHAL ve zorunlu din dersi ve müfredatı PİRHA’ya değerlendirdi.
Tokatlı bir Alevi genç olan Sinan Uysal, gençlik kollarındaki ilk faaliyetlerinin Alevilik üzerine dedelerle sohbetler olduğunu söyledi.
Eğitim projesi kapsamında geçen yıl kimsesiz çocuklara ulaşmaya çalıştıklarını ancak bu yıl köy okullarına yöneldiklerini, 450 öğrenciye bot, mont, kırtasiye malzemeleri yardımında bulunduklarını kaydetti.
“BEN DE KÖY OKULUNDA YIRTIK PANTOLONLA OKUDUM”
Kendisinin de köy okulunda okuduğunu belirten Sinan Uysal duygularını şöyle dile getirdi:
“Köy okulunda okudum. Biz de o yollardan geçtik, biz de yırtık ayakkabıyla yırtık pantolonla okula gittik. Dışarıda her hangi bir şey yapamıyorduk. Böyle bir kuruma gelince böyle bir projenin içine girdik ve kendimizi oradaki çocukların yerine koyduk ve böyle bir projeyi gerçekleştirdik. Bu sene de devam edeceğiz bu projeye. Tekrar yetişebildiğimiz kadar gideceğiz. Tabi buna bir bütçe lazım. Bir konser düzenleyeceğiz. Oradan gelen gelirin hepsini köy okullarındaki çocuklara harcayacağız. Gidebileceğimiz kadar gideceğiz. Tabi şu anda belli bir yerimiz yok. Bu Malatya olabilir, Batman olabilir, Hakkari olabilir, Tunceli olabilir, Tokat olabilir. Ayrım yapmıyoruz ama dediğim gibi Alevilerin biraz daha yoğun olduğu okullara gitmeye çalışıyoruz.”
İkitelli Cemevi’nde 100 kadar genç bulunduğunu belirten Sinan Uysal, “Gençliğin çalışmalara katılımı güzel. Her hafta pazartesi 20:15’te toplantı yaparız. Projeler üretiriz. Elimizde varsa onun üzerinde çalışma yaparız. Herhangi bir şeyimiz yoksa sohbetler yapılır, canlar semah dönerler” diye konuştu.
Ünsal, cemevinde semah, bağlama, dedelik, zakirlik kursları verildiğini ve katılımın, ilginin güzel olduğunu da ifade etti.
“ZORUNLU DİN DERSİ KALDIRILMALI”
Zorunlu din dersinin kaldırılmasını isteyen Sinan Uysal, “Zorunlu din derslerine karşıydık zaten. Bu ülkede 25 milyona yakın Alevi var. Alevilik bir dindir demiyorum inançtır. Biz bu cemevindeyiz. Devletten herhangi bir destek almıyoruz. Tüm her şeyi kendi imkanlarımızla karşılıyoruz. Elektriğini, suyunu her şeyini. Ben din dersi almak istemiyorum. Bu gönül işidir. Dinde zorlama olmaz. Almak istersem alırım, almak istemiyorsam almam. Zaten devlet yeterince merdiven altlarında açıyor din kurslarını. Bunu da okullara dayatmalarına gerek yok” diyor.
İmam hatip okullarının sayısının da çoğaltıldığını da hatırlatan Uysal, “Sonuçlarını da görüyoruz işte. Ülkenin başına musallat olan FETÖ. Zorunlu din dersiyle gençleri dine zorlarsan yoldan çıkarlar. Açık ve net söylüyorum. Biraz rahat bırakmak lazım. Kendi öğrenmek istiyorsa öğrenir, öğrenmek istemiyorsa kendi bilir” diye konuştu.
“BİZ ÖZÜMÜZDEN DÖNMEYİZ”
Cami-cemevi projesini hayata geçirmek isteyenlere de tepki gösteren Sinan Uysal, “Cami cemevi projesini onaylayanları biz biliyoruz. Şu anda da bazı kurumların başında yöneticileri de var. Biz cami -cemevi projesine karşıyız. Alevilerle kendilerini yarışa sokuyorlar. Bizim kimseyle yarışmaya niyetimiz yok. Biz buyuz. Biz özümüzden dönmüyoruz, dönmek gibi de bir niyetimiz yok.
“OHAL’E DİRENEBİLDİĞİMİZ KADAR DİRENECEĞİZ”
Sinan Uysal’ın ülkede sürekli uzatılan OHAL’le ilgili aklında kalan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın patronlara hitap ederken, “Patronlar sevinebilir. Biz OHAL’i uzatarak işçilerin grev hakkını aldık” sözü.
Uysal tepkisini şöyle dile getiriyor:
“Bu ne demek ben hakkımı arayamayacağım artık. Sen de hakkını arayamayacaksın, tüm arkadaşlarımızın hiçbiri hakkını arayamayacak. Önümüzü kesiyor. Şimdi patronlar istediği gibi diretebilecek biz hakkımızı aramak istediğimizde, arayamayacağız. Çünkü OHAL’deyiz. OHAL’de elimizden hiçbir şey gelmiyor. Ama direnebildiğimiz kadar direneceğiz. Devlet bunu üç ay sonra bir daha uzatacak. Bir daha uzatacak. İstediklerini alana kadar.”
Yoruma kapalı.