Alevi Haber Ajansi

İHD, Romanlara karşı ayrımcılıkların durdurulması için hükümete acil çağrı yaptı

PİRHA – İHD İstanbul Şubesi, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’ne ilişkin açıklama yayınladı. Açıklamada, “Romanlara yönelik her tür ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve nefret saldırılarının durdurulması için hükümete acil çağrı yapıyoruz” ifadeleri yer aldı.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’ne ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Romanlara yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve nefret saldırılarının durdurulması için hükümete çağrı yapıldı.

“ROMANLAR, AYRIMCILIK VE NEFRET SALDIRILARIYLA KARŞILAŞIYOR”

“Zorunlu sebeplerle yurtlarından göçerek dünyanın pek çok ülkesine yayılmış, 10. yüzyıldan bu yana da Anadolu’da yaşamakta olan ve defalarca soykırımla karşılaşmış Romanlara halen ayrımcılık yapılıyor, fiziki ve kültürel varlıkları yok edilmeye çalışılıyor” denilen açıklama şöyle devam etti:

“Türkiye’de de eğitimden sağlığa, barınma olanaklarından istihdama, kültürel değerlerini korumaya kadar pek çok alanda ayrımcılıkla ve nefret saldırıları ile karşılaşıyor Romanlar. Her tür ayrımcılığa karşı mücadele eden insan hakları savunucuları olarak, 8 Nisan Dünya Romanlar günü vesilesi ile bir kez daha ayrımcılığın önlenmesinde toplumsal duyarlılığın önemini belirterek, Romanlara her anlamda varlık ve değerlerini koruma ve geliştirme olanaklarının sağlanması, Romanlara yönelik her tür ayrımcılığın ortadan kaldırılması, ve nefret saldırılarının durdurulması için kamu otoritelerine ve hükümete acil çağrı yapıyoruz.”

“ÖZGÜR YAŞAMI TERCİH EDEN ROMANLAR YOK EDİLMEYE ÇALIŞILMIŞLAR”

Açıklamada Romanların tarihine ilişkin şu bilgiler verildi:

“Yapılan araştırmalar göstermektedir ki; sadece bu gün değil, özgür yaşamayı tercih eden Romanlar tarih boyunca ayrımcılığa uğramış ve yok edilmeye çalışılmışlar. Bu saldırılar, 1933 yılında Almanya’da Romanların kısırlaştırılmasına karar verilmesi ve zorla kısırlaştırılmaları ile daha vahim bir hal almış, 1941’ lere gelindiğinde ise 10 Ekim Roman soykırımı olarak tarihe yazılan olaylar yaşanmış, kurulan özel birlikler tarafından toplanan on binlerce Roman Nazi toplama kamplarına gönderilmişler ve kıyıma uğratılmışlardı.  Bu yetmemiş, Naziler Auschwitz toplama kampında 800 roman çocuğu sistematik uygulamalarla öldürmüştü. Bu süreçte Birkenau toplama kampına 23 bin Roman’ın  transfer edildiği ve 21 bininin orada öldürüldüğü de bilinenler arasındadır. Nitekim araştırmacılar, 2. Dünya savaşı sırasında Romanların da Yahudiler gibi soykırıma uğratıldıklarını söylemektedir.

Sayıları tam bilinmemekle beraber  Dünyada 20 milyon oldukları belirtilen Romanlar’ın yaklaşık  5 milyonu Türkiye’de, Trakya bölgesi ve İzmir başta olmak üzere Anadolu’nun pek çok şehrine dağılmış olarak yaşıyor.

Ne tesadüf ki Türkiye’de de 1934 tarihli İskan Kanunu ile başlayan ve yabancıların ikametini düzenleyen yasalar ile vatandaşlık kanun ve yönetmeliklerinde, hatta emniyet güçlerinin çalışmalarına dair yönetmeliklerde ve Türkçe sözlük çalışmalarında  Romanlar, “Çingene” adı altında aşağılanmış, hastalıklı suçlular gibi gösterilmiş, ötekileştirilmiş ve bu durum yakın zamana kadar da resmen devam etmiştir.”

“AYRIMCI ZİHNİYET VARLIĞINI SÜRDÜRMEKTEDİR”

“Bugün de, hem kamu kurumlarında hem de sosyal hayatta eğitimden sağlığa, barınmaya kadar pek çok alanda ayrımcılık yanında nefret söylem ve eylemleri ile karşılaşıyor .Romanlar, yaşadıkları mahallelerdeki evlerinden edilerek şehir dışı alanlarda yaşamaya zorlanmakta ve böylece o mahallelerde yaşatılan Roman Kültürüne ağır darbeler vurulmaktadır” diye belirtilen açıklama şunlar aktarıldı:

“Mevzuatta yer alan ayrımcı düzenlemeler konusunda özellikle 2000’lerin ikinci yarısından sonra AB Uyum Yasaları çerçevesinde iyileştirmeler olsa da, ayrımcı zihniyet varlığını sürdürmektedir. Kamuda ve özel işletmelerde istihdam edilme, yerleşme, okullara kabul, eğitim olanaklarına erişim, sağlığa erişim, yeterli gelir elde etme, kültürel varlığını koruma ve geliştirme, anadilde eğitim, anadilin korunması ve sosyal hayatın her alanında Romanlar dışlanmaya, aşağılanmaya, yok sayılmaya devam edilmektedir. Yaşam şartlarının zorlaşması kültürel asimilasyonu hızlandırmış ve bu gün roman kültürü ve dilleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır.

Başta da söylediğimiz gibi; her tür ayrımcılığa karşı mücadele eden insan hakları savunucuları olarak, 8 Nisan Dünya Romanlar günü vesilesi ile bir kez daha ayrımcılığın önlenmesinde toplumsal duyarlılığın önemini belirterek, Romanlara her anlamda varlık ve değerlerini koruma ve geliştirme olanaklarının sağlanması,  Romanlara yönelik her tür ayrımcılığın ortadan kaldırılması, ve nefret saldırılarının durdurulması için hükümete acil çağrı yapıyoruz.”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak