Alevi Haber Ajansi

İHD’den ‘Kayyım’ başlıklı panel: Yerel yönetim hakkını yok sayan bir anlayışın tezahürü-VİDEO

PİRHA- İHD Ankara Şubesi, İnsan Hakları Haftası kapsamında “Kayyım rejimi” başlıklı panel düzenledi. Yapılan konuşmalarda, kayyım uygulamalarıyla belediyelerin geleceğinin ipotek altına alındığı, şeffaflığın tamamen ortadan kaldırıldığı vurgulandı. Panelde kayyım rejiminin yalnızca siyasal bir mesele olmadığının da vurgusu yapıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Merkezi’nde “Kayyum Rejimi” başlıklı panel düzenledi.

Moderatörlüğünü İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen’in yaptığı panele, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, Halfeti Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Karayılan, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖDH) Üyesi Avukat Nuray Özdoğan katıldı.

“KAYYUM REJİMİ, İNSANLIĞI İLGİLENDİREN BİR MESELE”

Panelin konuşmacılarından Mehmet Karayılan, 2024 yılında toplumun gündeminde yer alan konuların kadın cinayetleri, kayyım ve savaş olduğunu söyledi. Karayılan, kayyım rejiminin sadece yerel bir sorun olmadığını belirterek şu konuşmayı yaptı:

“Kayyım, tüm ülkeyi ve insanlığı ilgilendiren bir mesele. Bu sorun sadece belirli bir coğrafyayı değil, hepimizi ilgilendiriyor. Yan yana gelerek birbirimize güç vermemiz, kayyum rejimine karşı ortak bir mücadele platformu oluşturmamız gerekiyor. Kayyum uygulamaları, 2016 darbesinden sonra hız kazansa da aslında kökleri cumhuriyet dönemine kadar uzanıyor. OHAL ve sıkıyönetim uygulamalarıyla bu anlayış, tarihsel olarak hep devam etti. Ancak 2016 sonrasında Belediye Kanunu’na eklenen 45’inci maddeyle kayyum uygulamaları hukuksal bir zemine oturtulmaya çalıştı. Seçme ve seçilme hakkımız YSK tarafından onaylandığı halde, hakkımızda devam eden davalar kayyum atanması için gerekçe olarak kullanıldı. Bu durum, devletin vatandaşına tuzak kuran bir zihniyetle yönetildiğini gösteriyor. Halbuki anayasal düzeni esas alan bir devlet, vatandaşına tuzak kurmaz; bu ancak haydutluk olarak tanımlanabilir” diye konuştu.

‘KAYYIM UYGULAMASI CİDDİ BİR RANT DÜZENİ YARATTI’

Kayyum rejiminin, halkın iradesini yok sayan bir uygulama olduğunu belirten Karayılan, şöyle devam etti:

“Kayyım rejimi ile aynı zamanda ciddi bir rant ve talan düzeni yaratılmıştır. Örneğin, Halfeti Belediyesi’nde, bir iş ihalesinin beş milyon TL’lik maliyeti varken 58 milyon TL’ye ihale edilmiş ve bu paralar dolaylı yollarla kayyum tarafından geri alınmıştır. Belediye’nin geleceği ipotek altına alınırken, şeffaflık ve hesap verebilirlik tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bu durum, kayyum rejiminin yalnızca siyasal bir mesele olmadığını, aynı zamanda ekonomik bir sömürü sistemi olduğunu da ortaya koymaktadır. Ayrıca kayyum rejimi, temel hak ve özgürlükleri de gasp eden bir anlayışı temsil ediyor. Belediyelerdeki kadın dayanışma evleri, kültürel projeler, Kürtçe dil ve edebiyat çalışmaları gibi faaliyetler sonlandırılıyor. Bunun yanında, şahsımızın katıldığı toplantılar, verdiği mülakatlar ya da sadece parti çalışmaları bile dava konusu haline getiriliyor. Bu hukuksuzluklar, halkın seçme hakkını, katılımcılığı ve yerel yönetim hakkını yok sayan bir anlayışın tezahürüdür.”

“KAYYUM ATAMALARI NORMAL HALE GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

2016 yılından sonra birçok mevzuatta Kürtler ve muhalifler aleyhinde yasal düzenlemelerin yapıldığına dikkat çeken Nuray Özdoğan ise konuşmasında şunlara değindi:

“OHAL döneminde başlayan bu uygulamalar, çeşitli hukukî düzenlemelerle sistematik hale getirildi. OHAL döneminde ‘ikili hukuk’ diye adlandırılan bu sistem, belediyelerden imar mevzuatına, cenaze yönetmeliğinden acele kamulaştırma kararlarına kadar birçok alanda muhalif yapılara yönelik baskı ve şiddetin önünü açmıştı. 2016’da OHAL rejimi altında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK’ler) bu düzenlemeleri mevzuata ekledi. Örneğin, belediyelere kayyum atanması önce bir yasa tasarısı olarak sunulmuş, ancak muhalefetin direnişi nedeniyle KHK ile düzenlenmişti. O dönemde Anayasa Mahkemesi, OHAL yasalarını incelememe kararı aldığı için bu düzenlemeler iptal edilmedi. Daha sonra bu kararların çoğu yasalaştırıldı ve belediyelere kayyum atama uygulaması sistematik hale getirildi.”

“SAYIŞTAY RAPORLARI YOLSUZLUKLARI ORTAYA KOYUYOR”

Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ise yaptığı konuşmada, kayyım dönemindeki yolsuzluklar üzerinde durdu. Tiryaki şunları söyledi:

“Sayıştay raporlarında yer alan veriler, bu yolsuzlukların çarpıcı bir şekilde ortaya serildiğini gösteriyor. Hatta bir kayyum, şu an deprem döneminde insanları dolandırmaktan tutuklu. Buna rağmen, bu gibi olaylar kamuoyuna daha kapalı bir şekilde yansıtılıyor. Ancak bu yolsuzlukların aslında rant aktarımı için bilinçli bir şekilde tasarlandığını düşünüyorum. Olan şu: bir kayyum, yolsuzluk yapmış, hakkında soruşturma açılmış, ama o paralar geri dönmüyor. Yapılan ihaleler iptal edilmiyor. Mülkiyet değişimleri geri alınmıyor. Bu noktada İnsan Hakları Derneği olarak, İnsan Hakları Haftası kapsamında temel hak ve özgürlükler ekseninde bu konuyu tartışmak önemli. Bugün en çok ihlal edilen haklardan biri de bu. Hakikaten büyük bir hukuksuzluk var. Bu hukuksuzluğun kaynağı ise olağanüstü hâl döneminde çıkarılan KHK’ler oldu.”

PİRHA/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak