Alevi Haber Ajansi

İHD Mersin’den çağrı: Polis şiddeti bağımsız biçimde soruşturulsun!- VİDEO

PİRHA- İHD Mersin Şubesi, 28 Ekim’de 11. Yargı Paketi’ne karşı yapılan eyleme yönelik polis müdahalesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “Bu müdahale, kadın ve LGBTİ+ kimliğine yönelik nefretin güvenlik politikalarıyla iç içe geçtiğini göstermektedir” denilerek, müdahalede görev alan kolluk personeli hakkında bağımsız soruşturma başlatılması talep edildi.

 

Mersin Kadın Platformu, 11. Yargı Paketi’ne yönelik tepkilerini dile getirmek için 28 Ekim’de Pozcu GMK Bulvarı’nda bir araya gelmişti. Eylem alanı polis tarafından ablukaya alınmış, kadınlara “çanta araması” dayatılmıştı. Aramayı reddeden platform üyeleri açıklamalarını abluka altında okurken, gökkuşağı ve trans bayraklarının açılması üzerine polis kitleye müdahale etmişti. Müdahale sırasında kadınların darp edildiği, bir kişinin ise kısa süreli olarak gözaltına alındığı aktarılmıştı.

Yaşananların ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, olaylara dair hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaşmak ve kadınlara yönelik polis şiddetini kınamak amacıyla Pozcu Koton önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, İHD Mersin Şube Eş Başkanı Zeynep Kaya okudu.

“KADINLARA YÖNELİK MÜDAHALE CEZALANDIRMA VE GÖZDAĞI AMACINI TAŞIYOR”

Kaya, derneğe yapılan başvurulardaki beyanlara ve video kayıtlarına göre eylem sırasında çok sayıda kadının ve LGBTİ+’nın itme, vurma, boğaz sıkma ve keyfi gözaltı girişimlerine maruz kaldığını belirtti. Bu uygulamaların yalnızca toplantı ve gösteri hakkının değil, işkence ve kötü muamele yasağının da ihlali anlamına geldiğini ifade eden Kaya, “Kolluk güçlerinin eylemcilere karşı uyguladığı güç, dağıtma amacıyla değil, cezalandırma ve gözdağı verme saikiyle gerçekleştirilmiştir. Bazı kadın polislerin kadın eylemcilere yönelik meme bölgesine yönelen fiziksel müdahaleleri, kadın bedeni üzerinde tahakküm kurma girişimidir. Derneğimize başvuruda bulunan platform üyeleri, tacize maruz bırakıldıklarını açıkça beyan etmiştir. Bu tür saldırılar, kadınların kamusal alanda var olma iradesine, kadınların ve LGBTİ+’ların yürüttüğü feminist mücadeleye yönelik patriyarkal baskı, eril bir disiplin ve kontrol pratiği olarak değerlendirilmelidir” diye konuştu.

Eylem sırasında bazı kolluk görevlilerinin kadın ve LGBTİ+ eylemcilerinin isimlerini yüksek sesle söylemelerine de değinen Kaya, “Polislerin aktivistleri ‘tanıdıklarını ve izlediklerini’ ima etmeleri, psikolojik baskı ve fişleme niteliği taşıdığı gözlemlenmiştir. Amaç, eylemcilere kişisel düzeyde bir korku salmak, kamuoyu önünde onları teşhir ederek politik kimliklerinden dolayı sindirmektir” dedi.

Kaya, eylem sırasında bir kişinin hukuki gerekçe olmaksızın kısa süreli alıkonulduğunu, bunun kişisel özgürlük hakkının ihlali anlamına geldiğini söyledi.

“BU SALDIRI NEFRET SAİKİYLE YAPILMIŞTIR”

Eylemde gökkuşağı bayraklarının taşınmasının ardından polis müdahalesinin artmasının, olayın nefret saikiyle gerçekleştiğini gösterdiği vurgulayan Zeynep Kaya, “Bu müdahale, kadın ve LGBTİ+ kimliğine yönelik nefretin güvenlik politikalarıyla iç içe geçtiğini göstermektedir. Kadınların kamusal alanda var olma iradesine yönelik bu saldırı, eril bir disiplin ve kontrol pratiği olarak değerlendirilmelidir” diyerek şu talepleri sıraladı:

“-Müdahalede görev alan kolluk personeli hakkında derhal bağımsız soruşturma başlatılması,

-Kadın ve LGBTİ+ eylemlerine yönelik cinsiyet temelli şiddet vakaları için özel izleme mekanizması kurulması,

-İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının geri alınması ve sözleşme hükümlerinin uygulanması,

-Kadın ve LGBTİ+’ların barışçıl eylem hakkının güvenlik gerekçesiyle sınırlandırılmaması.”

Kaya, açıklamayı şu sözlerle tamamladı:

“Kadınların ve LGBTİ+’ların sokakta, meydanda, yaşamın her alanında özgürce ve onuruyla var olma hakkını savunuyoruz. Devletin görevi bu hakkı bastırmak değil, güvence altına almak olmalıdır.”

PİRHA/ MERSİN

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.